DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 03-06-2023 14:33

Basit

Zamanla fark ettim ki insan en çok basitlikten kaçıyor. Özensiz hazırlanmış bir sofradan, ahenksiz müzikten, renklerin tam oturmadığı bir resimden henüz olgunlaşmamış düşüncelerden, etraflıca düşünülmemiş fikirden.

Kulağınız zamanla daha anlamlı şiirler daha akıcı cümleler duymak istiyor. Dokunduğunuzda kalite hissi uyandıran eşyalar, etkisini ruhunuzun derinliğinde hissettiğiniz kokular daha çok ilginizi çekiyor.

Artık aklınızdan geçen her şeyi herkesle konuşmak istemiyorsunuz. Çünkü özenle seçtiğiniz cümlelerin herkeste karşılık bulmayacağını zaman öğretiyor. Pazarlıksız anlaşılmak, duyulmak, hissedilmek istiyorsunuz. Kaliteli bir sessizlik, kaliteli bir huzur ve kaliteli bir yalnızlık istiyorsunuz. Başkalarının içinden geçip gittiği bir kalabalığı, hızı, gürültüyü zihniniz artık kaldırmıyor.

Tadı henüz oturmamış bir içeceği içmek, lezzeti tam olmamış bir yiyeceği yemek istemiyorsunuz. Eksikliğin yarattığı basitlik içinizde oluşturduğunuz dengeyi bir anda bozuyor. Zamanla ulaştığınız ahengin basitlik karşısında düzeni bozuluyor.

Güzel olan her şeyi bir başka güzellikle ilişkilendirmek istiyorsunuz. Ağaçların gölgelediği bir yol, suyun bin yıllardır aşındırdığı kayalardaki pürüzsüz kıvrımlar elinizi uzattığınızda dokunduğunuz eşyadaki sağlamlık. Ustaca işlenmiş eşyalardaki emek ve zamana direnenlerdeki azim.

Hayatınızın anlamlı olmasının aslında basitlikten kurtardıklarınızla mümkün olduğunu anlıyorsunuz. O yüzden eşyalarınızla duygusal bağlar kurmaya başlıyorsunuz. Ne kadar duygu yükleyebilirseniz o kadar basitlikten uzaklaştığını görüyorsunuz her şeyin. Ruhunuzun ulaştığı her durak peşinden sürüklediği her şeye yeni bir yol açıyor. Kaliteli bir veda ve kaliteli bir kavuşmayı savuşturulmuş vakitlerden daha önemli buluyorsunuz. Yakıştıramıyorsunuz havailiğin hoyratlığına olgunluğun artık oturmuş hislerini.

Anlıyorsunuz ki sıradan olandan sıra dışı olana giden yol kolay geçilen yollardan değil. O yüzden sıra dışı olanı basit olandan ayırmak için dudağınızı büktüğünüzde, kafanızı hafif yana çevirdiğinizde veya suskun kaldığınızda bunun anlaşılmasını bekliyorsunuz. Yüksek ses ve kalabalık cümlelerle uzun uzadıya anlatılanlar yerine sadece bir bakışla içinizden geçen her şeyin anlaşılmasını diliyorsunuz.

Yürüdüğünüz bütün o uzun yollarda üzerinizde biriken toz toprak, alnınızdan süzülen ter ve parmaklarınızın harcadığı enerjiyle ördüğünüz hayatınıza yüklediğiniz anlamın basit bir sözün dokunuşuyla yıkılacağını düşünüyorsunuz. Artık dövüşmek istemiyorsunuz, çünkü dövüştüğünüzde bir insanı nasıl kıracağınızı iyi biliyor ama o insanın aynı zamanda kendinizden, hatıralarınızdan ve kırılmış yanlarınızdan yola çıkarak ne kadar narin olduğunu da biliyorsunuz. O yüzden üstün gelinecek bir savaştan ise huzurlu bir barışı tercih ediyorsunuz.

Anlaşılmak diye bir derdiniz oluyor. Çünkü ruhunuz bütün anlayışların kavrayamayacağı bir derinliğe ulaşıyor. Ve artık hiçbir basit sözün, hissin o derinliğe inmesine müsaade etmek de istemiyorsunuz. Ne nezaketen ne de yaşadıklarınızdan dolayı çektiklerinizden…

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA