Bir varmış bir yokmuş hesabı hayatımız. İşte geldi, işte gidiyor. Anda kalmış bir gülümseme, zamana tutsak şimdi. Işık hızına temsil, hayallerin ötesinde bir yaşam dilemek gibi şu hayat. Her geçen gün eksiliyoruz da haberimiz yok.
Ardı arkası kesilmeyen imtihanlara her gün bir yenisi eklenirken kendimi hesaba çekerken buluyorum kendimi. Koca bir ömür su gibi akıp gitmiş de hiç haberimiz olmamış. Uzun ince bir yolda, arpa boyu kadar yol alınmış.
Haber kuşları mesajlarını her gün getirdi. Beden hanemizde eşyalar eskidi. Bir bir yuvayı terketti. Yenilerini alma şansımız yok ki yenileyelim. Veda üstüne veda yaşandı bedenhanemizde. Viraneye döndü bu günlerde. Sanırsam bir rüyaydı, bu hayat. Dedim ya, bir varmış bir yokmuş hesabı.
Fırtınalar esti yer yer. Dağıttı ne var ne yoksa. Dikili taş bırakmadı. Sanki yıllık temizlik gününde. Aldı götürdü ne varsa. Rüzgârlar fısıldadı yerine göre. Beden hanesinin çöplerini sildi, süpürdü. Tozunu alıp pırıl pırıl yaptı. Meltem rüzgârı okşadı sonra saçlarımızı. Teselli etmek istercesine öpücük kondurdu yanaklarımıza. Ninni söylermiş gibi kulaklarımızda senfoni orkestrası oldu esintiler.
Ruhumuzun dünyaya açılan penceresinden, yanık izleri bırakan yaşlar süzüldü yanaklara. Al al kızardı da sebebi aşk zannedildi. Hıçkırıklar melodi oldu dudaklarda. Tınılar yükseldi gırtlaktan. Hüzne giydirdiler şarkıları. Ağıt dediler adına. Beş metre beze müptela oldu. Gün umuda doğmadı. Kara bulutlara esir şimdi.
Yürek, gecenin sırlı karanlığında yok olmak ister gibi. Ufkun derinliklerine süzülüp gitmek istiyor sanki. Yaşadıklarını kaldıracak mecali yok. Sabır firarda.
Adım adım çıkarken ömür merdivenlerini; ağaran saçlar, kırışan ciltler, dökülen dişler oldu yoldaşı. Bazen dizler isyan etti, bazen dirsekler... Gözlerin bakışı bulanıklaştı. Yeni arkadaşlar edindi gözler. Çerçeveli, çerçevesiz, yuvarlak, köşeli, rengarenk arkadaşlar. Kimi taşlı kimisi de ipli. Ayrılamayacağımız birliktelikler...
Ömür dediğin, ikindi vakti ağaç dibinde mola vermek gibi. Menzile ramak kala soluklanmak gibi. Bitmeyen arzuların, tükenmeyen isteklerinin, yarım kalan hayatlar misali...
Telafisi olmayan tek şey, hunharca harcanan zaman oldu. İşte bitti hayat. Başta da dediğim gibi; bir varmış bir yokmuş hesabı...
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz
Gevher Aktaş Demirkaya
Ben Yemen Türküsü’nü Söylerken Ata Ağlardı
Yusuf Sarıkaya
Bizim Kuşak /4
Mine Çağlıyan
Özgürlük
Sedat İlhan
Sami Çelik Bey’e
Ümmügülsüm Hasyıldırım
Bir Mum Işığına Tutsak
Suna Türkmen Güngör
Ruhun Terazisi
Ümit Polat
Hakan Bahçeci’nin Öykü Yoculuğu
Dilek Tuna Memişoğlu
Sudan Ağlıyor
Ebru Bozcuk
Yaşam Gustoluğu
Musa Aşkın
Sudan’ın Sessiz Çığlığı
Mehmet Şahan
Hasene ve Hasenat
Serhan Poyraz
Goriot Baba / Honore de Balzac
Ayşe Parlar Gürkan
Duyguların Matematiği
Hilmi Yavuz
Okuma Takıntısı
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Sevgi Yönetimi
Haluk Özdil
Nazilerin Gizli Silahı Lili Marleen
Ahmet Furkan Demir
Çağımızın Hastalığı: Gösteriş
Hüseyin Uyar
İstanbul Senfonisi
Nevin Bahtişen
Hayata Dair
Ayfer Güney
Dur
Deniz İmre
Anlam Arayışının Sessiz Çığlığı
Hamiyet Su Kopartan
Meşguliyet
Sami Çelik
Ey Zımni
Turan Demirci
Yapılmayacaklar Listesi
Muhammet Çavdar
Bir Uyku Bin Ölüm
Reyhan Mete
Ey Ruh! Geldiysen Üç Kez Tıkla
Esedullah Oğuz
İçimiz Dışımız Suriye
Hakan Cucunel
Türk Edebiyatı ve Türkçe Edebiyat
Cengiz Hortoğlu
Mutlu Olmak mı Nasıl Yani?
Ufuk Batum
Yediği Ayazı Unutmamak
Şükrü Doruk
Alma Ağacı
Uzman Klinik Psikolog, Dr. Ezgi Yaz
Hayat Gökyüzüdür, Bakış Açımız da Teleskop
Demet Mannaş Kervan
Sözde Hayvanseverin Eseri: Sokak Köpeği
Tamer Şahin
Dünyalı Barış Manço
Kadir Çelik
Affet Bizi Güzelhisar