İsrail’i devlet olarak kuran güçler neden Yahudi Devleti demediler de İsrail dediler. Hâlbuki Yehuda da bir Yahudi Devletiydi. Daha uygun olan isim bu değil miydi? Çünkü bu karton devleti kuranlar bunlara başka görev verdiler. Gelin onu biraz araştıralım.
Ne demek İsrail? İsrail, Siyonist Yahudilerin Yakup a.s.’a verdikleri bir unvanın adıdır. Nedir bunun anlamı? Güya Yakup a.s. Dayısı Laba’nın yanına kaçmış olan kardeşi Esav ile buluşmak üzere giderken karşısına çıkan Tanrı ile güreşmiş ve "O’nu" güreşte yenmiş olmasından dolayı kendisine İsrail, oğullarına da İsrailoğulları denmiştir. Bundan sonra da Tanrı onları başka milletlerden ayrı kılmıştır. Tabi bizim inancımıza ters ve asla uymayan bir inanıştır bu.
Yakup a.s. ‘da böyle birisi değil aksine O bir nebi ve Allah in Salih bir kuludur.
Yahudiler içinde Siyonist anlayış yani devlet kurmak için şekillenen bu teşkilat sekülerdir. Hakiki Yahudi inancını kabul etmezler. Cennet cehennem inancı yoktur bunlarda. Dolayısıyla ahiret inancı ve hesap verme inancı da yoktur. Yani salt akılcı ve imansızdırlar.
Arz-ı Mev’ud ( Güya Tanrı tarafından kendilerine söz verilmiş topraklar) için mücadele eden bir teşkilattır. Bu nedenle İsrail ismini almaları bu anlayıştan gelmektedir. Bazı Yahudilerin İsrail’in yaptıklarına karşı koymaları, Siyonist Yahudi olmadıklarındandır. Endülüs İslam Medeniyeti'nin yıkılışı döneminde Batı’nın zulmünden Yahudileri ecdadımız kurtarıp İstanbul’a getirmiştir.
Osmanlı döneminde altın çağlarını yaşadıklarını kendileri belirtir. Siyonist Yahudilik işin içine girince onlar da ihanetin yolunu seçtiler. Yani burada anlatmaya çalıştığım anti semitizm (Yahudi inancı aleyhtarlığı) değildir. Kim nasıl inanırsa inansın. “Lekum diynukum ve liyedin.” Nihayet Peygamberimiz de Medine Sözleşmesi'ne Yahudileri de dâhil etmiş ve elli iki maddelik bir sözleşme ortaya çıkmıştır. Fakat uzun sürmemiş Ahzab Savaşımda ihanet etmişlerdir.
Yahudiler içindeki bu kanat hiçbir zaman güvenilemeyecek kısımdır. Bunlar Hz. Musa ‘ya da, Hz. Harun’a da verdikleri ahdi bozmuşlar ve putperest inançlarını her daim hortlatmışlardır. Peygamberlerini öldürmüşlerdir. Peygamberleri inkâr için her yola başvurmuşlar, olmadık isteklerde bulunmuşlardır.
Nankördürler. Bıldırcın eti ve kudret helvası yerine Musa peygamberden soğan sarımsak istemişlerdir. Korkaktırlar. Musa Peygamber’e “sen ve Rabbin gidin, Kudüs’tekileri oradan çıkarın biz burada oturalım. “ diyecek kadar süflidirler. Bu nedenle Tih Çölü’nde azgınları yok oluncaya kadar Kudüs’e girememiş telef olmuşlardır. Bu nedenle de hiçbir yerde tutunamamışlardır.
Meryem annemize iftira atan bunlardır. Zekeriyya Peygamber’e olmadık iftiralar atanlar bunlardır. Yahudilikten sonra Hz. İsa’nı yine kendilerine getirdiği Tevhit inancını bozan bunlardır. Sonradan adı Hristiyanlık olarak yeni bir din gibi yapıp Roma’nın kabulünü sağlayarak günümüz Avrupa’sının Hıristiyanlaşmasını sağlayan Yahudi Pavlos’tur.
Böylece Yahudilik bir ırkın dini haline sokulmuş, Hristiyanlık ta bab-oğul-ruhul kuds gibi ekanim-i selase (trinite) inancı ile tevhitten çıkmıştır. Bu anlayışları reddeden silm yani tevhit ve barış dini olarak Rabbimiz bozuk inançları sona erdirmek için Hz. Muhammed a.s.’ı seçmiştir. O günün Yahudilerinden pek çoğu yine gerçekle savaşmayı tercih etmiştir. Temiz yürekli Yahudiler ise Müslüman olmuştur.
Siyonist Yahudiler, iftira, karalama, çarpıtma vb. her türlü aşağılığı yapmaktan çekinmezler. Bu nedenle hastane bombalarlar “biz yapmadık” derler. Öldürürler, “biz öldürmedik” derler. Kelimeleri anlamının dışında kullanırlar ve tahrif ederler. Bu nedenle Rabbimiz, Müslümanlara Peygamberimize hitap ederken “Raina” yerine “Unzurna” demelerini emreder. Çünkü yukarıda bahsettiğim tahripçi Yahudiler “Raina, yani bizim çobanımız ol” anlamına gelen bu kelimeyi kullanarak alay ediyorlar ve birbirine sırıtıyorlardı.
İşte Siyonist Yahudiler bunlardır. Bunlar sadece güçlüden korkarlar. Korku içlerine kök saldığı için orantısız güç kullanırlar. Yahudi olunmaz Yahudi doğulur inancında olduklarından kendilerinden olmayanları köle olarak görürler. Bu nedenle de dinlerini başkasına tebliğ etmezler. Kendilerinden olmayanlara hayvan muamelesi yaparlar. Kaldı ki hayvana da kötü muamele yapamazsın.
Bunların gözünde çocuk, kadın, yaşlı, sivil yok gibidir. ABD ve batı Bloku mu? Bunların al birini vur ötekine. Aynı tayfadan çünkü.
Netice Müslümanlar güçlü ise bunun hesabını sormalıdır. Ama kalpleri paramparça ise, yeterli maddi güce sahip değilse samimi dua edenlere ihtiyaç var. Lakin şu asla ihmal edilmemeli ve Geniş İslam Coğrafyası'nın ajandasına şu not düşülmeli: Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Ama biz asla masumlara dokunmayız. Bu da biline vesselam…