DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Yusuf Sarıkaya
Yusuf Sarıkaya
Giriş Tarihi : 30-06-2025 14:27

Kur’an Mealleri ve Bir Kaşık Suda Fırtına Koparmak

Diyanet İşleri Başkanlığı’na “Kur’an Meallerini İnceleme” yetkisinin verilmesi tartışılıyor bu günlerde. 02/07/2018 tarihli KHK/703/141. madde ile Din İşleri Yüksek Kurulu’na verilen bu yetki daha sonra 28 Mayıs 2025 tarihinde kanunlaşmıştır. Sebebi de keyfi yorum, ana metne uymayan ifadeler ve Müslümanlar arasında kabul görmüş temel iman ve inancı sarsacak keyfiliklerdir.

Cumhuriyetin kuruluş kurumlarından olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 1965 tarih ve 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 1. Maddesi şöyledir: “İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere Cumhurbaşkanlığına bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. “ Daha önce ve daha sonra çıkan mevzuatlarda da bu husus değişmeden devam etmiştir.

Şimdi gelelim mevzumuza. İsterseniz neden Kur’an tercümelerine” meal” deniyor da “tercüme” denmiyor? Bunu açıklayalım. Yıllar önce Prof. Mehmet Sofuoğlu’nun Tefsir Usulü isimli, Milli Eğitim Yayınları arasında çıkan eserinde ders olarak görmüş ve okumuştum. O sıralar Çorum İmam-hatip Lisesinde öğrenciydim.

Özetle meal ve tefsir arasındaki farkı açıklarken diyordu ki, bir dilde yazılmış eseri bir başka dile aynen aktarmaya “tercüme” denir. “Tercümede aslın aynı olma iddiası vardır. Kur’an-ı Kerim Allah kelamı olduğu için ve Arap dili edebî yönden çok güçlü olması nedeniyle meal yapanın birçok manadan ancak birisini tercih edip seçmesine kelime olarak “meal” kavramını kullanmıştır.” diyordu.

Meal, neredeyse pek çok ilim adamının kullandığı bir kavramdırdiye de ekliyordu. Dolayısıyla meal kavramı tesadüfen değil bir inceliğe dikkatten dolayı seçilmiş kavramdır.

Tefsir, te’vil ve yorumda konunun erbabı söz söyleyebilir. Bu doğru da olabilir yanlış ta olabilir. Ya kabul edilir, ya dareddedilir. Çünkü bu Kur’an’ın yorumudur. Okuyan bunu bilir. Ona göre tavır alır.

Müteşabihlerin te’vili konusu biraz karışık bir konudur. Selef âlimleri, halef âlimleri tartışmalarına girmeyelim. İsteyen Âl-i imran Suresinin 7. Ayetininyorumlarına bakabilir. Ancak Kur’an Meali denince bir bakıma Kur’an’ın manalarından birini meal yapanın tercih edip kayda geçmesi gibi bir anlam çıkar. Bu da siyak sibaka bakarak, Arapça kelimelerde anlam çokluğundan birisini veya parantezlerle bir kaçını seçerek ortaya koymakla olur.

Arapça bilmeden, Arap dili ve edebiyatından haberi olmadan, Kur’an’ın hiçbir zaman tanımlamadığı anlamları alarak meal yapmak ancak art niyet taşıyanların işi olur. Bu durum, Fransızca bilmeden Victor Hugo’dan Sefiller’i çevirmek gibi gülünç hatta akılsızlıktır.

Hiçbir kritere uymayan mealler konusunda pek çok örnek var ama ben bir tanesini isim vererek sizlerle paylaşmak istiyorum. Nüzül Sırasına Göre Necm Necm Kur’an Meali isimli, Hakkı Yılmaz tarafından yazılmış bir meal var.

Bursa’da Diyanet Eğitim Merkezi Müdürü iken beş adet ücretsiz olarak kuruma gönderilmiş ve ben de bakmak üzere Tîn Sûresi’ni tevafuken açtım. İlk üç ayetin Meali Şöyle : “Akdeniz bölgesi halkını, Ortadoğu halkını ve Arabistan halkını; güzel mübarek Güneydoğu Toros Dağları’nın halkını ve dünyanın her yerindeki insanları kanıt gösteririm ki… “Şimdi bu meal midir? Hangi kelimelerin karşılığıdır bunlar? Böylesi bir anlam faciası olamaz. Bu tür yorumları tefsirinize koyabilirsiniz. Ama Allah’ın sözü anlamına gelen ve halkın bu düşünceyle okuduğu meale bunu koymak ya cehaletin yahut ta art niyetin sonucudur. Ta yetmişli yıllarda sağcı solcu kavgası varken, Kur’an sağcıları övüyor diyerek “Ashab-ı yemin” e sağcı diye günümüz sağcılarına göre anlam veren de yukarıdaki yorumu yapan da yanlış yapmıştır. (Kaldı ki, o dönemde Lübnan’da sağcı Hristiyanlar ve solcu Müslümanlar diye siyasî gruplar vardı.)

Yukarıda verdiğimiz örnekte geçen “Ortadoğu” kavramının tarihi bir asrı geçmez ve de haçlıların bize yamadığı bir kavramdır. Özetle Kur’an’ı bu abesliklerle kirletmeyin.

Bir de bazı “bize Kur’an yeter” deyip ciltlerce tefsir yazanlardan bir arkadaş “ben mealimi yakacağım” demiş. Arkadaş eğer mealin yukarıdaki gibiyse hemen yak. Biz de memnun kalırız.

Buradan hareketle siyaset yapma. Kur’an’ın metnini nasıl ki, Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı yapıyorsa, Kur’an Meallerini de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın seçimle gelen Din İşleri Yüksek Kurulu yapsın.

Ayrıca yukarıda zikrettiğim gibi meallerin toplanmasını yasal yoldan yaptığı da unutulmasın. Bu kadar hassas bir konuyu hele hele konunun uzmanları anlamamakta ısrar ediyorsa vay halimize diyorum.

Konuyu siyasi polemiğe kurban etmeyin. Böyle “tarihe meal toplatan iktidar” diye geçersiniz diyerek insanları yanıltmayın. Fatiha’daki “Sıratal müstekîm”’e “(sırat-ı müstakim) (başlarının) üzerlerine (Devrin İmamı’nın ruhunu) nimet olarak verdiklerinin yoludur.” Anlamını kim ve nasıl veriyor? Şimdi buna Din İşleri Yüksek Kurulu nasıl müdahale etmesin?

Bugün çok önemli değerlerimize bilinçli saldırılar yapılıyor. Kimisi de anlayıp dinlemeden her şeyi siyaset modunasokarak konuya el atıyor. Değerli okuyucularım bilelim ki, Kur’an hepimizin.

Bu konuda duyarlı olmak hepimizin asli görevidir. Meallerde farklılık olabilir ancak anlam verilen metin o anlamı vermeye müsait olmalıdır. Tefsir, yorum ve te’vilde herkes hürdür. Ancak Kur’an’ın kişisel yorumu olmaları nedeniyle kul sözü olduğunu biliriz ve kabul veya ret edebiliriz. Herkes meşrebine göre hareket eder. Ama unutmayalım saygın Müslüman ilim adamları tefsir de yapsa “bu benim görüşümdür. En doğrusunu Allah bilir.” Deme şuurunu her daim taşımışlardır.
 
***

TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE  KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz

NELER SÖYLENDİ?
@
Yusuf Sarıkaya

Yusuf Sarıkaya

DİĞER YAZILARI Silahları Yakmaya Götüren Süreç A.Ş.K. Vakfı Buluşması Zıplama Sanat mıdır Katil İsrail’in İran’a Saldırısı ve Nefsi Müdafaa İsrail Güçten Anlar Kurban Olabilmek Haccın Şuuruna Ermek-3 Haccın Şuuruna Ermek /2 Haccın Şuuruna Ermek /1 Gazze'de Anneler Günü En Sağlam Kalemiz: Ailemiz TRT Dizileri Üzerine Mahmut ve Meryem Algı Metaforu ve Etkisi Tartışma Sanatı Her Geceyi Kadir Bil Kendini Yeniden Tanımanın Yolu: İtikâf Ramazanı Anlamak Ve Anlamlı Kılmak /3 Ramazan’ı Anlamak ve Anlamlı Kılmak /2 Ramazanı Anlamak ve Anlamlı Kılmak-1 Misyonerlik ve Amaçları /2 Misyonerlik ve Amaçları /1 Sıçandan (Fareden) Doğan Kendir Keser Saman Pazarında Mücevherat Satmak Gazze Kaybetti mi Kazandı mı? Ah Bizim İhmalkârlığımız Ah Çığlıklarımız ve Çiğliklerimiz Medeniyetimizin Beşiği Camilerimiz Üç Aylar Üzerine Kısa Bir Yorum Yeşil Türbe’de Yankılanan Ses Vakıf Medeniyeti Zor Zamanlarda Ensar Olabilmek Engelli misiniz? Engel(siz) misiniz? Dünyayı Çocuklar Yönetsin Yûsufî Bakış Ceketin Cebi Kapalı Olmak Güz Mevsimi Sezai Karakoç veya Çağdaş Sufi Evlatlarıma Nasihatlerim /4 Evlatlarıma Nasihatlerim /3 Evlatlarıma Nasihatlerim-2 Evlatlarıma Nasihatlarım /1 Şehirleşen Köyler İmam Hatip Liseleri Siyonist İsrail’in Kelime Oyunları Oyuna Gelmeyelim Değerlerimize Saldırı Hz. Muhammet (sav) ve Şahsiyet İnşası Narin'ce Düşünceler Ah Filistin ah! Şairimden Mektubum Var Ayrıntılara Takılıp Öz'e Ulaşamamak Ömrümüz Hep Böyle mi Geçecek Yarım Asırlık Dostluk Vicdan mı Cüzdan mı? Sokak Hayvanları Veya Hayvanları İstismar Takiyye ve Merdivenaltı Üretim Üç Günlük Seyahatin Ardından Vefa Bir Semt Adı Mıdır? Yok Edici Tehlike Siyonist Zulmün Çığlıkları Fetih ve İşgal Sabah Namazında Üç Saftık! Bireyselleşme Adı Altında Tükenişe Giden Yol Güç Zehirlenmesi ve Siyonizm Afrika Menekşesi Din ve Dil Konusu Bayramların Hayatımızdaki Yeri Kadir Gecesi / Kader Gecesi Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz Gazze: İnsanlığın İmtihanı Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma Bursa Hanlar Bölgesi Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak Sivri Tepe ve Pamuk Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler Bursa'da Zaman Bursa'da Küçük Bir Gezinti Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan Hayra Alamet Değil /2 Hayra Alamet Değil /1 İsrail Mitler ve Terör Gazze Direnişi Yüzümüz mü Var?! Seyahat Ya Resulallah! ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları Gazzeli Annenin Feryadı Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail Kalbi Mühürlü Olanlar Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? Çocuk ve Ölüm Gözyaşı Aşkla Yapılacak Görevler A.Ş.K Vakfı Bursa'da Çocuk Olmak Ey Resul! Bu Çağın Adı Ne Olsun? Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü İnsanın Dört Mevsimi Gençlik ve Bazı Sorunları Muallim Naci Nefs ve Akıl Atışması Merhamet Elçisine Arzımdır  Ali Ulvi Kurucu Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme Nefs ve Vicdan Atışması Hayat ve Memat Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz Hicret Bir Dirilişin Adıdır İradeyi İpoteğe Vermek Allah'a Sevimsiz Gelen Helal Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım Kurban Olsun Diye... Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı Dilin Gücü ve Afetleri Terk Edilmişliğin Acı Sonu Helena'nın Havva Oluşu Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 Tedbirden Sonra Tevekkül Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 Dilber Ana ve Elmas Kadın Özdeyişler Yazmak Sorumluluk İster
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA