Gazze’nin soylu direnişi, insanlığa çok şey öğretti, öğretiyor ve öğretecek.
Siyonist İsrail ve destekçileri insanlık onurunu ve şerefini ayaklar altına almaya çalışsa da,
buzdağının görünmeyen kısmı, bambaşka tecelli ediyor elhamdülillah. Evet, çocuklar,
kadınlar, yaşlılar kısacası sivil halk zorluklarla doğrudan yüzleşiyorlarsa da, akan bu
kan ve ödenen bu bedel asla karşılıksız kalmayacak, kalmıyor da.
Şöyle bir olanlara bakalım: Öncelikle tüm olumsuzluklara rağmen, halkın direnci
kırılmadı. Çünkü, onlar “Allah sabredenlerle beraberdir.” inancını iliklerine kadar
hissediyor ve buna iman ediyorlar. Küçücük çocuklar; “Burası, benim toprağım yiyecek
de olmasa, ilaç da olmasa, ben burada öleceğim. Bu toprak bizim!” diye haykırıyor. Ve bunu, herkesten duyabiliyorsunuz. Bu bir azim ve kararlılıktır. Kutlarım bu yürekleri.
Bu direncin herkes yanında olmalı. En azıyla tepkilerini göstermeli. Günde dökülecek bir damla gözyaşı da mı yok? Bari onu yapmalı.
Ellerimiz ve yüreklerimiz duada olmalı Bu sevdayı canlı tutmalı. Bu kutlu mücadelenin taraftarı olmalı insanım diyen herkes.
Tüm dünya halkları, bu masumlara yapılan orantısız saldırı karşısında dimdik ayağa kalktı. Sanatçısı, futbolcusu, meslek adamları, öğrenciler, Hristiyanlar, sade Yahudiler, ateistler bile ayağa kalktı. Dünya; “Free, Free Palestine! / Bağımsız Filistin!” diye haykırıyor. Bombalar arasında dans ediyor Filistinli gençler. Bu da? dünyada aynı anda yankılanıyor. Güreşçisi, futbolcusu aynı ritmi gösteriyor insanlığa.
Kur’an’a koşan Hristiyan, Yahudi, ateistlere şahit oluyoruz. Topluca Müslüman olanlara tanık oluyoruz. Kur’an okuyan ve oradan beslenen insanlara şahit oluyoruz.
Evladını şehit veren annenin; “Allah bize yeter, O ne güzel vekil / Allah sabredenlerle beraberdir.” diye metanet gösteren kadın ve erkekler, dünyanın ilgisini çekiyor. Bu nasıl bir güç, bu nasıl bir iman diye hayretlere düşüyor dünya halkları. Siz bu tebliği, bu duyuruyu tüm sosyal medyalar emrinize verilse, dünyanın en iyi hatipleri konuşsa, en iyi reklam ajansları size çalışsa, bu kadar mübarek bir netice alamazsınız.
Filistinli bir papazın kendisine soru soran muhabir verdiği cevaba bakın; “Burada tüm Müslümanlar öldürülse, camide ezan okuyacak kalmasa ne yaparsınız? “ diye sorulduğunda; “Müslümanlara hürmeten, onlara saygı için burada ezanı ben okurum!” diyor. Şu cevaba bakın kardeşim.
Bunu siz hangi güçle yapabilirdiniz? Bu, Allah yolunda cihadın ve vatanını, namusunu, değerlerini savunmanın mübarek meyvesidir.
ABD ateşkes oylamasında yalnız kaldı. Dünya tarihinde ilk olan bir olaydır bu zannımca. Bu, aslında ABD yüzyılının sonunun başlangıcı olmuştur. Onlar da hesap verecek insanlığa. Kıta yerlilerinin, Irak’ın, Afganistan’ın ve daha nice masumlarının kanının hesabını verecek.
Korkaklar ve yaptıklarının hesabını veremeyen katiller, aşırı şiddet kullanırlar. Bu, onların korkaklığının sonucudur. Bu nedenle kendi adamlarını bile vurdular ve ilk gün eğlencedeki kendi halkını taradılar. Hastane, kamp, cami, okul, kilise bombalanır mı yahu! İster oralara Hamas sığınsın, bu yapılır mı çocuklara, kadınlara? Ne oldu? Kaç mücahit şehit ettin? Diyelim, beş bin. O da senin iddian. Farz edelim ki doğrusun geriye kırk, kır beş bin yetenekli ve ne yaptığının farkında olan mücahit grubu var. Sana dünyayı dar edecek inşallah.
Bir de bu direniş, bu cihat bize şunu gösterdi: İslam Dünyası'nın sığınacak tek limanının Türkiye olduğu gerçeğini. Cumhurbaşkanımız, dünyayı ayağa kaldırdı.
Sanmayın, dünyadaki bu tepkiler kendiliğinden oldu. Şimdi dedim ki, keşke İslam aleminin manevi liderliğimiz lağvedilmeseydi. Ne dediğimi anlamışınızdır. Bu denli Haçlı zihniyeti, dünyayı kana bulamazdı. Öyle BM safsatası, NATO hikâyesi, İnsan Hakları, Uluslararası Hukuk, bilmem ne guguk olmazdı. Bunların hepsinin çöpe atıldığına şahit olduk bu süreçte. Kendi putlarını yedi Batı Dünyası kısacası.
Hamas’ın esirlere muamelesi de, inancımızdan kaynaklanan bir uygulamadır. Siyonistlerin esirlere muamelesinin ne olduğunu, dünya gördü. Bu katil sürüsü, ancak güçten anlar. Bu nedenle, bu gücü insanlık kırmak zorundadır. Rabbimiz, yola gelmeyen Yahudilerin üzerine düşecek gibi Tur Dağını dikmesi bu söylediğimi doğrular niteliktedir.
Bizdeki; “Bize ne Filistin’den” diyen gafillere söylenecek söz bulamıyorum. Tüm şehitleri rahmet ve hürmetle anıyor, Kassam Tugayı yiğitlerine; “Gazanız mübarek olsun” diyorum.