DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Yusuf Sarıkaya
Yusuf Sarıkaya
Giriş Tarihi : 02-09-2023 18:38

Muallim Naci

Bugünkü yazımda 1980’li yıllarda Bursa Yüksek İslam Enstitüsü son sınıf öğrencisi iken Osmanlı Türkçesi ve Kur’an harfleri ile yazdığı Mekteb-i Edeb isimli eserini sadeleştirdiğim Muallim Naci’den bahsedeceğim. Batılılaşma serüvenimizde daha milli ve bizden biri olan Muallim Naci maalesef unutulmaya terkedilmiştir. Bu nedenle bu yazıyı yazmayı bir vefa borcu olarak gördüm.

HAYATI
Eski Türk Edebiyatına bağlı kaldığı kadar, Yeni Türk Edebiyatına da en çok emeği geçen Muallim Naci 1850 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Ali Efendi, annesi Fatma Zehra’dır. Naci, muallim unvanını çıkardığı  “Mecmuai Muallim” isimli dergiden almıştır. Naci mahlasını kullanarak eserler veren Muallim Naci, edebiyat tarihimize bu isimle yer etmiştir. Asıl adı olan “Ömer” i, de bir eserinde kullanmıştır.

Babasının ölümünden sonra dayısı ile Varna’ya giden Naci, medrese tahsiline orda başladı. Ciddi bir medrese tahsili gören Muallim Naci, Gülistan’ı, Hafız’ın Divan’ını farsça olarak okumuş, aruzun inceliklerini öğrenmişti.

Daha on dokuz yaşlarında iken Varna Rüştiyesi ’ne ( ortaokul ) öğretmen olan Naci, Varna mutasarrıfı Said Halim Paşa’nın dikkatini çekti. Said Halim Paşa ile Osmanlı topraklarını gezme, görme imkânı bulan Muallim Naci, bu sebeple memlekete ilk şiirler söyleme payesine ermiştir.

Bir müddet sonra Said Halim Paşa’dan ayrılan Muallim Naci, İstanbul’a döndü ve gazeteciliğe başladı. Tercüman-ı Hakikat ve Vakit Gazetesi’nde makaleler yazdı. Bu arada da Mekteb-i Sultani ( Galatasaray Lisesi )’sinde ve Hukuk Mekteplerinde görev yaptı.

Daha 43 yaşında iken hayata gözlerini kapayan Muallim Naci.1893 yılın da kalp krizinden vefat etti. Ayasofya Camii’nde kılınan ikindi namazından sonra Sultan Mahmut Türbesi bahçesine defnedildi. “Mezar taşında, kendisine ait şu beyt yazılıdır.

“Hak-perestim arz-ı ihlâs ettiğim dergâh bir / Bir nefes tevhidden ayrılmadım Allah bir.”

FİKRİ VE EDEBİ KİŞİLİĞİ
Daha küçük yaşlarda Kur’an’ı ezberleyen Muallim Naci, köklü bir İslami kültüre sahipti. Arapça, Farsçanın yanında Fransızcayı da çok mükemmel bilirdi. Bir taraftan La Fonten’i ve Emile Zola’yı tanımaya çalışırken, diğer taraftan da Şeyh Sadi’yi, Mevlana’yı anlamaya gayret ederdi. O, ne şekilciliğe bağlı kalarak eski edebiyat taraftarlığını yapar; ne de taklitten öteye geçmeyen yeni edebiyat aşığı gibi davranırdı. Eski kültürden faydalanarak yeni, gerçekçi bir edebiyat taraftarı idi. Bu sebeple de Recaizade Ekrem, Cenap Şehabettin gibi yenilikçi edebiyatçıların tenkitlerine hedef olurdu. Zaman zaman asılsız itirazlara karşı kendini savunma mecburiyetini hissederek : “Bizim için en doğru yol, şuurlu olarak her iki edebiyat mahsullerinden de faydalanmaktadır. Şark eserleri arasında, garbın pek beğendiğimiz eserleri derecesinde örnekler vardır.”  Demek mecburiyetini hissediyordu.

Muallim Naci’nin dini düşüncelerini, gerek şiirlerinden gerekse “Ömer’in Çocukluğu” adındaki hatıratından çok güzel tespit ediyoruz. Hatıratında anlattığı ördek yavrularının, üçgen kurmuş taşlar arasında kalmaları ve ölmeden kurtulmaları O’nu fazlaca tesir altında bırakmıştır. Babasının “Allah’ın öldürmediği ölmez” diye ta küçükken kulaklarına fısıldadığı sesler canlanır. Yüce yaratıcının gücünü vurgulayarak “Hala o hendeseye hayranım”  demesi onun inancını ortaya koymaktadır.

Muallim Naci’nin şu şiiri de gelecek nesillere tesir edecek niteliktedir:
“İttihad olsa kalb-i Millette/ Hiç olur mu zeval devlette?
Aynı serzeniş Mehmet Akif Ersoy’da da görülür.
“Girmeden bir millete tefrika düşman giremez./ Toplu vurdukça sineler, onu top sindiremez.”
 Beytinde görüldüğü gibi.

Muallim Naci, İslam’ı bilen münevver biri olarak sırtüstü yatanlara da kızar ve:
“Çalışmayıp oturanlarda zill u ye’se bakın/ Oturmayıp çalışanlarda izz ü şanı görün.”
Demek zorunda kalır.

Hem batı dillerinden tercüme yapan, hem de doğu edebiyatını zamanın insanlarına tanıtan Muallim Naci, aynı zamanda İslam Tarihini de çok iyi bilir. İslam Tarihinde Hicret kadar tesirli bir olaya rastlanamaz desek mübalağa etmiş sayılmayız. İşte bu gerçeği çok iyi tespit eden Muallim Naci, Hz. Esma’nın ( r.a.) lakap almasına sebep olan bir hareketini eserine konu olarak seçer. Zatü’n Nitakeyn adında bir eser kaleme alır.

ESERLERİ:
İrili ufaklı 40’ı aşkın eser veren Muallim Naci’nin en önemli eseri şunlardır:
1-Ateşpare (Ateş Parçası): Gazel tarzındaki şiirleri bu eserindedir.
2-Şerare ( Kıvılcım): Şiir kitabıdır.
3-Firuzan ( Parlayan Parıltı): Şiir Kitabıdır.
4-Yadigâr-ı Naci: Ölümünden sonra Şeyh Vasfi tarafından, eserlerinde bulunmayan şiirlerini topladığı eserdir.
5-Terkib-i Bend-i Muallim Naci: Ruhi ve Ziya Paşa tarzında söylenmiş şiirlerinin bulunduğu eseri,
6-İ’caz-ı Kur’an: Kur’an-ı Kerimin yüceliğini ayetlere dayanarak ispatlamaya çalıştığı kitaptır.
7-Muamma-yı İlahi: Fahruttin Razi’nin Miftah’ul Gayb’ına faydalanılarak vücuda getirdiği eseridir.
8-Demdeme: Recaizade ’ye verdiği cevapları topladığı eseridir.
9-Mekteb-i Edeb: Önemli on dokuz ahlaki konuyu içine alan eseridir. ( Yüksek İslam Enstitüsü son sınıfta bitirme tezi olarak alıp sadeleştirdiğim eser. Henüz basılmadı.)
10-Esami: Yedi yüzün üzerinde kadın-erkek Müslüman şahsiyetin isim ve eserlerini içine alan ansiklopedik bir eseridir.
11-Hulasat’ül İhlâs: İhlâs Suresinin tefsiridir.
12-Lugat- Naci: Bu gün bile değerini koruyan cep lügatidir. 

NELER SÖYLENDİ?
@
Yusuf Sarıkaya

Yusuf Sarıkaya

DİĞER YAZILARI Din ve Dil Konusu Bayramların Hayatımızdaki Yeri Kadir Gecesi / Kader Gecesi Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz Gazze: İnsanlığın İmtihanı Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma Bursa Hanlar Bölgesi Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak Sivri Tepe ve Pamuk Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler Bursa'da Zaman Bursa'da Küçük Bir Gezinti Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan Hayra Alamet Değil /2 Hayra Alamet Değil /1 İsrail Mitler ve Terör Gazze Direnişi Yüzümüz mü Var?! Seyahat Ya Resulallah! ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları Gazzeli Annenin Feryadı Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail Kalbi Mühürlü Olanlar Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? Çocuk ve Ölüm Gözyaşı Aşkla Yapılacak Görevler A.Ş.K Vakfı Bursa'da Çocuk Olmak Ey Resul! Bu Çağın Adı Ne Olsun? Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü İnsanın Dört Mevsimi Gençlik ve Bazı Sorunları Nefs ve Akıl Atışması Merhamet Elçisine Arzımdır  Ali Ulvi Kurucu Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme Nefs ve Vicdan Atışması Hayat ve Memat Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz Hicret Bir Dirilişin Adıdır İradeyi İpoteğe Vermek Allah'a Sevimsiz Gelen Helal Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım Kurban Olsun Diye... Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı Dilin Gücü ve Afetleri Terk Edilmişliğin Acı Sonu Helena'nın Havva Oluşu Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 Tedbirden Sonra Tevekkül Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 Dilber Ana ve Elmas Kadın Özdeyişler Yazmak Sorumluluk İster
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA