DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Mehmet Şahan
Mehmet Şahan
Giriş Tarihi : 30-01-2024 19:30

Hoşgörü

Mükemmeliyet arzusu insanın doğasında bulunan bir duygudur. Her insan; aşında, işinde, eşinde ve içinde bulunduğu çevrede hep mükemmel olanı seçmeye çalışır. Bunda da başarılı olduğu ölçüde huzur ve mutluluğa ermiş olur.

İnsan, beşerdir. Her zaman şaşar ve hata yapabilir. Hatta bazıları doğuştan kusurludur. Mevlana’nın dediği gibi “Kusursuz kimse yoktur. Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.”

Her türlü hata ve kusur insanın nefsine itici gelir. Bu da insanın huzursuz ve mutsuz olması demektir. İnsanın, huzur ve mutluluğu yakalayabilmesi için bazı gayret ve çabalarının olması gerekir. İşte o gayret ve çabaların en başında da nefsin isteklerine boyun eğmeyip “hoşgörülü” olmak gelmektedir.

Hoşgörü, sağlıklı insan davranışıdır.
Hoşgörü, sağlıklı insan hayatının özüdür.
Hoşgörü, İnsan hayatındaki beşeri münasebetlerin temelidir.
Hoşgörü, insan hayatındaki en olumlu kavramlardan birisidir.
Hoşgörü, kendimize aykırı gelse de her şeyi anlayışla karşılayabilmektir.
Hoşgörü, kendimizin düşünce ve fikirleriyle çelişse bile, başkalarının düşünce ve fikirlerini özgürce dile getirmelerinden rahatsız olmamaktır.
Hoşgörü, genel olarak anlayış, saygı, mazur görme, medeni olma, kabul etme, rahatsız olmama, farklılıklara ve farklı görüşlere tahammül ederek sınır koymamaktır.
Hoşgörü, yeni fikirlere ve düşüncelere açık olmaktır.
Hoşgörü, her şeyi anlayışla karşılayabilmektir.

Bugün, her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyacımız olduğu aşikardır. Olumsuz birçok davranışın sebebi, yeterince hoşgörülü olamamaktır. Evde, trafikte, sokakta, okulda, işyerinde, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa orada bencillik, anlaşmazlık, güvensizlik, tartışma, kavga olumsuzluk adına her şeyi görebilmek mümkündür.
Hoşgörü, bir vurdumduymazlık değildir. Hoşgörü, görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü, kendini bilmektir. Hoşgörü, haddini bilmektir. Hoşgörü, haddini bilerek sürdürülen hayat biçimidir. Hoşgörü, bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmektir. Yoksa bana ne lazımcılık değildir. Anlayışın kendisidir. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, insanın özüdür.

Hz. Mevlana: “Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.” diyor ve ekliyor. “Bakın! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız !”

Yine Mevlana’nın bir sözünü hatırlayalım: “Başkalarının kusurlarını örtmekte gece gibi ol” diyor.
Allah’u Teâlâ, “Kim benim kulumun bir ayıbını örterse (gizlerse) ben de onun ayıbını gizlerim” diye buyuruyor.

Bu konuyu bir şiirimle bitirmek istiyorum:

HOŞ GÖRMEK LAZIM

Hepimiz beşeriz belki şaşarız,
Sahibi hatrına hoş görmek lazım!
Şaştıkça pişeriz belki taşarız,
Sahibi hatrına hoş görmek lazım!

Sevgiyle yaklaşıp lafa bakmadan,
Dostça kucaklaşıp gafa bakmadan!
Gönlü kuraklaşıp safa bakmadan,
Sahibi hatrına hoş görmek lazım!

Farklı adım atsa farklı yürüse,
Farklı alıp satsa farklı kürüse!
Farklı sarıp sarsa farklı bürüse,
Sahibi hatrına hoş görmek lazım!

Kiminin dilinde söz basitleşir,
Kiminin yelinde köz basitleşir!
Kiminin gönlünde öz basitleşir,
Sahibi hatrına hoş görmek lazım!

Pir-î Fânî der ki; eri bilmesin,
Göçüp konacağı yeri bilmesin!
Düşüp kalkacağı seri bilmesin,
Sahibi hatrına hoş görmek lazım!

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA