DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Ümmügülsüm Hasyıldırım
Ümmügülsüm Hasyıldırım
Giriş Tarihi : 24-11-2022 18:24

Öğretmen

Kainat yaratılıp, insanoğlu var olduğunda başladı öğrenme. Arz ve talep oluştu. İhtiyaç hasıl oldu. Öğrenme hissi fıtraten varoldu. 

Öğrenene öğreten gerekti. Yaşam öğreten ve öğrenenle anlam buldu. İlk Allah (c.c) peygamberini öğretti. Peygamber de ümmetini. İlk "Oku!" emriyle başladı öğrenme. Kutsallık hasıl oldu öğretende. Efendimiz'in "Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz." hadisi koydu noktayı.

Sonra Hz. Ali'nin " bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" sözüyle, bir kez daha anlam buldu bu kutsal meslek. Öğrenme içgüdüsüyle yaratılan insanoğlu, elbette ilk emre  tabi olmalıydı. 

Mevlânâ - ı  Celaleddin- i  Rumi " bildiklerim, bilmediklerimin yanında, deryada bir damla bile değil" derken, öğrenmenin önemini idrak etmemek mümkün mü. 

Tarihe binip maziye gittiğimde, öğrencilik yıllarımı düşünürüm. O yıllarda öğretmen deyince akan sular dururdu. Bir ağırlığı vardı. Öğretmenlere karşı saygı ve sevgi başkaydı. Ceketlerimizin düğmesini ilikler, elimizi önümüze bağlar, hazır ol vaziyetinde dururduk. Gözümüzde bir başkaydı öğretmenlerimiz. Çok sever, saygıda kusur etmezdik. Ağızlarından çıkan her sözün değeri ölçülemezdi. Saygındı. Baş tacıydı. 

Öğretmen öğretendi. Yani bilen. Yani bildiğini öğretendi. Öğrencisine konuyu anlatabilmek için tebeşiri tahtaya vura vura dersi öyle anlatırdı ki adeta tahtayla bütünleşirdi. Aşkla yaparlardı mesleklerini. 

Beldenin ilim adamlarıydılar. Sözlerinin üzerine söz koyulmazdı. Hemen hemen her iş onlara danışılırdı. Güvenilirdi. Yüzlerinde tebessüm eksik olmazdı. 

Sonuçta hekimi de, hakimi de, devlet adamını da, imamı da yetiştiren onlar değil mi. Adabı, oturup kalkmayı, paylaşmayı öğretendi. Minicik kalpleri hamur gibi yoğurup istediği şekli verendi. Cehaletin celladı, ilmin mimarıydı. 

Mustafa Kemal Atatürk'ün "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" sözü, geleceğin mimarının öğretmenler olduğunu teyit etmiyor mu.

İçimde kor ateş. Şimdilerde hak ettikleri değeri görüyorlar mı. O kutsal mesleği ifa ederken aşkla mı yoksa hüzünle mi yapıyorlar. Görmedikleri saygıyı, sevgiyi anlatmak kolay oluyor mu? Refah seviyesine ulaşabilmek için ek mesleklerle boğulurken, sevgileri merhametleriyle kol kola girebiliyor mu? Gözleri sevgiyle parlaması gerekirken endişeyle mi dolu? El pençe divan durulan bu kutsal meslek, şimdilerde değeri pas mı tuttu? Eskiden öğrenilen bilgiler yıllara gebeyken, şimdilerde sabun köpüğü gibi yok olmaya mahkum mu? Sevgi ve saygı, ana babaların gurur ve kibir denizinde boğuldu mu? 

Beynimde uğuldayan binlerce cevapsız soru. Yaradılış gayemizde olan, fıtrat gereği öğrenme hissimizin, öğretmene ve öğrenmeye verdiği değer bu mu? 

Aklımda deli sorular, gönlümde hasret, özlemle andığım öğretmenlerim; bir gün değil her gün, bu özel  gününüz kutlu olsun. Saygılarımla..

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA