DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Yusuf Sarıkaya
Yusuf Sarıkaya
Giriş Tarihi : 06-09-2023 23:24

Gençlik ve Bazı Sorunları

1-GENÇLİĞİN BAZI KONTROLSÜZ DUYGULARI:

Gençler hareketleri ve düşünceleri ile delikanlıdırlar. Burada delikanlılık mertlik anlamına gelmekle beraber daha çok tecrübesizlik anlamına da gelir. Yani genç tecrübesizdir. Bir de biyolojik açıdan nefisleri sıkıştırır kendilerini. İşte burada genç adamda problemler baş gösterir.

Yukarıda belirttiğim hususlar dezavantaj gibi görünse de iyi bir önderlik, yaklaşım ve diyalogla bu yönü avantaja çevrilebilir. Burada büyüklere ve eğitimcilere çok iş düşmektedir.

Neden avantajdır bu durum diye soracak olursanız, derim ki tertemiz, işlenmeye ve iyi yöne yönlendirmeye hazır bir potansiyeldir gençlik. Fikirleri sabitleşmiş yetişkinlere tesiriniz gençler kadar kolay olmayacaktır. Bu nedenle genç kuşağın bu yönü iyi bilinir ve iyi kullanılırsa kendisine, ailesine, vatan ve milletine hatta tüm insanlığa yararlı olur. Yalnız bu devrede çok iyi arkadaş çevresinin olması ile birlikte yönlendirmesini iyi bilen yetişkinler gerekmektedir. Arkadaş konusunda Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil der ki: “Sözlerime dikkat et, arkadaş olacağın kimsede aradığın şart, çalışkanlık, dürüstlük ve iyilikseverlik olmalıdır.”

2-TAKLİTÇİLİK

Yetişkinler hep ‘bizim zamanımızda şöyleydi, böyleydi” der durur. Aslında onlar da kötü niyetli değildirler. Ama gençler bundan sıkılır ve tavır alırlar. Kuşak çatışması denilen şey de buradan itibaren başlar. Evet, gençliğimize kültürümüzü aktaracağız ama onu yeni biçimlerle sunacağız. Sadece bizi ve bizim yaptıklarımızı taklit etmelerini istediğimiz gençlik sadece taklitçi olur. Bu taklitçilik yüzünden de ne ses getiren bir sanatçımız, ne de ekol olmuş bir düşünürümüz çıkar. Son birkaç asırdır ses getiren sanat, ilim ve edebiyatçı yetiştirmememiz hep bu sorundan kaynaklanmaktadır diye düşünüyorum. Elbette istisnalar kaideyi bozmaz.

Genç kuşağı düşünmeye, tefekküre zorlamalıyız. Fikir çileleri çektirmeliyiz. Düşünmeden korkmamalı genç kuşak. Taklitçiliğin her yönü kötüdür. İbadet için de aynıdır. Şuuruna varılmadan kılınan bir namaz ve gidilen bir hac beklenen sonucu vermez. Düşünürken elbette geçmişten, birikimlerden, büyüklerden yararlanacağız ama bu yararlanmayı kendine mal etmeyi bilerek yapmalıyız. Hiç kimse başkasının kopyası olmaya çalışmamalıdır.

Akıl insana verilmiş en büyük nimettir. İbn.Tufeyl (1106-1185),Hay b. Yekzan’da Hay isimli çocuğu  ıssız bir adaya yerleştirir.Önce tabiatla barışık yaşamayı öğrenen çocuk maddi duygularını geliştirir. Adada bir ceylanla karşılaştıktan sonra da ruhsal duygularını geliştirmeyi öğrenir.Ceylanın yaşlanmasıyla vefakarlığı ve kadirşinaslığı öğrenirken, O, öldükten sonra da ahireti, bu dünyanın sonlu olduğunu kavrar ve sorumluluk duygusunu elde eder.

Bahsettiğimiz İbn-i Tufeyli, 12. asırda Endülüs ‘te Muvahhitler döneminde yaşamış bir düşünür, ilim adamı ve filozoftur. Yani bugünkü, İspanya, Portekiz ve Fransa’nın Doğu taraflarıdır buraları.  Bundan on asır önce aklı kullanarak neler kavranabileceğini bu esriyle ortaya koymuştur.

Kısacası genç kardeşim, hayatı, düşünmek ve kendini yenilemek olarak algılamalısın. Ayaktayken de, yanımız üzere yatarken de Allah’ı anmalı, yeri, göğü ve yaratılışlarını, gayemizi, boş yaratılmadığımızı tefekkür etmek prensibimiz olmalıdır. Çünkü insanın onuruna yakışan da budur.

3-YARIN YAPARIM TEMBELLİĞİ

Arapça bir söz vardır. “ –Bu gün yapması gerekeni erteleyip-  Yarın yaparım diyenler kaybedenlerden oldu”. İnsanın en zayıf noktası belki de budur bana göre. Gençlerimizde bu duygu daha fazla görülür. Atalarımız, “bugünün işini yarına bırakma.”   Demişlerdir. Çünkü bugün de dünün yarınıdır. Her gün bir önceki günün yarınıdır. Öyle ise ertelenecek zamanımız yoktur.

Genç Kardeşim! Bugün attığın adım seni ebedi olarak ya doğruya, ya da yanlışa götürecektir. Belki ileride karşına iyi birisi çıkarak yeniden düzelebilirsin, son ânımıza kadar ümidimizi korumak durumundayız ama geçen zamanlara yazık olur. Böyle birisi her zaman, herkesin karşısına çıkmayabilir. Çıksa da bizim düzelme şansımız olmayabilir. Bu nedenle işimizi şimdiden garantiye almak zorundayız.

Zaman kılıç gibidir. Takvimden bir yaprak koparıldı mı artık yapılacak pek bir şey yoktur. O gün ya değerlendi ya da heder oldu gitti demektir. Hz. Ömer misali her akşam “ bu gün Allah için ne yaptım?” dediğimizde iyi şeyler yaptım diyebilme mutluluğunu taşıyabilmek işte o günü değerlendirmek demektir.

Amerikalı psikolog Norman Vencan, Akşam olunca takvim yaprağını koparıp, sonra da “ Allah’ım bana bir gün bağışladın. Bunu kullandım. Şu eksiklerim oldu senden özür dilerim, şunları da güzel yaptım bu günü bana verdiğin için sana teşekkür ederim.”  Diyebilmeliyiz.

4-TECRÜBELERDEN İSTİFADE ETMEME HATASI

Bir Arap şair: “ Keşke şu gençlik bir dönebilseydi de yaşlılığın insana ne yaptığını anlatsaydım.” demiştir.

Birikimlerden ve tecrübelerden yararlanmak gerekir. Her şeyi deneyerek öğrenebilecek ne ömrümüz var ne de öyle bir imkân bize tanınmıştır. “Ben sigaranın zararını deneyerek öğreneyim sonra bırakırım ” derseniz, öğrendikten sonra sizin kontrolünüzden çıkar ve nikotin bağımlısı olursunuz. Uyuşturucu da öyle, içki de öyle.  Bu tür alışkanlıklar da maalesef hep özentiyle elde edilir. Özentiden sakın. Genç kardeşim bu konuda tecrübe sahibi kimselerin uyarılarına kulak asman tamamıyla kendi yararınadır.

İyi arkadaş edinmek bu hususta önem arz ediyor. Peygamberimiz iyi arkadaşı gül yağı ve esans satıcısına benzetiyor. Ondan bir şey almasak ta güzel kokunun üzerimize sineceğini söylüyor. Kötü arkadaşı da demirci körükçüsüne benzetiyor. Onun yanında kalınca da mutlaka bir is, yanık ve kötü koku bulaşacağını belirtiyor. Ne güzel bir benzetme değil mi? İyi arkadaş edinmeyi ihmal etmeyin. Hayatta gördüğünüz kötü insanlar zamanla pırıl pırıldılar. Ama kötü arkadaş yüzünden dönüşü olmayan kötü yola girdiler. Sen sakın böyle olma.

5-ÖNERİLER

Sevgili Gençler!

Peygamberimizin sizlere çok önemli müjdeleri var. Her şeyin kavrulduğu o sıcak mahşer gününde, Allah’ını, yaradılış amacını, hedefini ve gayesini bilen ve düşünen genci kendi özel kullarına hazırladığı gölgeliğinde gölgelendirecektir. Ne büyük bir bahtiyarlıktır. Bu şerefe nail olmak için gayret gösterelim.

Kendimizi yenileyelim. Okuyalım. Okumanın tek zararı cehalete ve bilgisizliğedir; bağnazlığadır. Bizim bir klasik okuma alışkanlığımız olmalı. Fuzuli’yi tanımalıyız. Su Kasidesini okumalıyız. “Ben sağ olduğum sürece Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum.” diyen Mevlana’yı okuyun.

“Dünya neye sahipse O’nun vergisidir hep. / Medyundur O’na cemiyyeti, medyundur ferdi…” diyen İstiklal Marşı Şairimiz M. Akif Ersoy’u okuyun. Kısacası size faydalı olacak, gelişmenize katkı sağlayacak her şeyi okuyun. Sezai Karakoç’u, Mustafa Kutlu’yu ve daha nice güzel insanları okuyun.

Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. Bahtınız açık, zihniniz berrak, geleceğiniz güzelliklerle dolu olsun. Sevgili Peygamberimizin, güzel ahlakı ile ahlaklanmanızı temenni ederim.

2023/2024 Eğitim ve Öğretim Yılı’nın siz eğitimcilerimize, öğrencilerimize, velilerimize, ülkemize ve insanlığa iyilikler getirmesini dilerim. Gelecek sizlerle şekillenecek, hayat ve memadımız sizlerin elinden olacaktır. Ben gençlere hep güvendim. Yeter ki biz yetişkinler üzerimize düşeni bilinçli bir şekilde yerine getirelim. Haydi, gençler yararlı konularda hep birlikte yarışmaya.


                                                                                    

NELER SÖYLENDİ?
@
Yusuf Sarıkaya

Yusuf Sarıkaya

DİĞER YAZILARI Din ve Dil Konusu Bayramların Hayatımızdaki Yeri Kadir Gecesi / Kader Gecesi Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz Gazze: İnsanlığın İmtihanı Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma Bursa Hanlar Bölgesi Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak Sivri Tepe ve Pamuk Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler Bursa'da Zaman Bursa'da Küçük Bir Gezinti Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan Hayra Alamet Değil /2 Hayra Alamet Değil /1 İsrail Mitler ve Terör Gazze Direnişi Yüzümüz mü Var?! Seyahat Ya Resulallah! ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları Gazzeli Annenin Feryadı Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail Kalbi Mühürlü Olanlar Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? Çocuk ve Ölüm Gözyaşı Aşkla Yapılacak Görevler A.Ş.K Vakfı Bursa'da Çocuk Olmak Ey Resul! Bu Çağın Adı Ne Olsun? Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü İnsanın Dört Mevsimi Muallim Naci Nefs ve Akıl Atışması Merhamet Elçisine Arzımdır  Ali Ulvi Kurucu Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme Nefs ve Vicdan Atışması Hayat ve Memat Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz Hicret Bir Dirilişin Adıdır İradeyi İpoteğe Vermek Allah'a Sevimsiz Gelen Helal Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım Kurban Olsun Diye... Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı Dilin Gücü ve Afetleri Terk Edilmişliğin Acı Sonu Helena'nın Havva Oluşu Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 Tedbirden Sonra Tevekkül Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 Dilber Ana ve Elmas Kadın Özdeyişler Yazmak Sorumluluk İster
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA