Rivayet odur ki, Evliya Çelebi rüyasında gördüğü Peygamberimize; “Şefaat Ya Resulallah!” diyeceği yerde; “Seyahat Ya Resulallah!” demiş heyecanla ve böylece seyahate başlamış ve sonuçta "Seyahatname" ortaya çıkmış. İki haftada yaptığım yolculuk, bana bunu hatırlattı.
Yozgat’tan Bursa’ya döndük ailecek. Bir hafta sonra, bir yakınımız vefat etti. Kayseri üzerinden geri, Yozgat’a döndük. Tabii, taziyede bulunmak önemli bir sünnet. Bu sünneti diri tutmak hepimizin görevidir. Biz de, bunu yapmaya çalıştık. Allah kabul etsin!
Bu sırada, görev yaptığım aziz şehir Elazığ’da da, ömrünü hafız yetiştirmeye adamış ve henüz genç sayılacak yaşta aramızdan ayrılan Yusuf Yazar hocamızın da taziyesinde bulunmak üzere Elazığ’a gittim. Oradan tekrar Bursa’ya, bir gün sonra da, İstanbul’a geçtim.
Önceden planlanmış bir konferans nedeniyle, Diyanet İstanbul Anadolu Dini İhtisas Eğitim
Merkezi’nde "ezhepler ve İhtilaf Sebepleri" konusunu, eğitim gören aday İmam Hatiplilere hitap ettim. Tecrübe paylaşımı yaptım. Müdür Bey’e ve ilgili herkese teşekkür ederim.
Vefalı olmak gerekir. Günümüzde önemsenmeyen bir değer vefa. Bu nedenle, okuma hayatımda en önemli izi bırakan Prof. Dr. Halis Ayhan Hocamı ziyaret edip, duasını aldım. Hocam, yaşlanmış ve rahatsızlıkları var. Allah şifalar versin. Benim için çok önemli bir ziyaretti bu. Elhamdülillah, nasip oldu.
Bağcılar Kirazlı'da bulunan Tevhid Kur’an Kursu’nu ziyaret ettim. Halen okuyan ve mezun olmuş, görev yapan öğrencilerimizle ve hocalarımızla buluştum.
Asımın Nesli İmam Hatip Lisesi öğrencilerine, kısa bir konuşma yaptım. Maşallah çoğu hafız, bir kısmı da hafız adayı. Tüm ilgililere başarılar dilerim.
Tekrar, bir yaşlı komşumuzu ziyaret ettim. Duasını aldım. Çok memnun oldu. Ben de mutlu oldum. Bu sünneti canlı tutup çocuklarımızla yaşayarak ve onlara yaşatarak öğretmeliyiz.
Yine görev yaptığım Sultangazi’de, bir görevlimizin taziyesinde bulundum. Genç hafız Ubeydullah elimi öper benden dua isterdi. Rabbim, cenneti ile ödüllendirsin. Anne ve babaya sabırlar versin. Bu arada, Sultangazi’ye değerli hizmetler sunan emekli, çalışan din görevlilerimizle Babu’r Rahme Kur’an Kursu’nda; Müftülükte İhramcızade Kur’an Kursu yöneticisi ve hocaları ile de görüşme imkânımız oldu.
Bağcılar ve Sarıyer Müftülerimizi de ziyaret ederek başarılar diledim. Sarıyer İmam Hatip Lisesi’nde yedi yıl öğretmenlik yaptım. Maalesef, bazı dostlara uğrayamadım haklarını helal etsinler.
Bursa’ya dönüş için bilet aldığım İDO’ya yetişmek amacıyla, Yenikapı metro durağından koşarak iskeleye geldim. Ter içinde kaldım. Girişte görevli bir hanım kız; “Amca neden koşuyorsun? İDO iptal, haberin yok mu?” demesin mi! Yapacak bir şey yok. Ama hiçbir zaman tek alternatifli olmamak gerekir. Hemen yöneldim Yalova feribotuna. 21.45'de yer buldum. Gece ulaştım. Amcamın oğlunun evinde misafir oldum. İkramları nedeniyle teşekkür ederim. Sabah bir hasta ziyareti daha yaptım. Sonra İl Müftümüzü aradım ve öğle namazında merkez camiinde buluştuk. Tevafuk olacak ya, yüksekokuldan bir arkadaşımızın oğlu rahmetli olmuş.
Cenazesine katılmak nasip oldu. Müftü Bey ve daha önce görev yaptığım arkadaşlarla buluşmak nasip oldu. Bir öğrencimizle de buluşma imkânım oldu. Böylece, yatsı vakitlerinde Bursa’ya dönmüş oldum.
Bu vesileyle, otobüs ile üç bin km’den fazla yol kat etmiş oldum. Bazıları; “Telefonla taziye dileseydin olmaz mıydı?” dediler. Olmazdı. Bu uğurda yapılan masraf ve çekilen sıkıntı asla boş değildir. Her şeyi sanal âlemle halletmek vefasızlıktır. İmkân ve zaman varsa, bu değerleri canlı tutmak hepimizin görevidir. Bunu kuşaktan kuşağa da aktarmak gerekir.
Kısacası bu yolculukta çok yoruldum ama dostlarım ve sevdiklerim için asla bir yorgunluk hissetmedim. Dost dostu telefonun camından değil, candan sevmelidir vesselam…
Selam ve dua ile…