Maalesef insanlığın ağır bombalar, füzeler, misket bombaları ve kimyasal silahlarla yok edildiği zaman sarmalının içinde yaşıyoruz. Tabii buna yaşamak denirse. Bu kara lekeyi üzerimizden kaldırmak imkânsız. Gelecek kuşaklar bu nedenle bizi suçlayacak. Bu kadar orantısız güç ve bu kadar yalnızlığa terkedilmiştik arasına sıkışan çocuk, kadın, yaşlı sivil insanların üzerine bombalar yağdırılsın ve yataklarımızda rahat uyuyalım! Olacak iş değil. Dünya halkları din, dil ırk gözetmeksizin ayaklanmış halen bunak çete başının öncülüğünde kıyıma ve soykırıma devam! Anlaşılır gibi değil.
Soykırımcı Netenyahu, aslında ilahilik sıfatını kaybetmiş, insan eli ile bozulmuş, hahamların dünyalık metaı haline gelmiş Tevrat’tan alıntılar yapıyor. Amelek’lerden bahsediyor, kehanetlerden söz ediyordu. Bir de ne görelim kırk küsur hahamdan da fetva almış. Neymiş savaşta hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, sivilleri, gazetecileri de vurabilirlermiş. Bu tür haham sürüsü Peygamberimize de öyle yaptı. Kelimeleri tahrif etti. Geçen yazılarımda bu konuya temas etmiştim şimdi buna girmeyeceğim ama Kur’an-ı Kerim’den bir ayeti sizlere takdim etmek istiyorum.
Cuma Suresi ayet/5. Meali: “Kendilerine Tevrat’ın (emirlerine uyma görevi verilip) yüklendikleri bu sorumluğa uymayanların durumu ( bozulmamış asıl Tevrat’la amel etmeyenlerin durumu) tıpkı (ne olduğundan haberi olmayan) bilinçsizce ciltler dolusu kitapları sırtında taşıyan merkeplerin durumu gibidir. Allah’ın ayetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür. Allah zalimler güruhunu hidayete erdirmez.” Bu ayetin gönderiliş sebebi İslam’ın yeni gönderildiği günlerdeki peygamber bekleyen Yahudiler yani Yahudilere yön veren hahamlardır. Diğer adıyla “ahbar”lardır. Bu gün aynı zihniyet devam ediyor olmalı ki, Siyonist hahamlar kâfir Netenyahu’ya aynı fetvayı vermiş olmalı.
Esasında Yahudi toplumunu yoldan izden çıkaranlar bu ahbarlardır. Bunlar dünyayı ve dünyalığı çok severler ve istenilen fetvaları menfaatleri için her kılığa girerler. (Bkz. Maide 63, Tevbe 34. ayetler.)
Rabbimiz bunları ne güzel tanıtıyor ama biz biraz farkında değiliz. Ne olduğunu bilmeden sırtında ciltlerce kitap taşıyan merkepler gibidirler diyor. Çünkü eşekler sırtında sadece yük taşır. Ondan bir fayda elde demez. Çünkü onların aklı yoktur. Bunu anlamaması normaldir. Ama ona benzetilen ve aklı olan insan ise, işte burada durup düşünelim. Akıl var, bilgi var ama hakka karşı kapalı vicdanı varsa işte onlar için “bel hüm edal.” Yani hayvandan da aşağılık varlıklar demektir. Kaldı ki hayvanlar da insanlara hizmet için görevlerini yerine getiren canlardır.
“Bed asla necabet mi verir ünüforma/ Zerduz palan vursan eşek yine eşektir.” Der Ziya Paşa Terkib- Bend’inde. Yani aslı bozuk olana dilediğin unvanı versen yine de üstünlük verilmiş olmaz. Nihayet altın, gümüş kakmalı semer de sırtına vursan eşek yine eşektir. Bu eşeği değiştirmez.
Sözün özü: Netenyahu’ya yukarıdaki fetvayı veren hahamlar ve aynı zihniyeti taşıyanlaradır. Başkasına değil. “Yahudi” olarak İsrail’de bulunduğunu söyleyene ve “Siyonist olmak için Yahudi olmaya gerek yok” diyen bir ayağı çukurdaki zavallıya söylenecek tek kelime: Önce insan olun ve dünyayı dinleyin.
Selam olsun size şehitler. Ölen siz değil insanlıktır.