Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma

Yusuf Sarıkaya

16-03-2024 17:52

Advert

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيم
عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُون يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ
Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. ​
وعنهُ رضيَ اللَّهُ عنهُ ، أَنَّ رسولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قالَ : « إِذا جَاءَ رَمَضَانُ ، فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجنَّةِ ، وغُلِّقَت أَبْوَابُ النَّارِ ، وصُفِّدتِ الشياطِينُ » متفقٌ عليه .​
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır."

Oruç ibadetinin daha önceki milletlere de farz kılınması itibariyle sosyal boyutunun olduğu hemen anlaşılmaktadır. Orucun sosyal yönünün olduğu o kadar belirli ve aşikâr ki, adeta oruç hangi mevsimde gelirse gelsin ortalığı kendi boyasına boyuyor. Çalışma saatleri, uyku ve istirahat saatleri kısaca her şey kendisini oruca adapte etmek zorunda kalıyor.

Aslında oruç durmadan tek istikamete doğru yol alan vakit saatini durduruyor ve yeniden ayar yapıyor.

Makineleşmeye dur diyor ve insana makine olmadığını hatırlatıyor.
Cennet kapılarının açılması, ilâhî rahmetin her zamankinden daha büyük çapta hayatı kaplaması demektir. Bunun tabii sonucu cehennem kapılarının kapanmasıdır.

Cehennem kapılarının kapanması ise, cehennem davetçisi şeytanların faaliyet alanlarının daraltılması, etkilerinin kısıtlanması demektir. Bütün bunlar da ramazan ayında topluca ve toplumca daha derinden ve yaygın olarak yaşanmaya başlanan temiz dini hayatın bir bakıma sebebi, bir bakıma da sonucudur.”

Oruç, insana kendine çekidüzen vermesini de telkin eder. Adeta çevresinde ihtiyaç sahibi olanları arayıp bulmasını emreder. Böylece toplumun kaynaşması sağlanır. Birlik ve beraberlik duyguları ayrı bir önem kazanır bu mevsimde. Sosyal faaliyetler ve etkinlikler daha fazla boy salar bu dönemde.

Yaşlılar, kimsesizler, sokağa terk edilmişler gündemin ilk sıralarına yerleşir bu mübarek ayda. Bu nedenle ramazan, asker yolu bekler gibi, hacıyolu bekler gibi, gurbetteki sevgiliyi bekler gibi beklenir.

Senede bir gelir. Tüm ihtişamıyla gelir. On bir Ayın Sultanı olarak gelir ve tahtına kurulur. Ayrılırken de arkasında bir sevinç bırakır ki, görevini yerine getirip işini başarıyla bitiren kişilerin sevinci gibi.

Toplumumuz O'na belki de hiç bir dilde kullanılmayan bir isim verir, Şeker Bayramı. Şeker gibi bayram...
Allah Resulü a.s. buyurdu: "İnsanın her amelinin sevabı yedi yüze kadar katlanır. Allah buyurdu ki: "Oruç bunun dışında. Çünkü oruç, benim içindir, onun ödülünü ben vereceğim. Çünkü kulum, şehvetini ve yemesini sırf benim için terk ediyor."Oruçlunun iki sevinci vardır: iftar edince ve Rabbine kavuşunca. Oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.

Yukarıda zikrettiğimiz hadis, orucun otokontrol sistemini sağladığına önemli bir delildir. Oruçta gösteriş olmaz. Kimsenin görmediği yerde oruç tutmayan zaten tutmaz. O nedenle oruç ancak Allah rızası için yapılan bir ibadettir. Bu yönü ile toplumda otokontrol, kendi kendine iken de başkaları iken de aynı olmayı insana öğretir. Bildiğiniz gibi toplumda kendi kendinin bekçisi olan insanlar çoğaldığında güven ve huzur artar. Güven ve huzurun önemini güven ve huzuru olmayan toplumlar iyi bilirler.

Herkesin kendi şeytanını zincire vurduğu, cennetin kapılarının sonuna kadar açık, cehennem kapılarının  (kapatmak isteyenler için) kapandığı rahmet mevsimi oruç ayı, oruçlu oruçsuz herkesi kuşatır.

Dertler ve sıkıntılar bu mevsimde daha bir hafifler. Onun için Peygamberimiz buyuruyor ki:
“Kim, bir Müslüman’ın dünya darlığını giderip de sevindirirse, Allah da kıyamet gününde onun sıkıntısını giderip mutlu eder.” 
Ramazan bu duygularla karşılanır ve gereği bu ilkeye göre yapılır.

İkram sektörü bu mevsimde daha fazla mesai yapar. Veren eller daha fazla iş görür. Nimetlerin kadri daha fazla bilinir. Çaresizler daha fazla hatırlanır. Kısaca hayırda yarışanlar yollara dizilir. Veren vermenin mutluluğunu; alan ihtiyacını gidermenin sevincini yaşar. Böylece sevinçler paylaştıkça artarken, üzüntüler de paylaştıkça azalır. Bu durum topluma enerji vererek yaşam kalitesini ve güveni yükselir.

Evlerde, camilerde Kutsal Kitabımızın güzel namelerle göklere yükselmesi ayrı bir güven verir insana. Teravih namazları birlik ruhumuzu canlandırır. Çocuk, yaşlı kadın-erkek bir başka tat verir cemaate. İş hayatının acımasız çarkları arasında yuvarlanan insanlar bu ayda kendine gelir ve çevresini, komşusunu daha fazla hatırlar.

Babaların da katıldıkları ve ailecek yemek sofralarında buluşma bu mevsimde gerçekleşir. Aile bu günlerde biraz daha fazla safları sıklaştırır. Sıcak çorbalar ellerde yan, alt veya üst komşu kapılarının zilleri çalar “Annem çorba gönderdi de…”  diyen sevimli yavruların minik parmaklarıyla. “ Ya Eba Zer! Çorba pişirdiğinde biraz farklı yap ve komşunu da düşün!” uyarısı ve tavsiyesi evlerde tekrar-tekrarhatırlanır ve hayata geçirilir.

İbadetler içinde oruç, her yönüyle kendine has bir ibadettir.

Yukarıda söylediğim gibi bu ibadet insanı yönetir. Çeker çevirir. Herkes onun kurallarına göre hareket eder. Bu ibadeti siz idare edemezsiniz o sizi idare eder.

Oruç sabır okuludur. Sabretmeyi, sıkıntılara göğüs germeyi, beklemeyi, işi zamanında yapmayı hep o öğretir. Önümüze gelen nimetlerin, alışkanlıklarımızın nedeniyle farkına varamayışımızın farkındalığını oruç öğretir. 
Orucun, uruc yani yücelme ve yükseklere çıkma anlamına geldiği düşünüldüğünde anlamı bir daha farklılaşmaktadır. Hz. Peygamber’in neden İslam’ın beş temel esasından biri olarak orucu gösterdiği daha iyi anlaşılmaktadır. 
Ramadan (Biz Ramazan diye okuyoruz) sözcüğünün Arapçada sonbaharda yağan ve biriken tüm kirleri sürükleyip götüren ve her tarafı temizleyen sağanak yağmur manasına gelmesi manidar değil midir?

Böylece ramazan ve oruç vücudumuzda birikmiş maddi-manevi kirleri temizleme anlamına da gelir. Yine Ramadan kelimesinin güneşin taşları ısıtarak kum haline getirmesi anlamından hareketle vücudumuzda, yüreğimizde, damarlarımızda yer etmiş kusur kayalıklarımızı, taşlaşan duygularımızı parçalayıp tuz-buz etmesi anlamına da algılarız.

Bin aydan daha hayırlı gece, Kadir Gecesi, ramazan ikliminin zirvesidir. Melekler sabahlara kadar iner de iner. Orucunu bu şuurla tutan Müslüman asla toplumsal emniyeti ve güveni bozucu harekette bulunmaz. Çünkü inandığı Allah "Şafak sökünceye kadar her taraf güven ve emniyettedir." buyurmaktadır. Bu beyan adeta güven ve emniyette olmanın önemli olduğu vurgusunu yapmaktadır. Bundan sonra da adını barıştan alan ve bizi "Barış adamları" diye isimlendiren Allah'a olan bağlılığımızı daha da kuvvetlendirmemiz istenmektedir bizden.

Öyleyse haydin bu ramazanda Yitik Cennetimizi aramaya, taş medeniyeti! yerine kalp medeniyeti kurmaya, Oruç ile Uruca (yükselmeye), “ iftar sofralarını israf sofraları yapma” maya, duyarlılığa ve paylaşma ve paylaşabilme medeniyetini ayağa kaldırmaya.

Kısacası bu ramazan, etrafı kan gölüne çeviren mütref (şımarık ) kapitalist ve Siyonist dünyaya karşı mustazaf ( ezilen ) Müslüman dünyanın yanında yer alma bilincine ulaştırsın temennisiyle…

 

DİĞER YAZILARI Güç Zehirlenmesi ve Siyonizm 01-01-1970 03:00 Afrika Menekşesi 01-01-1970 03:00 Din ve Dil Konusu 01-01-1970 03:00 Bayramların Hayatımızdaki Yeri 01-01-1970 03:00 Kadir Gecesi / Kader Gecesi 01-01-1970 03:00 Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz 01-01-1970 03:00 Gazze: İnsanlığın İmtihanı 01-01-1970 03:00 Bursa Hanlar Bölgesi 01-01-1970 03:00 Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! 01-01-1970 03:00 İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak 01-01-1970 03:00 Sivri Tepe ve Pamuk 01-01-1970 03:00 Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler 01-01-1970 03:00 Bursa'da Zaman 01-01-1970 03:00 Bursa'da Küçük Bir Gezinti 01-01-1970 03:00 Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan 01-01-1970 03:00 Hayra Alamet Değil /2 01-01-1970 03:00 Hayra Alamet Değil /1 01-01-1970 03:00 İsrail Mitler ve Terör 01-01-1970 03:00 Gazze Direnişi 01-01-1970 03:00 Yüzümüz mü Var?! 01-01-1970 03:00 Seyahat Ya Resulallah! 01-01-1970 03:00 ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet 01-01-1970 03:00 Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi 01-01-1970 03:00 Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları 01-01-1970 03:00 Gazzeli Annenin Feryadı 01-01-1970 03:00 Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı 01-01-1970 03:00 Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail 01-01-1970 03:00 Kalbi Mühürlü Olanlar 01-01-1970 03:00 Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? 01-01-1970 03:00 Çocuk ve Ölüm 01-01-1970 03:00 Gözyaşı 01-01-1970 03:00 Aşkla Yapılacak Görevler 01-01-1970 03:00 A.Ş.K Vakfı 01-01-1970 03:00 Bursa'da Çocuk Olmak 01-01-1970 03:00 Ey Resul! 01-01-1970 03:00 Bu Çağın Adı Ne Olsun? 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 01-01-1970 03:00 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü 01-01-1970 03:00 İnsanın Dört Mevsimi 01-01-1970 03:00 Gençlik ve Bazı Sorunları 01-01-1970 03:00 Muallim Naci 01-01-1970 03:00 Nefs ve Akıl Atışması 01-01-1970 03:00 Merhamet Elçisine Arzımdır  01-01-1970 03:00 Ali Ulvi Kurucu 01-01-1970 03:00 Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme 01-01-1970 03:00 Nefs ve Vicdan Atışması 01-01-1970 03:00 Hayat ve Memat 01-01-1970 03:00 Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz 01-01-1970 03:00 Hicret Bir Dirilişin Adıdır 01-01-1970 03:00 İradeyi İpoteğe Vermek 01-01-1970 03:00 Allah'a Sevimsiz Gelen Helal 01-01-1970 03:00 Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım 01-01-1970 03:00 Kurban Olsun Diye... 01-01-1970 03:00 Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı 01-01-1970 03:00 Dilin Gücü ve Afetleri 01-01-1970 03:00 Terk Edilmişliğin Acı Sonu 01-01-1970 03:00 Helena'nın Havva Oluşu 01-01-1970 03:00 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 01-01-1970 03:00 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 01-01-1970 03:00 Tedbirden Sonra Tevekkül 01-01-1970 03:00 Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii 01-01-1970 03:00 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 01-01-1970 03:00 Dilber Ana ve Elmas Kadın 01-01-1970 03:00 Özdeyişler 01-01-1970 03:00 Yazmak Sorumluluk İster 01-01-1970 03:00