İmam-Hatip Liseleri’nin orta kısımlarında ne kadar dini eğitim veriliyor, bunun muhtevası ve kalitesi nedir, çok iyi biliyorum.
Orta kısımda verilen dini bilgiler yetersiz. Bunu da biliyorum. Liselerinde dini eğitimin yetersizliğini de biliyorum. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen neden halk tarafından bu okullara ilgi gösteriliyor? Neden sayısı çoğaltılmak isteniyor, bunu hiç düşündük mü? Neden bu okullarda okuyanlar üstün başarılara imza atıyor? Düşünelim…
Bana göre üzerinde durulması gereken yukarıdaki soruların doğru verilecek cevabıdır. Bu okulların şartları, müfredatları daha iyileştirilmesi gerekir fikrine katılırım.
Bir kısım insanlar buralarda çocuklarını okutmayabilirler, kimse bir şey diyemez. Ama bu ülkenin bir kısım insanı da ben çocuğuma dini eğitimle birlikte pozitif ilimleri okutacağım diyorlarsa o da kimseyi ilgilendirmez. Bir bürokrat veya herhangi bir siyasi çocuğunu buralarda okutmayabilir. Amerika’da, Avrupa’da veya özel okullarda okutabilir. Herkes anlayışına ve ekonomik şartlarına göre hareket edebilir. Ama müsaade edin de parya gibi gördüğünüz şu halk da çocuğunu istediği okulda okutabilsin. Bir eğitimci olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Meseleleri, susturarak, kenara iterek çözemezsiniz. Sağduyulu ve tarafsız olarak meselelere bakmak gerekir.
Dini gelişmenin toplumun gözü önünde gerçekleşmesi her zaman için toplumun yararınadır. Büyük çoğunluğu illegal yollarla eğitime zorlamayın. Toplumda, gözler önünde olan dini gelişmede sivrilikler, törpülenir, kişisel eğilimler taraftar bulamaz. Din eğitiminin topluma açık, eleştiri ve tenkitlere müsait ortamlarda olmalıdır. Aksi halde indi görüşler din gibi algılanır ve zararı herkese olur.
Ülkemizde okul farklılıkları bizim öne çıkardığımız bir farklılık değildir. Diğer okullar da bizim okullarımız. İHL ve Kuran Kursları da. Bunlar birbirinden ayrı düşünülemez. Oradaki çocuklar da bizim ve bu vatanın çocuklarıdır. Oradaki öğretmenler de bu vatanın insanı, İHL öğretmenleri de. Farklı alanlarda koşturmamız ayrılık sebebimiz değil, zenginlik sebebimizdir. Diğer meslek liseleri de zenginlik sebebimizdir. Sivil hayat sosyolojik prensiplerle idare edilir, rütbelerle değil. Emir komuta ile değil.
Neden toplumun bir kesimi din hakkında son derece sığ bilgiye sahip olsun? Herkes temel İslami bilgilere neden sahip olmasın? Her İmam-Hatip mezunu imam olacak diye bir zorunluluk yoktur. Öyleyse din belli kimselerin tekelinde kalmasın. Her Müslüman temel dini bilgilere sahip olsun. Hatta böylece din istismarcılarına karşı da bilgili olsun. Bu gün dini bilgi zafiyeti nedeniyle hurafeler batağına saplanan, istismarcılara çarpılan nicelerine tanık oluyoruz. Bundan kurtulmanın tek yolu asgari dini bilgilere sahip olmaktır. Bunun da yolu ortaokul ve liselerde orta düzeyde de olsa din eğitimi almak; İmam-Hatip Liseleri’nin talep doğrultusunda çoğaltılmasıyla mümkündür.
Milletini, memleketini, toplumunu, ecdadını seven bu meseleye politik yaklaşmasın. Elini vicdanına koysun. Benim bir veli ve eğitimci olarak görüşüm şimdilik budur. İmam-Hatipliler Haftası’nda kalemime takılan duyguları sizlerle paylaşmak istedim.