Yamaçlarında kuru otlar topladığım uykumdan sesleniyorum
Bir aralık sabahı saçlarımı kazıtmama gülüyor kargalar
Kaldırın artık şu yaşama tutkun sayfaları masamdan
Aldırın içimde urlaşmış ne varsa pişmanlıklarıma dair
Bir kız çocuğu boyarken sarıya yolumda büyüyen taşları
Allı, yeşilli, morlu bu kızın dokunsanız dökülecek yaprakları
İşte vakit geldi, annem ağlamaktan yorulmuş bir yıkıntı
Kaldırın artık şu kadavrayı, odamda karanfil ve kasımpatı
Ben rüyama tabir aramıyorum kayan gözyaşları altında
Yamaçlarında yuvarlandıgım çocukluğum duruyor karşımda
Titreyen minicik eller, nasırlı avuçlar içinde kayboluyor
Dünya hali işte, en son yaşanan, ilk önce unutuluyor
Rüyamdan kopup gelen ne varsa aylaklıklarıma dair
Cenazeme katılıyor insan hariç canlılar kurt, kuş vesair
Kuru otlar yanıyor, yanıyor bağrım, uykum ağır annem
Derinlerden gelen bir Sur sesi yetmiyor uyanmama ciğerparem