DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Mehmet Şahan
Mehmet Şahan
Giriş Tarihi : 17-10-2023 20:19

Tehdit Etmek

Biz büyükler olarak, çocuklarımıza karşı yaptığımız yanlış davranışlardan bir tanesi de çeşitli nedenlerle ve çeşitli şeylerle onları “tehdit” etmemizdir. Tehdit etmek, her insan için ters etki yaratan bir durumdur.

Hangi yaşta ve özellikte olursa olsun tehdit edilen birey içgüdüsel olarak karşı atağa geçerek genellikle olumsuz yönde tepki verir.

Bize göre kazandırmak istediğimiz bilgi, beceri ya da bir davranışı yapmak istemediklerinde nedenini sorgulamak yerine kısa yoldan; “Tehdit ederek." yaptırmaya çalışmaktayız.
Bu aşamada çocuğa kazandırmak istediğimiz bilgi ve becerinin ya da bir davranışın getirebileceği faydadan çok, tehdit etmekle ona çok daha fazla zarar verdiğimizi nedense fark edemiyoruz. Belki de fark etmek istemiyoruz.

Belki zamansızlıktan, belki dikkatsizlikten, belki de gafletten çocuktaki isteksizliğin nedenini bulup çözmek yerine umursamıyor, merak bile etmiyoruz.

Çocuk, çeşitli nedenlerle istenilen şeyleri yapmak istemeyebilir. Mesela; o an ki ruh hali hazır olmayabilir. İstenilen davranışı sevmiyor olabilir. Çalışmalardan yorulmuş olabilir. İstenilen beceri ya da davranışı başaramayacağını düşünüyor olabilir.

Herhangi bir başarısızlık durumunda küçük düşeceğini, utanacağını ya da azar işiteceğini düşünüyor olabilir.

Kim bilir belki de yapmak istemediği davranışın nedenlerinden biri de bizzat kendimiz olabiliriz. Çocuğa karşı sergilediğimiz yaklaşım biçimi emredici, azarlayıcı, tehditkâr, baskıcı, vb. şekillerde olabilir. Bunun ortaya çıkmaması için nedenini de sorma gereği duymuyoruz olabilir. Belki de kendi kusurumuzu kapatabilmek için “Çocuğu tehdit etmeyi.” daha kolay görüyor olabiliriz.

Aslında çocuğa kazandırılmak istenilen bilgi, beceri ya da davranışın çocuğun istidat ve kabiliyeti ile uyumlu olup olmadığı da en önemli nedenlerden biridir.

Bu aşamada çocuğun ilgi, istek, istidat ve kabiliyeti iyi tetkik edilmeli; çocuktan istenilen davranış ya da çalışma biçimi bunlarla uyumlu değil ise çocukta mükemmellik istenmemelidir. Yapabildiği kadarı ile değerlendirilmeli, gerekirse küçük yardımlarla desteklenmeli, başarılı olabildiği kadarı taltif ve teşvik edilmelidir.

Sonuç olarak her ne sebeple olursa olsun yanlış ve hatalı olan davranış biçimi, çocuğu tehdit ederek iş yaptırmaya veya istenilen davranışı sergilemeye çalışmasını istemektir. Bu ise çocukta “Kaş yapayım derken göz çıkarmak.” gibi çok tehlikeli sonuçlara neden olabilir.

Biz büyükler olarak çocuğa karşı olan davranışlarımıza yerine göre anne sevgisi, yerine göre baba şefkati, yerine göre öğretmen bilimselliği katarak çocuğumuzun istenilen eğitimi almasına ve istenilen davranışı kazanmasına zemin ve imkân sunmak zorundayız.

Unutulmamalıdır ki, insanın yaşı ne olursa olsun, “Etki, tepki yaratır.”

Yaklaşımlarımız mutlaka, “Sevgi, saygı ve hoşgörü” üçlüsü çerçevesinde olmalıdır.
Çocuğa karşı olan davranışlarımız; emredici, sorgulayıcı, yargılayıcı, vb. değil; destekleyici, yol gösterici ve çocuğumuzun seviyesine uygun “rehberlik” ilkesi kapsamında olmalıdır.
Yaklaşımımız her ne şekilde olursa olsun mutlaka sevgi temelli olmalı, çocuğa sevildiği hissettirilmelidir.

Çocuklarımızın tüm olumsuzluklarının tedavisinde sevginin en etkili ilaç olduğu unutulmamalıdır.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA