DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Mehmet Şahan
Mehmet Şahan
Giriş Tarihi : 27-06-2023 17:32

Adanmak ve Teslimiyet

Bu günlerde hemen herkesin merak ettiği çok önemli bir soru var:
“Niçin kurban kesiyoruz?”
Evet, soru çok önemli ama cevabı çok daha önemli!
Camilerimizde verilen hutbe ve vaazlarda "kurban" “yaklaşmak demektir” diye açıklamalar yapılıyor. Sadece kelime anlamından hareketle "kurban" keserek Allah’u Teâlâ’ya yaklaşmaya çalıştığımız anlatılıyor.
Gerçekten de Kurban sadece “yaklaşmak” demek mi?
İşte bu yazımızda bu sorunun cevabını bulmaya çalışacağız.

Bir taraftan da kurban kesmenin hayvan katliamı olduğunu, onun yerine ihtiyaç sahiplerine bağışlarda bulunulmasının daha anlamlı olacağını dillendirenler var.
Allah’u Teâlâ’nın:
“Rasûlüm! Şüphesiz biz sana Kevser; bol nimet, ilim ve büyük şeref verdik.
Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” (Kevser suresi, 1 ve 2.ayetleri)”
“Gelsinler de hacda kendilerini bekleyen dünyevî ve uhrevî faydaları görsünler. Ayrıca Allah’ın onlara ihsan ettiği kurbanlık hayvanları, belirlenen günlerde üzerlerine Allah’ın adını anarak kessinler! Bu hayvanların etinden hem siz yiyin hem de darda kalmışlara ve yoksullara yedirin!” (Hac Suresi, 28. Ayet)
Unutmayın ki, o kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Sizden Allah’a ulaşacak olan tek şey takvânızdır. Allah böylece o hayvanları hizmetinize verdi ki, sizi doğru yola ilettiği için tekbir getirerek Allah’ın büyüklüğünü ilan edesiniz! Rasûlüm! Artık o iyilik eden ve işini güzel yapanları müjdele! (Hac, 37.ayet)”
ayetlerindeki emirlerinden bihaber oldukları için kurban kesmeye karşı olmaları gayet normal bir durumdur. Bizim asıl konumuz bu olmadığı için daha fazla detaya girmeyeceğim.
Yukarıda da değindiğim gibi kurban kelime anlamında olduğu gibi sadece Allah’u Teâlâ’ya yaklaşmak anlamına mı geliyor? Elbette ki hayır.
Kurbanın hikayesini bilmeden gerçek anlamını da bilemeyiz.

Hazreti İbrahim’in Allah’u Teâlâ’ya verdiği sözü bilmeden doğru cevap veremeyiz.
Hazreti İsmail’in Allah’u Teâlâ’ya ve atasına teslimiyetini anlamadan kurban olayını doğru anlamış olamayız.

Bilinen hikaye şu:
Hazreti İbrahim, Allah’u Teâlâ’dan bir evlat istiyor. Bu dileğinin karşılığında en sevdiği şeyi O’na kurban (feda) edeceğinin sözünü veriyor. Günü geldiğinde de kendi canından da kıymetli olan can paresini gözünü bile kırpmadan keserek adağını yerine getirmek istiyor.
Kurban, İbrahim’ce bakıldığında sadece Allah’a yaklaşmak değil; “Ona adanmış olmak” olduğunu görüyoruz.
Hazreti İsmail, Allah’u Teâlâ’ya verilen sözün yerine getirilmesi için zerre kadar tereddüt etmeden kendini teslim ediyor.
İsmail babasına, “Babacığım ellerimi bağla, can acısıyla ellerimle sana karşı koymaktan korkuyorum. Gözlerimi bağla, göz göze geldiğimizde gözlerimdeki acıyı görüp baba şefkatiyle sözünü yerine getiremeyeceğinden korkuyorum.”
Kurban, İsmail’ce bakıldığında ataya ve Allah’a sorgusuz “teslimiyet” olduğunu görüyoruz.

Her ne kadar bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunmak olsa da Kurban, bir müslümanın bütün varlığını Allah yolunda adamaya, feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.
Kısaca İbrahim’ce “adanmak” ve İsmail’ce “teslim olmaktır” Kurban.
Rabbim, cümlemizin bu bilinç ve bu düşüncelerle kurban kesen kullarından olmamızı nasip ve müyesser eylesin inşallah.

Şimdiden Kurban Bayramınızı yürekten kutlar, hakkımızda hayırlara vesile olmasını dilerim.

 

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA