DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Mehmet Şahan
Mehmet Şahan
Giriş Tarihi : 26-03-2024 21:07

Kalben Okumak

TERTİL: “İman edip hissederek okumak.”

İnsanın manevi bedeninin midesi akıldır. Nasıl ki, gıdalar midede hazmedildikten sonra elde edilen vitaminler ilgili bölümlere ayrıştırılarak ait olduğu azalarımıza fayda sağlıyorsa ilim de öyledir. Çünkü, ilim aklın gıdasıdır. İlimden istifade edebilmemiz için öncelikle akıl midesinde hazmedilmesi gerekiyor.

Akıl, ilmi hazmettikten sonra diğer organlara tanzim eder. Diğer organlar da bu hazmedilmiş ilimi kendi kabiliyet ve fıtratlarına göre değerlendirirler. Kalbin bu hazmedilmiş ilimden aldığı hisse ile vicdanın aldığı hissenin mahiyeti farklıdır.

Kalbin kabiliyeti, ilmin ve buna bağlı olan imanın kuvvetine göre şekillenir. Bu yüzden kalbin kabiliyetini derinleştirmek ve kuvvetlendirmek, ancak ilimde gelişme ve ilerleme ile mümkündür. Buradaki ilim, müspet ve felsefi ilimler değil, iman ve marifete bağlı ilimlerdir. Yani bu ilim, kaynağını Kur’an’dan alan hakikatten hasıl olan iman ve marifet ilmidir.

İşte tüm bu açıklamalar ışığında akıl midesinden hazmedilmiş olarak kalbin algıladığı ilmin okunmasına “kalben iman edip hissederek okumak” (Tertil üzere okumak) diyoruz.

Manevi besinlerimiz her ne kadar akıl midesinde hazmedilerek gelmiş olsa da burada asıl görev kalbe düşmektedir. Çünkü, kalbe gelen manevi vitaminlerin doğru algılanıp doğru değerlendirilmesi tamamen kalbin marifetine bağlıdır. Kalp, aldığı manevi vitaminleri ne kadar doğru, ne kadar “tertil” üzere okursa, kalpteki imanın kuvveti ve yüceliği de o kadar büyük olacaktır. Aksi takdirde, manevi besinlerin akıl midesinde hazmedilmiş olmasının bir önemi kalmaz. Manevi vitaminlerimizin imanımızı güçlendirmesi ve yüceltmesi, ancak ve ancak kalbin “tertil” üzere okumasıyla mümkündür. Bu da kalben güçlendirilmiş, yüceltilmiş ve onaylanmış “salih iman” demektir.

Salih iman sahibi olan kişinin kalbi, her an Allah’u Teâlâ’yı anmakla meşgul olur. Bu meşguliyet o kişinin sadece kalp ile diline değil; hayatının her anına, bedeninin her zerresine yansır ve biz buna; “zikir” diyoruz.

Aslında bütün ibadetlerin özü ve aslı, Allah Teâlâ’yı hatırlamak ve O’na itaat etmektir. Allah’a itaat ise, Kur’ân veya hadislerde yer alan bir takım güzel sözleri sadece söylemek veya tekrarlamak değil; bilakis her halükârda Allah’a kulluk şuuru içerisinde bulunmak ve tam bir teslimiyet göstermek, her hal ve şartta O’nun sürekli bizi gözetlediğini zihnimize yerleştirmektir. İşte gerçek anlamda; “zikir” budur.

Şimdi birlikte düşünecek olursak:

“Tertil” üzere okumak; insanı, salih iman sahibi, “İnsan-ı Kâmil” derecesine yüceltiyor.

“Tertil” üzere okumak, insanın hep zikirle meşgul olmasını sağlıyor.

“Tertil” üzere okumak, insanın her an Allah’u Teâlâ’nın onu gördüğünü düşünerek yaşamasını sağlıyor.

Rabbim, cümlemizi; “Tertil üzer okuyan” kullarından olmamızı nasip eylesin inşallah.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA