DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Mehmet Şahan
Mehmet Şahan
Giriş Tarihi : 14-11-2023 17:04

Yargılama

Bilerek ya da bilmeyerek en çok yaptığımız yanlış ve hatalı davranışlarımızdan birisi de kendimizi “yargıç” yerine koyarak karşımızdaki insanın en küçük kusur veya hatasından dolayı araştırma gereği bile duymadan yargılamaktır.

Karşımızdaki kişinin kişisel özellikleri (yaşı, cinsiyeti, eğitimi; sosyal, kültürel, ruhsal ve fiziksel yapısı vb.) dikkate alınmadan yapılan bu yargılama biçimi yargılanan kişiyi peşinen hatalı veya suçlu ilan etmek anlamına gelir ki, bu durum o kişide tedavisi mümkün olmayan yaralar açabilir.

En başta kişi çocukta olsa kendi özgüvenini ve kendisine olan saygısını kaybeder.
Her fırsatta yargılanan çocuk sevilip sayılmadığını düşünerek insanlara karşı sevgisini, saygısını ve güvenini kaybeder.
Sürekli yargılanan kişi toplum içinde itibarsızlaştığını düşünerek aşağılık duygusuna kapılır.

Kaybettiği her olumlu duygunun yerini kin, nefret ve intikam gibi duygular doldurmaya başlar.

Tüm bunlar çocuğun giderek yalnızlaşmasına, içe kapanmasına, hemen her alanda ve her işinde başarısız olmasına neden olabilir.

Herkes hata yapabilir. Herkes her zaman başarılı olmayabilir. Hatta herkes yanlış yapabilir.

Her hatanın ya da her yanlışın bir nedene bağlı olduğu asla unutulmamalıdır. 
Nedenini araştırıp bulmadan çözümünün de bulunamayacağı dikkate alınmalı, değerlendirme ona göre yapılmalıdır. Aksi takdirde hata ya da yanlış yapanın bizzat kendimiz olduğundan asla kurtulamayız.

Çocuğumuzun yaptığı kusur ve hatalardan dolayı onu yargılamadan önce sebepleri mutlaka araştırılmalı, mümkünse ilk önce o sebepler ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır.
Çocuğumuzun çalışması, eğitimi ve davranış gelişimi gibi durumlar için uygun ortam ve zemin hazırlanmalı, yapılacak her türlü etkinlikle ilgili gerekli rehberlik hizmeti sağlanmalıdır.

Hiç kimsenin kusursuz ve mükemmel olmadığı, herkesin mutlaka bir eksiğinin veya hatalarının olabileceği anlatılmalıdır. 
Hz. Mevlana’nın “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır” sözü çerçevesinde çocuğumuzun anlayabileceği ölçüde açıklamalarda bulunulmalıdır.

Ayrıca çocuğumuzun kusur ve hatalarını hoşgörü ile karşılarken, en küçük başarıları bile beğenilmeli, takdir edilmeli, onurlandırılmalıdır.
Çocuk bizi; “YARGIÇ” olarak değil, tedavisini üstlenen “DOKTOR” olarak görebilmelidir.

Bu konu ile ilgili şiirimden birkaç dörtlük:

Suçlu sanıp yargılama,
Yargıç değil, doktorum ol!
Suçu hemen doğrulama,
Yargıç değil, doktorum ol!

Anne, baba, büyüklerim;
Büyük diye gördüklerim!
Öğretmenim, övdüklerim;
Yargıç değil, doktorum ol!

Pir-î Fânî der ki özüm,
Şefkat arar iki gözüm!
Büyüklerim, o ki sözüm;
Yargıç değil, doktorum ol!

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA