DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Sedat İlhan
Sedat İlhan
Giriş Tarihi : 05-10-2024 20:06

Sokrates’teki Ben

Aylar önceden planladığımız gün gelip çatıverdi. Aslında bir hafta sürem vardı ama ondan da vazgeçtim. “Sunumu bir hafta önceye alalım mı?“ diye sorduklarında; “Bana her yol Roma“ deyiverdim. Bu sözü kim söylemiş, neden söylemiş, bilmem. Anladığım şey, bir meydan okuma, hafife alma söz konusu. Başaracağından emin olma halinin ifadesi.

Nasıl olsa daha önce Sokrates üzerine 11 kez odaklanmıştım. Alelacele sunumu hazırladım. Anlatımda izleyeceğim yol da netleşmiş oldu böylece.

Başlığı belirlerken biraz ilgi çekici olması hedefimdi. Öyle sanıyordum. Ama asıl niyetime göre karar vermişim, anladım. Veya Sokrates’in sözlerinden neler anladığıma dair yazmış olduğum yazıları sunuma hazırlanabilmek üzere okuduğumda konuşmamın içeriğini doldurmakta zorlanacağımı gördüm.

Nedenlerine şu anda odaklanmak istemiyorum. Belki kolayıma geldi. Andaki sorularımı sormak, birlikte cevap aramak istemiş olabilirim. Sorumluluklarımızı diğerlerine atmadan tabii ki. Belki de yazdıklarımı yeterli görmedim. Yazmak kolay. Oturuyorsun ve iç sesini takip ediyorsun. Her zaman, her konuda haklısın. Atış serbest. Ama konuşmak farklı. Her ne kadar kelimesi kelimesine ezberlemiş olsak da söyleyeceklerimizi, ağzımızdan çıkanlar “biz” oluyoruz. Bir şekilde kendimizi anlatıyoruz. Olması gerekeni değil, olduğumuzu ifade edebiliyoruz. Saklanmamız mümkün değil. Böyle bir tecrübeyi bilmeyenler, farklı bilenler, kabul etmeyenler için açık kapı bırakıyorum. İstisnalar mümkün.

Sonuçta sunumun içeriği, düşünme, anlama mantığımızı anlatan Mevlana’nın bir sözü ile bana ait bir söylem üzerine oturmuş oldu.

“Baktığın benim, gördüğün sen.“ der Mevlana. “Dost bildiklerimiz dost, düşman bildiklerimiz düşman olmayabilir.“ dedim ben de.

Birincisi sorgulamanın gereğine ikincisi ise sonucuna işaret eder.

Neden sorgulamıyoruz? Cevabını aradığım soru bu. Aslında biliyorum ama kabul edemiyorum. Belki kabul de ediyorum ama kendi yapmam gerekenler beni ürkütüyor. Veya gerçekten doğru şeyler yaptığımdan emin olmak istiyorum.

Sokrates’i tek kelime ile ifade et, deseler sorgulamak diyebilirim. İkinci bir kelimeye ihtiyaç duyar mıyım, düşünmeliyim. Bilmediğini bilmek çok önemli. Ama bu, sorgulamanın sonunda ulaşılabilecek bir sonuç gibi görünüyor.

Sorgulama için, anlama, anlam arama gayretidir, denilebilir. Bildiğimizi sandığımızda tanımlamaya başlarken bulabiliriz kendimizi. Ve tanımlarımız Bizden izler taşıyabilir. İşte bu nedenle sorgulamak zordur. Çünkü kendimize rağmen yapılmalıdır. Bazen olur ki, endirekt değil, direkt kendimizi sorgulamamız bile gerekebilir.

İsterseniz bu cümleleri farklı ifade edelim. Sorgulamamız tam olsun. Ne söylediğimizi kulaklarımız duysun. Kelimelerimiz kalbimize kadar inebilsin.

İyi veya kötü, doğru veya yanlış… Tanımlamalarımız kolaycılığımızla yol verdiğimiz, bildiğimizi sanmalarımıza dayanan tezlerimiz, hükümlerimiz, iddialarımızdır. Birisi ile karşılaşırız mesela. Bir sözü ile onu kafamızda mevcut olan bir gruba dahil ediveririz. Böylece onun hakkında birşeyleri sormaya ihtiyaç duymayız. Çünkü her şeyi bildiğimizi sanarız.

Yeterince sorguladığımızda bilmediğimizi görebiliriz. Bildiğimizi düşündüğümüzde sorgulamaya gerek görmeyiz.

Hâlâ bir şeyler eksik, çevrim tam değil. Bilmediğimi öğrendiğimde sorgulamam bitmeli mi? Veya birgün sorgulamayı bıraktığımda bilmediğimi kabullenmek mi olacak halim…

Zor sorular. Kendimle çelişiyorum sanki. Hayat akışına yaşanmalı, diyordum oysa.

Kimseyle alıp veremediği bir şey olmayan dostlara selam olsun. Yedikleri, içtikleri, eğlendikleri helal olsun. Onlara bir lafım olamaz. Ancak soruları olanlar, cevaplarını aramalı. Şikayetleri olanlar, çözümün bir parçası olmaya gayret etmeli.

Gecemizi şu kelimeler ile noktaladık.
“Anladığımızda göreceğiz ki, hepimiz tıpatıp aynıyız ama bir o kadar da ayrı…“

NELER SÖYLENDİ?
@
Sedat İlhan

Sedat İlhan

DİĞER YAZILARI Sami Çelik Bey’e Karar Verilmişti Yalnızlık Çoğunluğun Olduğu Yer Sokakta Beşinci Gün /2 Sokakta Beşinci Gün /1 Neden Okumuyoruz Az Gittik Uz Gittik Kuran’da İnsan /10 Kuran’da İnsan - 009 Tanımlarımız Sokakta Dördüncü Gün  Kuran’da İnsan /8 Kur’an’da İnsan /7 Kur’an’da İnsan /6 Kur’an’da İnsan /5 Kuran’da İnsan /4 Kur’an’da İnsan /3 Kur’an’da İnsan /2 Kur’an’da İnsan /1 Wu Wei Felsefesi Sinoplu Diyojen İnsan Nedir /4 Sokakta Üçüncü Gün /3 Sokakta Üçüncü Gün /2 Sokakta Üçüncü Gün /1 İnsan Nedir /3 İnsan Nedir /2 İnsan Nedir /1 Hazırlık /2 Hazırlık /1 Taziye Ziyareti Her Zaman Haklıyız Anlaşıyorlar 68’li Bir Yazar İç Sesim Sıratı Müstakim Felsefesiz Edebiyat /2   Felsefesiz Edebiyat Saygının Yalnızlığı   Budist Dostum Sokakta İkinci Gün Sokakta İlk Gün Zamanı Okumak Yolun Sonu Göründü /5 Yolun Sonu Göründü /4 Yolun Sonu Göründü /3 Miras Haktır Bir Garip Yolun Sonu Göründü /2 Sokakta Olmak / Sedat İlhan Yolun Sonu Göründü /1 Negatif Düşünce / Sedat İlhan Ben Deliyim İklim ve Enerji Âlim Çiftçi Kötü Bir Kimse Yok Konfüçyus 6 Duyan Gerek Yıl 1983 Konfüçyus /5 Biraz Hasbihal Konfüçyus /4 Konfüçyus /3 Konfüçyus /2 Konfüçyus /1 Sokrates Tiyatrosu Kadın Olmak Hayır Diyebilmek Bağ Kurma - İletişim Bir Yaşanmışlık Bir Ben Vardır Sokrates 10 Sokrates /9 Sokrates /8 Sokrates /7 Sokrates /6 Sokrates /5 Sokrates /4 Sokrates /3 Sokrates /2 Sokrates /1 Geçmişle Yüzleşmek /7 Geçmişle Yüzleşmek /6 Geçmişle Yüzleşmek /5 Geçmişle Yüzleşmek /4 Geçmişle Yüzleşmek /3 Geçmişle Yüzleşmek /2   Geçmişle Yüzleşmek Kötülerden Olmamak İyilerden Olmak
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA