DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Yusuf Sarıkaya
Yusuf Sarıkaya
Giriş Tarihi : 01-06-2024 21:31

Fetih ve İşgal

Hakikatle (gerçekle) insanlar arasına giren, insanların özgürce seçimini engelleyen her türlü engeli kaldırmak için İslam Devleti’nin giriştiği eyleme cihat denir. Tanımlardan biridir bu. Başka tanımları da var elbet. Ama bana daha çok bu tanım yakın geliyor.

İslam’da fetihler bu amaçla yapılır. Müslümanların amacı fethettikleri ülkeyi tarumar etmek, yer altı yer üstü zenginliklerini yağmalamak ve halkını köleleştirmek değildir. Müslümanların geçmişinde, Batı’nın işgallerden sonra insanlığa miras bıraktığı aç Afrika halkları ve yok edilmiş Kızılderililer yoktur.

Fetihten sonra özgürlük çiçekleri açar. İbadette özgürlük, mülkte, ticarette, aile hayatında özgürlük kapıları açılır. Fethin sonucunda silahlar susar, sivil halk koruma altına alınır. Her türlü saldırıdan halk korunur. Tüm kişisel hakları saklı kalır. Malı, canı, ırzı korunur. Fethin sonunda doğrudan savaşa iştirak etmeyenlere dokunulmaz. Savaşta alınan esirlere gayri insani muamele yapılmaz. Ülkenin tabii güzellikleri bozulmaz. İnsanlar aç susuz bırakılmaz.

İşgalden sonra ise en tabii haklar kısıtlanır, ibadet, ticaret, mülk vb. temel haklar askıya alınır. Endişe ve korku vardır. Kuralsızlık vardır. Tam bir keşmekeşlik vardır. Sivil halk korku içindedir. Mal, can, ırz ayaklar altına alınır. Çoluk- çocuk, kadın-kız, yaşlı-sakat hepsi bu insafsız uygulamadan nasibini alır. Yağma başlar. Tıpkı Gazzeli bir çocuğun bisikletini yağmalayıp onunla tur atan katiller sürüsü İsrail askerinin yaptığı gibi.

Fetihten sonra soy kırım, bir milleti ortadan kaldırma, toplu mezarlara gömme gibi son derece korkunç bir insanlık suçu işlenmez, milletler varlıklarını İslam’ın yüce özgürlük anlayışı altında devam ettirirler. Gerçek özgürlük demek olan İslam’a ve Müslümanlara ihanet etmedikçe tebaa (vatandaş) her türlü bozulmaya karşı koruma altındadır.

İşgalden sonra, yerli halka ait (Müslüman veya başka dinden olması önemli değildir işgalciler için) mabetler, sanat abideleri hunharca yakılır, yıkılır. Bir zamanlar medeniyetler fışkıran yöreler çöle ve çorak bir araziye dönüşür. Moğollar’ın Anadolu’yu istilasında bu görülmüştür. Dünyaya bilim ve fennin, edebiyat ve sanatın zirvelerini yetiştiren Endülüs medeniyetine Batılı Haçlıların ne yaptıkları da bilinmektedir. Buralarda tek bir Müslüman bırakmadılar. Kütüphaneleri yaktılar, mabetleri ve sarayları yıktılar. Bugün ise Siyonist Yahudi İsrail’in ve arkasındaki işgalci katillerin yaptıkları yeni bir soy kırım ve yeni bir katliamdır. Soykırım, toplu katliamlar ve toplu mezarlar insanlara canlı seyrediliyor. Ortaya koydukları insani değerler(!) sadece kendilerinin işine yarar. Kendilerinden olmayanlar insan gibi görülmez ve onlara uydurdukları değerler uygulanmaz. Bu gün şahit olduğumuz tam da budur. Baskıcılık ve ikiyüzlülük bunların genlerinde vardır.

Anadolu’nun fethinden sonra İstanbul’da, Erzurum’da, Van’da vb. pek çok yerde azımsanmayacak sayıda Hıristiyan ve buna bağlı olarak mabetler ayaktadır. Eğer gayr-i Müslimler, topluma ayak uyduramamışsa, kendi özgür seçimleri ile dilediği ülkeye gidebilmiştir. Gerçi devlet otoritesinin zayıfladığı dönemlerde bazı olumsuzluklar olmuş fakat İslam Devletleri ve Müslümanlar asla terörist olmamıştır.

Velhasıl fetihten sonra tam bir hür ortam, kulu kula kulluktan kurtararak, Allah’a kul olma ortamı doğar. İnsan için hemcinsine kulluktan daha zelil, aşağılayıcı ne vardır! Yine insan için tüm evreni yaratan Yüce Allah’a kul olmaktan daha onurlu ne olabilir? Kula kulluktan kurtarma özgürlüğünü insanlara sadece İslam verebilir. İslam’da tebliğ vardır. Din seçiminde zorlama yoktur. Misyonerliğin sömürgecilikte öncü kol olarak kullanılması anlayışı İslam’da yoktur.

Sadece işgal mekanizmasını çalıştıran küfür milleti ise ancak yeryüzünü bozabilir, kan gölüne çevirebilir, açlık getirebilir, hastalık getirebilir. Bugün bunun en acımasız ve vahşi örneklerini Gazze’de, Doğu Türkistan vb. işgal edilen yerlerde görüyoruz.

Bu zor durumdan insanlığı kurtaracak olan, kalbi ve aklı birlikte hareket eden, Allah’a tam kulluk yapabilen, farklılıkları birlik ve beraberlik potasında eritebilen, kendinden önce mensubu olduğu Milletin (en geniş anlamda) çıkarlarını düşünen sağlam karakterli Müslümanlardır. Aksi halde şikâyete hakkımız yoktur. Başka çıkış yolu da yoktur velhasıl.

NELER SÖYLENDİ?
@
Yusuf Sarıkaya

Yusuf Sarıkaya

DİĞER YAZILARI Ah Bizim İhmalkârlığımız Ah Çığlıklarımız ve Çiğliklerimiz Medeniyetimizin Beşiği Camilerimiz Üç Aylar Üzerine Kısa Bir Yorum Yeşil Türbe’de Yankılanan Ses Vakıf Medeniyeti Zor Zamanlarda Ensar Olabilmek Engelli misiniz? Engel(siz) misiniz? Dünyayı Çocuklar Yönetsin Yûsufî Bakış Ceketin Cebi Kapalı Olmak Güz Mevsimi Sezai Karakoç veya Çağdaş Sufi Evlatlarıma Nasihatlerim /4 Evlatlarıma Nasihatlerim /3 Evlatlarıma Nasihatlerim-2 Evlatlarıma Nasihatlarım /1 Şehirleşen Köyler İmam Hatip Liseleri Siyonist İsrail’in Kelime Oyunları Oyuna Gelmeyelim Değerlerimize Saldırı Hz. Muhammet (sav) ve Şahsiyet İnşası Narin'ce Düşünceler Ah Filistin ah! Şairimden Mektubum Var Ayrıntılara Takılıp Öz'e Ulaşamamak Ömrümüz Hep Böyle mi Geçecek Yarım Asırlık Dostluk Vicdan mı Cüzdan mı? Sokak Hayvanları Veya Hayvanları İstismar Takiyye ve Merdivenaltı Üretim Üç Günlük Seyahatin Ardından Vefa Bir Semt Adı Mıdır? Yok Edici Tehlike Siyonist Zulmün Çığlıkları Sabah Namazında Üç Saftık! Bireyselleşme Adı Altında Tükenişe Giden Yol Güç Zehirlenmesi ve Siyonizm Afrika Menekşesi Din ve Dil Konusu Bayramların Hayatımızdaki Yeri Kadir Gecesi / Kader Gecesi Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz Gazze: İnsanlığın İmtihanı Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma Bursa Hanlar Bölgesi Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak Sivri Tepe ve Pamuk Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler Bursa'da Zaman Bursa'da Küçük Bir Gezinti Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan Hayra Alamet Değil /2 Hayra Alamet Değil /1 İsrail Mitler ve Terör Gazze Direnişi Yüzümüz mü Var?! Seyahat Ya Resulallah! ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları Gazzeli Annenin Feryadı Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail Kalbi Mühürlü Olanlar Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? Çocuk ve Ölüm Gözyaşı Aşkla Yapılacak Görevler A.Ş.K Vakfı Bursa'da Çocuk Olmak Ey Resul! Bu Çağın Adı Ne Olsun? Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü İnsanın Dört Mevsimi Gençlik ve Bazı Sorunları Muallim Naci Nefs ve Akıl Atışması Merhamet Elçisine Arzımdır  Ali Ulvi Kurucu Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme Nefs ve Vicdan Atışması Hayat ve Memat Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz Hicret Bir Dirilişin Adıdır İradeyi İpoteğe Vermek Allah'a Sevimsiz Gelen Helal Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım Kurban Olsun Diye... Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı Dilin Gücü ve Afetleri Terk Edilmişliğin Acı Sonu Helena'nın Havva Oluşu Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 Tedbirden Sonra Tevekkül Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 Dilber Ana ve Elmas Kadın Özdeyişler Yazmak Sorumluluk İster
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA