DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Yusuf Sarıkaya
Yusuf Sarıkaya
Giriş Tarihi : 28-11-2023 23:06

ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet

Batı’nın doyumsuz iştahı denizcileri yeni arayışlara sevk etti. Bu arayışın sonunda bir kıta keşfedildi. Adına da Amerika dediler. Aslında bilinmeyen yer değildi buraları da öyle lanse ettiler dünyaya. Çünkü orada yaşayan insanlar vardı. Kızılderililer buranın en önemli unsuru idi. Ama algı operasyonlarının baş mimarı ve münafık milletlerin baş temsilcisi ABD yeni yer bulduklarını iddia ile dünyayı kandırmaya başladı. Hâlbuki Piri Reis’in kıta haritası bu keşiften çok önceden çizilmişti.

Gençliğimizde çok kovboy filmleri izledik. Soygunculuk, hırsızlık, tecavüz, gasp her türlü ahlaksızlık ve haydutluk sergileniyordu bu filmlerde. Özellikle yerli halk olan Kızılderililere karşı işledikleri aşağılık ve insanlık suçunu ekranlardan çok seyrettik. Üstelik bu insanları vahşi yaratık olarak takdim ederler ve yine algı operasyonu ile izleyenleri kendi yanlarına almak isterlerdi. Başarılı da olurlardı.

At hırsızı bu millet Kızılderilileri yok etti. Bir Kızılderili’nin “ Beyaz adam geldi, elimizde ne varsa aldı, bizi öldürdü şu anda da hiçbir yaşam ortamı olmayan yere bizi hapsetti. Hâlbuki bu topraklar hepimize yeterdi.” diyerek içini dökmesi bu fikrimizi destelemektedir.

Sadece Kızılderililer mi değil elbette. Aynı zamanda yeni çaldıkları bu ülkede (Amerika’da) çalıştırmak için Afrika’dan güçlü siyahileri esir ederek götürdüler. Çalıştırdılar, dövdüler, öldürdüler. Onların evleri ayrı, mahalleleri ayrı, otobüsleri ayrı hatta lokantaları bile ayrı idi. Bazı lokantaların kapısında “Buraya zenci ve köpekler giremez.” levhaları asıldığı değişik basın organlarında çıktı. Bu dönemde Malkom X, Elijah Muhammed, Muhammed Ali’nin mücadeleleri kitaplara ve sinema dünyasına konu oldu. Bu nedenle de o dönemde Türkiye’de bazı çocuklara Muhammed Ali adı verilmesi boşuna değildir.

Muhammed Ali’nin (Allah rahmet eylesin) boks maçını izlemek için gece, televizyon bulunan yakın bir köye yaya beş km yürüdüğümüzü bu gün gibi hatırlarım.

Diyanet Bursa Eğitim Merkezi Müdürü olduğum sırada Haiti’den bir grup Müslüman temel İslami bilgiler almak üzere Diyanet İşleri Başkanlığımızın davetlisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. Haiti, depremlerin sık olduğu bir ada ülke. Bu ada, Katil ABD, iş göremeyen zencileri götürüp bırakmasıyla oluşan bir devlet. Haitili Müslümanların temsilcisi şöyle bir açıklama yaptı; “ Baktık biz siyah tenli insanlarız. 'Nereden buraya geldik?' diye kendimize sorduk. Baktık aslımız Müslüman Afrikalı. Sonra İslamiyet hakkında araştırmalara girdik. Sonra da, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Bey’e mektup yazdık. Öylece Türkiye’ye geldik”

İşte bu hain ABD, bu günlerde tüm İslam âlemine fitne tohumları ekerek birbirine düşürüyor. Irak’a nükleer silah var dedi girdi. Yerli hainlerle birlikte Irak mahvoldu. Her gün onlarca ölüm oluyor. Suriye aynı halde. Dört milyona yakını Türkiye’de. Daha fazlası da Ürdün’de. Bir milyonu aşkın vatandaşını katletti. Burada piyon bir devlet kurmanın peşinde. Amaç Türkiye’nin önünü kesmek ve kukla bir Kürt devleti kurmak. Teröristlere bu nedenle binlerce tır silah göndemektedir.

Bir damla petrolü, insan hayatına tercih eden bu zalim ABD, ülkemizde de kaç defa askeri darbenin, katliamın, fitnenin kaynağı oldu, yönetti. 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimini FETÖ eli ile yapmak istedi. Halen de aynı niyetini koruduğu her halinden belli.

Sonuç olarak derim ki, her Müslüman her türlü farklılığı bir kenara koyarak bu imansız hainlere karşı birleşmelidir. Aksi halde sonuç hepimiz için kötü olacaktır. Amerika’da “100 Tanrı İmparatorluğu”‘nun hegemonyasından, önce kendimizi sonra dünyayı kurtarmak sorumluluğunda olmalıyız. “Çok zor” demeyelim. Zira karınca örneğini unutmayalım. Örneğin ben 35 yıl önce Pepsi Cola, Coca Cola gibi ürünleri boykot ettim. Ben bunu hayatımda gerçekleştirdim. Yıllar önce bu konuda bir de makale yazdım. Bu sorumluluğu kuşanmaz isek  ne olur derseniz onu da bir hikâye ile anlatalım;
"Bir zamanlar üç öküz arkadaş yaşarmış. Sarı, siyah ve beyaz renkli. Bu öküzlerin otladığı çevrede de bir kurt dolaşıp dururmuş. Üç öküz birlik içinde oldukları için kurt bir şey yapamazmış. Nihayet bir gün bir hinlik düşünmüş. Bu üç arkadaşın arasını açmak için bir plan hazırlamış. Beyaz ile siyah öküz birada iken kurt onlara yaklaşmış; 'Yahu siz birbirinize ne kadar yakışıyorsunuz, şu sarı öküz sizin aranıza yakışmıyor. Üstelik otlağınıza da ortak oluyor. Müsaadeniz olursa onu aranızdan alayım.' demiş. Tabi fitne başarılı olmuş ve olan olmuş. Aradan bir zaman geçmiş. Yeniden o semte uğramış kurt. Bu sefer de siyah öküze: 'Yahu şu beyaz öküz senin klasını bozuyor.' diyerek onu da afiyetle yemiş. Tabii bir süre sonra da tekrar gelmiş aynı mekâna. Siyah öküz bakmış çevresine ne sarı ne de siyah öküz var. Anlamış kurdun amacını ama yapacak bir şey kalmamış. Kurda bir ricada bulunmuş. 'Niyetini anladım ama şu tepeye çıkayım da son nasihatimi yapayım.' demiş. Çıkmış tepeye ve sağına soluna şöyle seslenmiş; 'Beni dinleyin ahali. Ben az sonra kurt tarafından yenileceğim. Ancak bilin ki, ben şimdi değil sarı ve beyaz öküzler yendiği zaman yenmişim ama anlayamamışım. Biz üç arkadaş birlik içinde olsaydı, aramıza fitneyi sokmasaydık, farklılığımızı ayrılık sebebi görmeseydik başımıza bu kötü sonuç gelmezdi. Sizler sakın böyle olmayın.' demiş ve diğer arkadaşlarının başına gelen onun da başına gelmiş."

Bu hikâye İslam Âleminin haline ne kadar da ışık tutuyor değil mi?

Yusuf SARIKAYA
Elazığ Müftüsü

NELER SÖYLENDİ?
@
Yusuf Sarıkaya

Yusuf Sarıkaya

DİĞER YAZILARI Din ve Dil Konusu Bayramların Hayatımızdaki Yeri Kadir Gecesi / Kader Gecesi Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz Gazze: İnsanlığın İmtihanı Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma Bursa Hanlar Bölgesi Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak Sivri Tepe ve Pamuk Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler Bursa'da Zaman Bursa'da Küçük Bir Gezinti Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan Hayra Alamet Değil /2 Hayra Alamet Değil /1 İsrail Mitler ve Terör Gazze Direnişi Yüzümüz mü Var?! Seyahat Ya Resulallah! Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları Gazzeli Annenin Feryadı Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail Kalbi Mühürlü Olanlar Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? Çocuk ve Ölüm Gözyaşı Aşkla Yapılacak Görevler A.Ş.K Vakfı Bursa'da Çocuk Olmak Ey Resul! Bu Çağın Adı Ne Olsun? Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü İnsanın Dört Mevsimi Gençlik ve Bazı Sorunları Muallim Naci Nefs ve Akıl Atışması Merhamet Elçisine Arzımdır  Ali Ulvi Kurucu Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme Nefs ve Vicdan Atışması Hayat ve Memat Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz Hicret Bir Dirilişin Adıdır İradeyi İpoteğe Vermek Allah'a Sevimsiz Gelen Helal Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım Kurban Olsun Diye... Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı Dilin Gücü ve Afetleri Terk Edilmişliğin Acı Sonu Helena'nın Havva Oluşu Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 Tedbirden Sonra Tevekkül Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 Dilber Ana ve Elmas Kadın Özdeyişler Yazmak Sorumluluk İster
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA