DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Ümmügülsüm Hasyıldırım
Ümmügülsüm Hasyıldırım
Giriş Tarihi : 30-09-2022 23:22

Açlık

Var oluş da saklı damlalar veriyor hayat. Mana âleminin kapısı açılır o damlalarla. Bir damla sudan halk olan beden hanemiz, bize verilen emanetse eğer, o emaneti koruyup muhafaza etmek de yine bize düşmez mi? 

Emanete ihanet etmemek için aldığımız nefes. Yemek, içmek hâsılı sağlıklı beslenmek de dâhil bu konuya. Beden hanemizi sağlıklı bir şekilde korumaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Ya ruhumuz. Onun beslenmesine ne kadar önem veriyoruz. Bedenin gıdası rızıkken, ruhun gıdasını es mi geçiyoruz. 

Bugün şikâyet ettiğimiz mutsuzluk, huzursuzluk, stres hastalıklarının temelinde, ruhun açlığı olsa gerek. Gıdasız beden neyse, gıdasız ruh ta aynı kanımca. Ruhu doyurmanın yolu, kâinat kitabını okumaktan geçiyor diye düşünüyorum. Ruhu, bilgi doyuma ulaştırıyor sonuçta. İlk emri "oku" (ikra) olan Yaratıcı, kullarında cehaleti istemedi, demek ki. Ruhun açlığına rızası yoktu. 

Bilgi, dolgun başağa benzer, dolgunlaştıkça başı yere eğilir. Adeta aslına dönermişçesine. Mütevazılık bilgiyle gelişir kişide. Bilgiyse ruhun gıdası.

Mevlânâ Celâlettin-i Rumi; "bildiklerim bilmediklerimin yanında deryada bir damla bile değil" derken "oku" mu demek istiyordu.  Asla bildiklerinle yetinme ya da. Şekilcilik değil, ilimdi istenen. Hani Üstat diyor ya ‘zikir, fikir, şükür’. Allah’ı an, kâinat kitabını oku ve düşün, sonra da şükret. Ne güzel formül. Ben buna mutluluğun formülü diyorum.

Var oluş gayemizdeki amaç Yaratıcıyı tanımaksa eğer, ancak okuyarak anlayabiliriz. Kâinat kitabını okumak gibi. Yaratılan her varlığa ibretle bakmak gibi. Tefekkür etmek, teslim olmak gibi. Bizlere tablacılık yapan yeryüzü, Hakk’ın Rabbani mutfağından yemeye hazır paketlenmiş gıdalar sunuyor görelim diye. Tane tane üzümler, dilimlenmiş portakal ve mandalinalar, yemyeşil kabuğun altında kıpkırmızı karpuzlar ve yüzlercesini seriyor önümüze. Yaklaşık yüzde doksanı su olduğu halde dilimlenebilir formatta. 

Okumak, bilgi sahibi olmak, ilk emre itaat etmek insan olmanın gereği. Yaratanı tanımayı, ufkunu aydınlatmayı, var oluş gayene sarılmayı sağlar. Taklidi değil, tahkiki yaşamaktır elzem olan. "Deveye hendek atlatmak, cahile söz anlatmaktan yeğdir" demiş atalarımız. Cehalet, kör kuyuda inadına burnunun dikine gitmek gibidir. Bilgisizlik, bilmişlik ten gelir, bildiğini zannetmektir desem, bilmişlik mi yaparım?

Almadan verilmez ya hani. Olmayanı veremezsin çünkü. Onun için dolmak gerek. "Okumak dolmak, yazmakta boşalmaktır" derler. Boş bardakla su ikram edilmez sonuçta. Okumak, ufkunu açmak, uyanmak, hakkı hakikati görmek bilgiyle yani okumakla mümkün. Hakkı hak, batılı batıl görmenin formülü, açlığını gidermekle mümkün. 

Okumak, gözlerinin açılması, dünyayı rengârenk görmek gibi geliyor gönlüme. Husumetlerden, nefretten, hasetten, yalandan ve gıybetten arınıp, bembeyaz bir dünyada huzur ve mutlulukla yaşamanın hazzını kim tatmak istemez ki. Bin bir çeşit lezzetlerle doyan midemize mukabil, bin bir çeşit ilimle de ruhlarımızın açlığını gidermeye ne dersiniz?

Sevgiyle..

                                                                   

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA