DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Mehmet Şahan
Mehmet Şahan
Giriş Tarihi : 11-01-2024 21:56

Şükür

C) ASLA BIRAKMAMAN GEREKEN ÜÇ ŞEY:
1 - SABIR, 2 - ŞÜKÜR, 3 - ZİKİR

2 – ŞÜKÜR:
Şükür; bizlere her türlü nimeti lütfeden Allah’u Teâlâ’ya karşı minnet ve şükran duymak,  teşekkür etmektir.

Şükür; bir başkasının bizlere sağladığı faydalara, gösterdiği ilgi, hal ve hareketlere karşı memnuniyet duygunuzun ifadesidir.

Şükür; bir başka anlamda da bizlere sunulanlara, lütfedilenlere karşı ruhumuzun tatmin olma huzur ve mutluluğunun ifadesidir.

Bizler, kendi aramızdaki ilişkilerimizde bile, bize bir iğne ucu kadar faydası olan birine karşı minnet duyar, teşekkür ederiz.

Aynı şekilde, bizim faydamız dokunan birinden de bize teşekkür etmesini bekleriz. Hatta, çoğu zaman bunu, onun bize ödemek zorunda olduğu bir borç gibi görmeye başlarız. Böyle bir beklenti içine girmek, karşılık bulamadığı zaman kişide üzüntüye neden olabilir.

Aslında teşekkür eden de, teşekkür edilen de mutlu olur.

Teşekkür eden, borçlu kalmaktan kurulduğu için üzerindeki yükün kalktığını düşünerek rahatlar, mutlu olur. Yapılan herhangi bir iyiliğe karşılık vererek karşı tarafın takdirini kazanmış ve karşı tarafın nezdinde kendi değerini arttırmış olur.

Teşekkür edilen kişi ise, başkalarına karşı yaptığı iş ve eylemin hak ettiği karşılığı aldığını düşünerek rahatlar, mutlu olur. Ayrıca, karşı tarafın teşekkür etmesini, kendine değer verildiğini, takdir edildiğini düşünerek mutluluğunu katlamış olur.

Birisinden ufacık bir hediye alsak defalarca teşekkür ediyoruz. Bunu, karşılıklı mutluluk duymak gayesiyle seve seve yapıyoruz.

İnsanların, birbirlerine karşı teşekkürleri mutluluk sebebi olduğuna göre, Allah’u Teâlâ’ya karşı yapılacak teşekkürün yani şükretmenin, O’nun indinde ne kadar büyük bir önem arz edeceğini ve değerli olacağını düşünmek lazım...

Yine en ufak bir iyiliğe birden fazla teşekkür edip borcumuzu ödemiş olmanın huzurunu yaşıyoruz.
Tüm bunların ışığında Allah’u Teâlâ’nın insanlara lütfettiklerini, karşılıksız verdiklerini birlikte düşünecek olursak, acaba ne kadar teşekkür etmeli ya da nasıl şükretmeliyiz?

En başta insan olduğumuzu düşünürsek, sadece bunun için ömür boyu teşekkür etsek bile borcumuzu ödemiş olamayız. Çünkü, insanı “Eşref-i Mahlûk” olarak yani yaratılmışların en değerlisi olarak yaratmıştır.

Allah’u Teâlâ’nın bu nimet ve hikmeti karşısında, bizim yapabileceğimiz hiçbir şükür yeterli olmayacaktır. O’nun bize lütfettiği nimetleri saymaya bile bizim ömrümüz yetmez. Vücudumuzda bulunan sayısızca uzvumuzdan bir tanesinin bile karşılığını ödeyebilmemiz mümkün değildir.

Ancak, Allah’u Teâlâ’nın şefkat, merhamet, mağfiret ve hikmeti öylesine yüce öylesine sonsuz ki, birimizi bin sayar, rızasına ve memnuniyetine mazhar olur, hikmetinden de asla sual olunmaz.

İşte tam da bu yüzden bizler elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce, ömrümüzün yettiğince Allah’u Teâlâ’ya şükretmenin gayreti içinde olmak zorundayız.

Şunu çok iyi biliyoruz ki Allah’u Teâlâ, inanarak samimiyet ve hulusu kalp ile yapılan teşekkürün azını çoğa saymaktadır.

Bizim, O’na karşı olan şükrümüzü, kulluk bilinciyle yapılmış bir tazim ve saygının göstergesi olarak kabul etmektedir.

Kalpten yapılan şükrü, rızasına vesile kılmaktadır.
İşte, tam da bu yüzden, şükür etmeyi ömrümüz boyunca asla bırakmamalıyız.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA