İnsanın Dört Mevsimi

Yusuf Sarıkaya

08-09-2023 15:46

Advert

Evrenin en saygın varlığı olarak yaratılan insan, tıpkı dört mevsim gibidir. Yaratılış amacına uygun yaşamak her insanın aslî görevidir. “Sizin bana (kulluk şuuru içinde) olan yakarışınız olmasaydı ben sizin neyinize değer vereyim?” buyurmaktadır Yaradan. Bu amaca uygun yaşamak insanın hem kendisine, hem de çevresine faydalı olması demektir.

İnsan ömrü de dört mevsim gibidir. Doğar eve huzur gelir, sevinç gelir. Evde hava tazelenir, çiçekler açar. Gam keder kalkar ortamdan. En zor zamanlarda bile olsa bahar muştusu gelir ortama. Tıpkı kıştan kalan yorgunlukların baharla birlikte çekip gittiği gibi, doğumdan önce çekilen sancılar, tedirginlikler yerini mutluluğa bırakır. El bebek gül bebek olur insan elden ele dolaşır artık. İnsanın baharıdır bu günler. Mart, Nisan ve Mayıs ayları gibi artık kıştan kurtulup bahar aylarına ermek gibidir bu günler.

İnsan çocukluk dönemini böyle mutlu bir şekilde atlatırken artık okul hayatı iş hayatı, askerlik evlilik derken hararetli günlere erişir. Ailede ve okulda iyi bir eğitim almışsa dokunmayın bu insanın keyfine. Hem kendine hem topluma faydalı olur dünkü el bebek gül bebek olan çocuk. Ev yönetir, iş yönetir. Ülke yönetmeye aday olur. Her hali mükemmel olur bu kişinin. Ama baharı ve yazı iyi geçmemişse insanın sonbaharı hüzün, kışı da ayaz geçer Allah muhafaza. Bu insanlar artık toplumun kamburu olur.

Eğitilir mi? Çok zor. Çünkü ağaç kartlaşmış. Bükmeye dayanamaz, kırılır. Yine de eğitimden vazgeçmemek gerekir. Kendi başına bırakamazsın insanı. Çünkü ümitsizlik yakışmaz insana. Böyle yürür gider hayat.
İnsanın sonbaharı en verimli mevsimidir. Artık aklının ermediği cıvıl-cıvıl hayat evresi olan baharın el bebek gül bebek mevsimindeki sorumsuz hayat dönemi geçmiştir. Sıcaktan kavrulma, buram buram-terleme mevsimi olan yaz da bitmiştir. İş kurulmuş, çeşitli alanlarda ne gerekiyorsa yapılmış, hünerler sergilenmiş, tecrübeler kazanılmış, fırtınalarda savrulmamış, hayat denizinde gemisine iyi kaptanlık yapmış ve sahil-i selamete ulaşmıştır.

Artık bahar dönemindeki hırçınlık, yaz dönemindeki kızgınlık, koşturmaca, aşırı heyecan vakti yerini artık günün ikindi zamanı olan son bahara bırakmıştır. Artık ektiklerini biçme vakti gelmiştir. İnsanın son baharı gelmiştir artık. Bahardır ama unutulmasın son bahardır. Burada da hataları düzeltme imkânı vardır. Burada da kendine gelme fırsatı vardır. Çevre yavaş yavaş hüzne bürünür sonlara doğru. Az eken az biçer ama biçer. Hiç kimse kendini salmamalı.

Ümitsizlik imana terstir. 
Kişinin baharı ve yazı iyi geçmişse son baharı daha da verimli geçer Allah’ın izni ile. Tabi insan az da olsa burada da savrulabilir. Son nefese kadar dikkatli ve ölçülü olmak zorundadır insan. Savrulma örnekleri her zaman görülmektedir toplumda. Bu nedenle atalarımız “kırkından sonra azanı teneşir paklar." demiştir. Artık insanın son baharı en kıymetli mevsimidir. Edinilen tecrübeler, kazanımlar, sosyal ve psikolojik deneyimler bu mevsimde sergilenir. Hata payı azalır insanın son baharında.

Gelecek kuşağa en iyi yatırım bu mevsimde verilir. Yani olgunlaşan fikir meyveleri bu mevsimin ürünüdür. Bu da geçicidir. Çünkü hayat akıcıdır. Sen dursan da o durmaz. Derken artık son bir mevsime daha uğrar insanoğlu. Tabii ki onu da Allah nasip ederse gerçekleşir.

Kış mevsimi artık insanoğlunun dökülecek yaprağının bile kalmayıp bazen hayat arkadaşlarının, dostların birer birer sahneden çekildiği mevsimdir. Bazen tek başına kaldığı mevsimdir kış. Ama diğer üç mevsimini verimli geçiren insan bu mevsimde fiziki rahatsızlıklar yaşasa da ruhu diridir. Gönlü âsûdedir, rahatlıktadır. Çünkü yapması gerekenleri zamanında yapmış veya yapmaya çalışmıştır. Aynı zamanda bu mevsimde daha fazla halvet hali çöker omuzlara. Elbiseler bol gelir bedene. Gözler ırağı seçemez olur. Kulaklara ağırlık çöker. Unutkanlık başlar. Her vakit için abdest alma zorunluluğu baş gösterir. Artık “istikbal yerdedir” dercesine başlar öne düşer. Yeniden diriliş için bu dünyayı terk-i diyar etme zamanı yaklaşmıştır.

Vücut ağır ağır soğumaya başlar. Ama mutludur çünkü üzerine düşeni yapmıştır. Ya boş bir hayal peşinde koşmuşsa işte o zaman kış mevsimi çekilmez olur. Bir hüzün ve korku sarar yürekleri. İnşallah iman sahibi ise son pişmanlıklarını bir-bir arz eder Allah’a. Zira can boğaza gelmedikçe tövbeler kabul olur. Konu kul hakkına girmezse inşallah af olur. Bu sebeple insan kışın ayazına yakalanmaması için önceki mevsimlerini iyi kontrol etmeli. Nefsinin anlamsız ve geçici hislerine teslim olmamalı. Son ve tek saltanat olan ve dört tekbir alınmadan önceki zamana hazırlıklı olmalı insan. 

Özetle insanın her anının, her saatinin, her gününün ve tüm ömrünün baharı, yazı, son baharı ve kışı vardır. Dört mevsimimizi iyi değerlendirmektir bize düşen.

Hoş geldin son baharım. Hoş geldin "Eylül ayım." Hoş geldin kazancımın bereketini derleme mevsimim.
Selam ve dua ile…


 

DİĞER YAZILARI Bireyselleşme Adı Altında Tükenişe Giden Yol 01-01-1970 03:00 Güç Zehirlenmesi ve Siyonizm 01-01-1970 03:00 Afrika Menekşesi 01-01-1970 03:00 Din ve Dil Konusu 01-01-1970 03:00 Bayramların Hayatımızdaki Yeri 01-01-1970 03:00 Kadir Gecesi / Kader Gecesi 01-01-1970 03:00 Len Nerka: Asla Diz Çökmeyeceğiz 01-01-1970 03:00 Gazze: İnsanlığın İmtihanı 01-01-1970 03:00 Ramazan'ı Anlama ve Anlamlı Kılma 01-01-1970 03:00 Bursa Hanlar Bölgesi 01-01-1970 03:00 Filistin'de Soykırım ve Batı'nın Değerleri! 01-01-1970 03:00 İffetli Olmak ve İftiraya Uğramak 01-01-1970 03:00 Sivri Tepe ve Pamuk 01-01-1970 03:00 Miraç Mucizesinin Hediyesi Namaza Dair Hikmetler 01-01-1970 03:00 Bursa'da Zaman 01-01-1970 03:00 Bursa'da Küçük Bir Gezinti 01-01-1970 03:00 Mahmut Kanık ve Yaşar Kaplan 01-01-1970 03:00 Hayra Alamet Değil /2 01-01-1970 03:00 Hayra Alamet Değil /1 01-01-1970 03:00 İsrail Mitler ve Terör 01-01-1970 03:00 Gazze Direnişi 01-01-1970 03:00 Yüzümüz mü Var?! 01-01-1970 03:00 Seyahat Ya Resulallah! 01-01-1970 03:00 ABD ve Dünya Jandarmalığı veya Katil Devlet 01-01-1970 03:00 Sezai Karakoç ve Çağdaş Sufi 01-01-1970 03:00 Yahudilerin Kahrolası Azgınlıkları 01-01-1970 03:00 Gazzeli Annenin Feryadı 01-01-1970 03:00 Siyonist Hahamlardan Fetva Alma Hırsızlığı 01-01-1970 03:00 Demir Kubben Başına Çöksün Siyonist İsrail 01-01-1970 03:00 Kalbi Mühürlü Olanlar 01-01-1970 03:00 Niçin İsrail Devleti de Yahudi Devleti Değil? 01-01-1970 03:00 Çocuk ve Ölüm 01-01-1970 03:00 Gözyaşı 01-01-1970 03:00 Aşkla Yapılacak Görevler 01-01-1970 03:00 A.Ş.K Vakfı 01-01-1970 03:00 Bursa'da Çocuk Olmak 01-01-1970 03:00 Ey Resul! 01-01-1970 03:00 Bu Çağın Adı Ne Olsun? 01-01-1970 03:00 Güzel Ahlak ve Nefs Atışması 01-01-1970 03:00 1988 Yılı Nobel Edebiyat Ödülü 01-01-1970 03:00 Gençlik ve Bazı Sorunları 01-01-1970 03:00 Muallim Naci 01-01-1970 03:00 Nefs ve Akıl Atışması 01-01-1970 03:00 Merhamet Elçisine Arzımdır  01-01-1970 03:00 Ali Ulvi Kurucu 01-01-1970 03:00 Emin Acar İle Kısa Bir Görüşme 01-01-1970 03:00 Nefs ve Vicdan Atışması 01-01-1970 03:00 Hayat ve Memat 01-01-1970 03:00 Anadolu'da Geleneksel Düğünlerimiz 01-01-1970 03:00 Hicret Bir Dirilişin Adıdır 01-01-1970 03:00 İradeyi İpoteğe Vermek 01-01-1970 03:00 Allah'a Sevimsiz Gelen Helal 01-01-1970 03:00 Şehzade Ahmet Efendi İle Kısa Bir Görüşme 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızın İyiliği İçin Onlarla Kötü Olmayalım 01-01-1970 03:00 Kurban Olsun Diye... 01-01-1970 03:00 Eğitim Hayatımdan İbretlik Bir Anı 01-01-1970 03:00 Dilin Gücü ve Afetleri 01-01-1970 03:00 Terk Edilmişliğin Acı Sonu 01-01-1970 03:00 Helena'nın Havva Oluşu 01-01-1970 03:00 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /3 01-01-1970 03:00 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /2 01-01-1970 03:00 Tedbirden Sonra Tevekkül 01-01-1970 03:00 Bilinmeyen Üniversite - Salih Dane Hoca Efendi ve İstinye/ Mahmutçavuş Camii 01-01-1970 03:00 Dostlarım Olan Kitaplarımla Hikâyelerim /1 01-01-1970 03:00 Dilber Ana ve Elmas Kadın 01-01-1970 03:00 Özdeyişler 01-01-1970 03:00 Yazmak Sorumluluk İster 01-01-1970 03:00