DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Yusuf Sarıkaya
Yusuf Sarıkaya
Giriş Tarihi : 12-10-2025 13:28

Malumat İlim midir

Malumatfuruş diye bir kelime var dilimizde. Günümüzde çok kullanılmayan ama önceden kullanılan Arapça malumat kelimesi ile Farsça furuş kelimelerinin terkibinden meydana gelen bir tamlama.

Tek kelime ile anlamı bilgiçlik taslamak demektir. Biraz daha açarsak, hakkında bilgisi olmadığı halde sanki çok bildiği bir konuymuş gibi her dalda konuşmak. Çok az bildiği hatta bilmediği halde sanki bildiği ve uzmanı olduğu konuymuş gibi konuşan kişinin bu haline malumatfuruşluk denir.

Şimdi neden bu konuyu gündeme aldım diye bir soru aklınıza gelebilir. İzah edeyim: İletişimin çok yaygın olduğu bir zaman diliminde yaşadığımız hepimizce malumdur. Bu nedenle de bazı bilgiler çok çabuk yayılıyor ve anında hepimizin cebimizdeki telefonlara bu bilgiler akıp duruyor. İyi bir sosyal medya okuyucusu olmayanların anında bu bilgiler üzerine zihin dünyasını oluşturup düşün hayatını buna göre örüyor. Gelen bu bilginin sıhhatli veya sağlıklı bir bilgi olup olmadığına bakılmaksızın bu malumatla hayatını yürütüyor ve tartışıyor.

Bu halin yaygınlaşması ise doğru sonuca varmayı imkânsız kılan bir kör döğüşüne dönüyor. Bunun tabii sonucu olarak ta bilgi kirliliği doğru bilgiyi ve doğru düşünmeyi zora sokuyor.

Düşünce dünyamız mantık ilkeleriyle desteklenmezse yanlış yol ile doğru neticeye varılamaz gerçeği ile karşılaşırız. Bu nedenle tartışılacak konuda sonuca ulaşabilmek için önce iyi niyetli olmak sonra da peşin fikirli olmaktan uzak durmak gerekir. Doğruya ulaşmanın elbette zorlukları vardır.

Zihinlerdeki kirlenmeyi ve peşinci düşünmeyi terk etmeden doğruya ulaşılamaz. Doğrunun doğruluğunu diller ve kelimeler söylemese de, kalemler yazamasa da vicdanlar söyler. Tıpkı mazlum Gazze halkının haklılığını dünyanın kabadayı yönetimleri dillendirmese de mazlumların yanında olanların dillendirmesi ile vicdanların ayağa kalkmasında olduğu gibi. Doğrunun ve hakikatin bu yönü asla unutulmamalı.

Tartışmalar adeta münakaşaya dönerek devam ediyor. Hâlbuki tartışmalar doğru olanı bulmak için tarafların verdikleri hakikati bulma mücadelesi olmalıdır.

Fikirler konuşursa hakikat öylece açığa çıkar. “müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar” dendiği gibi. Yani fikirlerin karşılaşmasından hakikat ışıkları sökün eder. Bu nedenle tartışmada iyi niyet ve gerçeğe ulaşma amacını taşımak çok önemlidir. Yoksa herkesin hakikati kendi savunduğu fikri olur. O zaman da asla hakikat ışığına ulaşılamaz.

Ebu Hanife’nin öğrencilerinin münazara yaparken amaçlarının doğruyu bulmak yerine haklı çıkmaya çalıştıklarına şahit olunca tartışmayı yasakladığı rivayet edilir. İtiraz edenlere de “siz doğrunun ortaya çıkmasını değil, iddianızın doğru kabul edilmesini istiyorsunuz” cevabını vermiştir.

Bir rivayettir hakikati böyle olmasa da manası doğrudur. “Büyük ilim adamlarımız tartışmaya katılmadan önce şöyle demişlerdir: Karşı tarafın hiç eksikliği çıkmasa da toplantı hiç tenkitsiz geçse diye temenni ederdik.” Tartışmada amaç ve araç yer değiştirmemeli. Yani amaca giderken araç öne geçmemelidir. Amaç hakikate ulaşmak olursa amaca giderken tartışma aracı sadece araç olarak kalmalıdır.

Hedef fikrî tartışmalarda hakikate ulaşma amacı olmalıdır. Bu yazımı daha çok toplumun önünde olanlar için yazıyorum. Yani “karşımdakini alt edeyim de gerisi ne olursa olsun” anlayışı ile hareket asla kabul edilemez. Maalesef bu anlayış zehir gibi her tarafı kuşatıyor. Bu durum günlük işleriyle meşgul olan halkı da zehirliyor. Bu sarmaldan kurtulmak ve hakikat yolculuğuna çıkmak her vicdan sahipleri için zorunludur.

İlmi disiplin içinde elde edilmemiş bilgilerle hüküm bina etmek bizi hakikat yolunda yaya bırakır. Bu nedenle malumatfuruş olmak kişiye de topluma da fayda vermez. Ancak ne acı bir durum ki, bugün pek çok insan bilmiyor, biliyor gibi hüküm veriyor. Yani bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor (cehl-i mürekkep). Bu da fikirde, sanatta, edebiyatta kısaca her alanda kaht-ı rical ortamını inşa ediyor.
 ***

NELER SÖYLENDİ?
@
Yusuf Sarıkaya

Yusuf Sarıkaya

DİĞER YAZILARI Bizim Kuşak /4 Bizim Kuşak /3 Bizim Kuşak /2 Bizim Kuşak /1 Musa’nın Asası Sumud Firkat Üzer Vuslat Sevindirir Çocuklar Ağlarsa Esmaü’l Hüsnâ Mevlid-i Nebi  Vatan Devlet ve Hükümet Gargat Sizi Kurtaramaz Alışkanlıklarımızın Esiri Olmayalım İnsan ve Nisyan Kaskatı Gazze Ashab-ı Uhdud Zifiri Karanlıktan Fecrin Aydınlığına Çıktığımız Gece: 15 Temmuz 2016 Cuma Silahları Yakmaya Götüren Süreç A.Ş.K. Vakfı Buluşması Kur’an Mealleri ve Bir Kaşık Suda Fırtına Koparmak Zıplama Sanat mıdır Katil İsrail’in İran’a Saldırısı ve Nefsi Müdafaa İsrail Güçten Anlar Kurban Olabilmek Haccın Şuuruna Ermek-3 Haccın Şuuruna Ermek /2 Haccın Şuuruna Ermek /1 Gazze'de Anneler Günü En Sağlam Kalemiz: Ailemiz TRT Dizileri Üzerine Mahmut ve Meryem Algı Metaforu ve Etkisi Tartışma Sanatı Her Geceyi Kadir Bil Kendini Yeniden Tanımanın Yolu: İtikâf Ramazanı Anlamak Ve Anlamlı Kılmak /3 Ramazan’ı Anlamak ve Anlamlı Kılmak /2 Ramazanı Anlamak ve Anlamlı Kılmak-1 Misyonerlik ve Amaçları /2 Misyonerlik ve Amaçları /1 Sıçandan (Fareden) Doğan Kendir Keser Saman Pazarında Mücevherat Satmak Gazze Kaybetti mi Kazandı mı? Ah Bizim İhmalkârlığımız Ah Çığlıklarımız ve Çiğliklerimiz Medeniyetimizin Beşiği Camilerimiz Üç Aylar Üzerine Kısa Bir Yorum Yeşil Türbe’de Yankılanan Ses Vakıf Medeniyeti Zor Zamanlarda Ensar Olabilmek Engelli misiniz? Engel(siz) misiniz? Dünyayı Çocuklar Yönetsin Yûsufî Bakış Ceketin Cebi Kapalı Olmak Güz Mevsimi Sezai Karakoç veya Çağdaş Sufi Evlatlarıma Nasihatlerim /4 Evlatlarıma Nasihatlerim /3 Evlatlarıma Nasihatlerim-2 Evlatlarıma Nasihatlarım /1 Şehirleşen Köyler İmam Hatip Liseleri Siyonist İsrail’in Kelime Oyunları Oyuna Gelmeyelim Değerlerimize Saldırı Hz. Muhammet (sav) ve Şahsiyet İnşası Narin'ce Düşünceler Ah Filistin ah! Şairimden Mektubum Var Ayrıntılara Takılıp Öz'e Ulaşamamak Ömrümüz Hep Böyle mi Geçecek Yarım Asırlık Dostluk Vicdan mı Cüzdan mı? Sokak Hayvanları Veya Hayvanları İstismar Takiyye ve Merdivenaltı Üretim Üç Günlük Seyahatin Ardından Vefa Bir Semt Adı Mıdır? Yok Edici Tehlike Siyonist Zulmün Çığlıkları Fetih ve İşgal Sabah Namazında Üç Saftık! Bireyselleşme Adı Altında Tükenişe Giden Yol Güç Zehirlenmesi ve Siyonizm Afrika Menekşesi Din ve Dil Konusu Bayramların Hayatımızdaki Yeri Kadir Gecesi / Kader Gecesi Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz Gazze: İnsanlığın İmtihanı Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma Bursa Hanlar Bölgesi Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak Sivri Tepe ve Pamuk Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler Bursa'da Zaman Bursa'da Küçük Bir Gezinti Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan Hayra Alamet Değil /2 Hayra Alamet Değil /1 İsrail Mitler ve Terör Gazze Direnişi Yüzümüz mü Var?! Seyahat Ya Resulallah! ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları Gazzeli Annenin Feryadı Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail Kalbi Mühürlü Olanlar Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? Çocuk ve Ölüm Gözyaşı Aşkla Yapılacak Görevler A.Ş.K Vakfı Bursa'da Çocuk Olmak Ey Resul! Bu Çağın Adı Ne Olsun? Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü İnsanın Dört Mevsimi Gençlik ve Bazı Sorunları Muallim Naci Nefs ve Akıl Atışması Merhamet Elçisine Arzımdır  Ali Ulvi Kurucu Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme Nefs ve Vicdan Atışması Hayat ve Memat Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz Hicret Bir Dirilişin Adıdır İradeyi İpoteğe Vermek Allah'a Sevimsiz Gelen Helal Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım Kurban Olsun Diye... Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı Dilin Gücü ve Afetleri Terk Edilmişliğin Acı Sonu Helena'nın Havva Oluşu Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 Tedbirden Sonra Tevekkül Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 Dilber Ana ve Elmas Kadın Özdeyişler Yazmak Sorumluluk İster
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA