RÖPORTAJ
Giriş Tarihi : 17-03-2024 21:06   Güncelleme : 17-03-2024 21:29

Doc. Dr. Berdi Sarıyev: Türkmenistan’da 2024 Mahtumkulu Firaki Yılı

Röportaj: Damla Akçay -Doc. Dr. Berdi Sarıyev: TÜRKMENİSTAN'DA 2024 MAHTUMKULU FİRAKİ YILI

Doc. Dr. Berdi Sarıyev: Türkmenistan’da 2024 Mahtumkulu Firaki Yılı

TÜRKMENİSTAN'DA 2024 MAHTUMKULU FİRAKİ YILI 

1954 yılında Türkmenistan’da doğan ve 1998 yılından beri Türkiye’de, Ankara Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’de öğretim üyeliği yapmakta olan hocam, Mahtumkuluşinas Doç. Dr. Berdi Sarıyev ile başta Türkmenistan’ın, dolayısıyla tüm Türk dünyasının saygın şairi ve övüncü olan Mahtumkulu Firaki ile ilgili önemli konuları elimizden geldiğince okurlara sunmaya çalıştık.

***

Damla Akçay: Türkmenistan, 2024 yılını Mahtumkulu Firaki yılı olarak kutluyor. Bu yılın Mahtumkulu ile bağlantısını açıklayabilir misiniz?

- Evet, gerçekten de bu yılı, Türkmenler Mahtumkulu yılı olarak ilan ettiler. Türkmenistan’ın cumhurbaşkanı edebiyat, kültür ve diğer konularda olsun her seneyi özel bir yıl olarak kutlamayı gelenek haline getirdi. Bu açıdan, bu yılı da; “Mahtumkulu Yılı“ olarak adlandırdılar. Bunun bir nedeni de, bu yılın Türkmen milli, bilge şairi Mahtumkulu’nun doğumunun 300. yıl dönümü olmasıdır. Bir de, burada Türksoy’un yardımıyla daha geniş kapsamlı bir şekilde kutlanacağı ve Türkiye’de yapılan etkinliklerin sayısının daha da çoğalacağının altını çizmek istiyorum. Çünkü, Türkmenistan 2024 yılını; “Mahtumkulu Yılı” olarak ilan etti ve bu ilandan sonra Türkmenistan’da da çeşitli alanlarda, çeşitli dallarda kutlama hazırlıkları başladı, halen devam ediyor ve Türkiye’de bu konuda desteklerini esirgemiyor. Bir örnek olarak; Avrasya Yazarlar Birliği’nin, Kardeş Kalemler Dergi’si 2024 yılı için bir sayısını Mahtumkulu’na özel hazırladı, bu dergi yayınlandı ve çok başarılı olduğunu söyleyebilirim.

- Mahtumkulu Firaki’nin doğduğu coğrafya ve bu coğrafyanın yaşam koşulları hakkında bilgi edinmek istiyoruz. Mahtumkulu, bundan 3 asır önce doğmuş, yaşamış bir insan; şu anki Türkmenistan Cumhuriyeti gibi bir yapının o devirde mevcut olmadığını biliyoruz. O devirde dağınık bir yapıda yaşamakta olan Türkmenlerin hayatı hiç kolay değildi, bunu devrin kaynaklarından öğreniyoruz. Bir Türkmen Türkü olarak sizin, bu konuda bize vereceğiniz bilgiler; Mahtumkulu araştırma ve öğrenme çalışmamıza ışık tutacaktır.

- Mahtumkulu‘nun devri, zamanı dediğimiz; Mahtumkulu’nun yaşadığı dönem, pek iç açıcı değildi. Kolay olmayan, acı olayların olduğu bir dönemden bahsediyoruz. Çünkü o dönemde devlet yapısı yok. Kendi başına, bağımsız bir Türkmen devletinden söz edemeyiz. O yıllarda Türkmenler ayrı ayrı boylar halinde yaşıyorlardı. “Bir hedefin haykıran sesi” olarak Mahtumkulu ortaya çıkmıştır. Mahtumkulu öyle bir dönemde, halkın rahat yaşaması için gerekli olan birlik ve beraberliğe vurgu yapar.

Türkmenler bağlasa bir yere beli, Kurutur Kulzum‘u* , Derya - yı Nil ‘i, Teke, Yomut,  Göklen, Yazır, Alili, Bir devlete hizmet etsek beşimiz.

Bu mısralarda beşimiz dediği, Türkmen boyları. Türkmen’in tam, güçlü, bağımsız bir devlet olması için birleşmesi gerekiyor. Bu dönem, kolay bir dönem değil, savaşlar devri. Bir taraftan İran, bir taraftan Afganistan ve farklı farklı yerlerden saldırılar, zulümler olmuş Türkmenlere.

Yine de Türkmenler arasında bir dönem, Afganistan’dan destek görmek için, ordan yardım almak için Afganistan’a gidenler olmuş. Mahtumkulu‘nun bu konuyla ilgili bir şiiri var; kardeşi Abdullah ve Çovdur Han’a hitaben; “Gidenler geldi artık, bunlar gelmedi” diyor. Türkmen tarafından destek getirsinler diye gönderilenlerin geriye dönmediği, savaşta vefat ettiklerini bu şiirden anlıyoruz.

Kısaca, Mahtumkulu’nun yaşadığı dönemi özetleyecek olursak, tam olarak halkın huzuru için hazırlıklı bir dönem değildi. Bu dağınık boyları birleşmeye davet etmek gerekiyordu, bir araya getirmek gerekiyordu. Bağımsız, bütünlüğü olan bir devlet isteği ortaya konmalıydı ve gerçekleştirilmeliydi . Onun için Mahtumkulu bu isteği şiirlerinde dile getirmiştir.

- Babası Devletmehmet Azadi zaten “bağımsız bir devlet olabilmek” isteğiyle yazıyor, yani o yolu gösteriyor. Oğlu Mahtumkulu bağımsız bir devlet olmak için, birlik şart diyor böylece o da yöntemi gösteriyor, Türkmenler’e.

- Burada, baba ve oğlun, birbirlerinin fikirlerini desteklediğini görüyoruz. Türkmenler’de bir atasözü var bununla ilgili “Ata kesbi, ogla helal” yani; “baba mesleği oğul için gerçek, uygun bir iştir, meslektir.” Babası sözlü olarak yolu gösteriyor ama oğlu Mahtumkulu harekete geçiriyor bu düşünceyi.

Bugünkü Türkmenistan bayrağının temelinde, halı motiflerinin bir araya gelmesinde de yine Mahtumkulu ‘ nun bu düşüncesi yatıyor.

- Atadan oğula, babadan nesle tüm Türkler’de aynı bağımsızlık ve birlik beraberlik düşüncesini görmek mümkün.

-Gerçekten öyle, Türk genel aile yapısında bunu görüyoruz. Çocuklarını yetiştirme konusunda da birbirlerine destek veriyorlar. Bu Dede Korkut’ta dahi böyle. Babanın oğlu, annenin kızı yetiştirmesiyle ilgili birçok deyim, atasözleri mevcut.

- Mahtumkulu Firaki’nin şiirlerinde kullandığı dil ve yapı üzerine bize vereceğiniz bilgiler de bir o kadar değerli. Anladığım kadarıyla, Mahtumkulu sadece bu devirde değil, yaşadığı devirde de ahali tarafından epeyce seviliyordu. Bunun şiirlerinde kullandığı dille bağlantılı olduğunu söyleyebilir miyiz?

- Aslında şairlerin, yazarların, aydınların mutlaka dille bağlantıları vardır diyebiliriz. Çünkü dünya görüşü dille ilgilidir. O dönemde Mahtumkulu, halkı tarafından çok sevildiği için onun şiirleri devamlı her yerde söylenir. Hatta bir tavsiye, atasözü şeklinde kullanıldığını görüyoruz. Bu Sovyetler devrinde de böyleydi, her gün Mahtumkulu’nun şiirlerinden bestelenmiş şarkıları dinlerlerdi. Geçmişten günümüze bu değişmedi, Mahtumkulu halkın sıkıntılarını görmüş, yansıtmış, bu sıkıntılara ses olmuştur. Aldığı eğitimle beraber halkın sıkıntılarını gören Mahtumkulu, Arapça ve Farsça’dan ziyade, Türkmence, öz Türkçe söylemiştir şiirlerini. Halk da, onun söylediği şiirleri anlamış, sevmiş. Eğitimini Türkmenistan dışında alarak Çağatayca ve Türkçe arasındaki bağlantıyı da kurarak Çağatayca’daki kelimeleri de vermiştir. Burda zengin bir söz varlığı vardır. Baktığımızda Oğuz Türkçesi’nin tam temelini görüyoruz, Çağatay Türkçesi’nin sözcüklerini de görüyoruz. Bu sayede, Güneybatı Oğuz grubu Türk lehçelerinin temelini atmıştır diyebiliyoruz.

- Mahtumkulu’nsan önce de, birkaç isim var aslında çok değerli ama Mahtumkulu‘nun şiirlerini daha çok Türkçe yazması sebebiyle, onu temel olarak görmemiz mümkün. 

Babası Devletmehmet de, Türk kelimeleri kullanmaya yönelmiş, bu konuda istek göstermiş bir şairdir ama kullanılan deyimler daha çok Arapça ve Farsça’ydı, halk için kullanışlı değildi . Nurmuhammet Andalıb, o dönemde bilinen bir şair ama edebi dil olarak, halkın dilinin aktif kullanılması Mahtumkulu ile başlamıştır. Çağdaş Türkmen Türkçesi‘nin temelini biz araştırmacı Merve Gün ile de kontrol ettik, araştırdık. Bugünkü Türkmence sözlüklerinde her örneğin Mahtumkulu’ndan alındığını net şekilde gördük.

- Mahtumkulu’nun yaşadığı bunca acı olay bunca kayıp, ayrılık onun Hakk’a olan inancını zedelememiş, ne dininden ne de içinde yaşadığı toplumdan yüz çevirmemiştir. Şiirlerinde düzgün insan olmayı öğütlediği gibi kendisi de örnek bir kişiliğe sahip. Hem zanaatkar hem sanatkar, bu bakımdan da örnek olmuş, sevilmiş bir insan. 

- Onun başarısı dediğin gibi hem sanatıyla hem de zanaatıyla ilgili. Mahtumkulu, Türkmence; “kümüş ussası”, Türkçe; “gümüş ustası”. Yaptığı eşyalar, takılar olsun, halk arasındaki rivayetlerden anlaşıldığı üzere onun el becerisinin de üstün olduğu bir gerçek.

Çektiği acılar ve ayrılıklara değinecek olursak, Mahtumkulu’nun adının sonunda kullanılan “Firaki”mahlası, lakabı “ayrılık” demektir. Buna rağmen, inancı hiç zedelenmemiştir. Net şekilde, doğru yolda yürümüştür. Halk için de doğru yolu göstermiştir. Gençlerimizin de Mahtumkulu’nu okuyup anlamasını çok isterim.

* Kulzum : Kızıl Deniz 

Röportaj: Damla Akçay / Ankara Üniversitesi
Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü

Truva Edebiyat Dergisi Truva Edebiyat Dergisi