DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Mehmet Şahan
Mehmet Şahan
Giriş Tarihi : 09-04-2024 20:46

Mü'minin Bayramı

Bayram; Kâşgarlı Mahmud’un tespitine göre kelimenin aslı Farsça beẕrem/beẕrâm (بذرام/بذرم) olup “sevinç ve eğlence günü” demektir ve beyrem/bayram telaffuzu Oğuzlara aittir (Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, I, 263, 484; III, 176)

Bayram kelimesinin Arapçası, sözlüklerde “âdet halini alan sevinç ve keder; bir araya toplanma günü” anlamlarıyla karşılanan “îd”dir.

Bayramlar, İslam öncesi toplumların hayatında da görülen olağan üstü günlerdir. Bu günlerde yaşanan heyecanın derecesi insanların ahlâk anlayışları ile orantılı olmakta ve bazı toplumlarda başka zaman yapılması hoş karşılanmayan, hatta suç oluşturan hareketlerin dahi bayramlarda büyük bir serbestlik içinde yapılabildiği görülmektedir.

Eski Türkler’de Bayram. Osman Turan, Kâşgarlı Mahmud’un bayram kelimesini açıklarken, “İslâm’dan önce Türklerin îd günü yok idi” demesini haklı olarak, “İslâmî bayramları yoktu” şeklinde anlamakta ve elde yeterince yazılı belge bulunmamasına rağmen Türklerin İslâmiyet öncesinde birçok bayramlarının mevcut olduğunu söyleyerek bunlara dair çeşitli bilgiler vermektedir (İA, II, 421-422). Bu bilgiler arasında, Hunların devlet büyüklerinin her yılın başında hükümdarın karargahında toplanarak yer ve gök tanrılarına kurban kestikleri, beşinci ayda da Ötüken’e yakın bir yerde yine kurban kesildiği ve büyük törenler tertip edildiği yer almaktadır.

Bayram; genel anlamda “sevinç ve eğlence günü” olarak anlaşılmaktadır.

Tüm bu açıklamalara göre baktığımızda bayram; millî, dinî veya özel olarak önemi olan ve kutlanan gün veya günler olduğu görülmektedir.

Bizim bu günkü konumuz ise genel anlamdan ziyade “Mü’minlerin Bayramı”dır.

Mü’minlerin, gerçek mânâda yaşayabilecekleri beş (5) adet bayramı vardır:

Birincisi, özellikle günümüzde her türlü olumsuzluk ve keşmekeşin içinde (nefsine rağmen) kendini koruyarak gününü “günahsız” geçirebilmek Mü’min için bayramdır.

İkincisi, dünyanın tüm cazibelerine rağmen iman ve itikadından ödün vermeden yaşayıp ahirete “imanlı” olarak göçmek Mü’min için bayramdır.

Üçüncüsü, ahiret aleminde üzerinden geçilmesi gereken kıldan ince, kılıçtan keskin olduğu söylenen “Sırat Köprüsü”nden geçmek Mü’min için bayramdır.

Dördüncüsü, ahiretteki tüm hesaplar görüldükten sonra salih amel sahibi olarak her Mü’minin arzuladığı “cennete” girmek Mü’min için bayramdır.

Beşincisi, bayramdan da öte bir Mü’minin erişebileceği en yüce mertebe, en yüce sevinç ve mutluluğu yaşayabileceği, Allah’u Teâlâ’nın “cemalini kuluna lütfettiği an” Mü’min için bayramın da bayramıdır.

Rabbim, cümlemizin bu beş bayramı sırasıyla yaşayan kullarından olmamızı nasip ve müyesser eylesin inşallah.

BAYRAM SENİNDİR

Günahsız bir günü geçtiysen eğer,
İnan ki o zaman bayram senindir!
Dünyadan imanlı göçtüysen eğer,
İnan ki o zaman bayram senindir!

Hakkın şarabını içmiş biriysen,
O’nun turabını seçmiş biriysen!
En son sıratını geçmiş biriysen,
İnan ki o zaman bayram senindir!

Ektiğin hasadı derdiğin zaman,
Rabbine hesabı verdiğin zaman!
Cennetine sabi girdiğin zaman,
İnan ki o zaman bayram senindir!

Nezdinde amelin nimetse kula,
Ruhunda emelin hikmetse kula!
Cennette cemalin lütfetse kula,
İnan ki o zaman bayram senindir!

Pir-î Fânî der ki; aşkın Hak ise,
Gönülden gönüle meşkin Hak ise!
En garip bülbüle köşkün Hak ise,
İnan ki o zaman bayram senindir!

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA