DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 14-02-2024 17:49

Hepiniz Tarihe Geçeceksiniz

On beşinci yüzyılda yaşıyor olsaydınız ve bir tuvale ölümsüz bir eseri resmediyor olsaydınız tarihe geçerdiniz. Sonraki yüzyıllarda muhteşem eser diye tarihe geçecek bir camiyi, katedrali, kervansarayı inşa etmiş olsaydınız yine tarihe geçme ihtimaliniz vardı ki on beşinci yüzyıldan önceye tarihli nice eser vardır ki bunları yapan insanlar tarihe geçmiştir.

Teknolojinin henüz gelişmemiş olduğu çağlarda bir buluş yapmış olsaydınız, kitap yazmış olsaydınız yine tarihe geçebilirdiniz ama herkes o kadar da şanslı olamadı. Tarlalarında çalışan, hayvan yetiştiren, kendi evlerini kendileri yapan nice insanlar vardı ki tarihin karanlıklarında kayboldu gittiler.

Kendilerinden geriye belki bir mezar taşı kaldı, belki kalmadı. Hadi iyimser yaklaşalım ve kayıt tutan toplumlarda belki vergi mükellefi olduğu için, belki bir cezaya çarptırıldığı için kimi insanlar kayıtlara geçmiş olabilir ama o kayıtlar da kimi devletlerin yıkılmasından ya da el değiştirmesinden kaynaklı olarak kayboldu gitti.

Örneğin ben, yirmi kuşak önceki dedemin nasıl bir insan olduğunu merak ederim. Nasıl konuşur, nasıl gülerdi. Boş zamanlarında ne yapardı, ne yerdi ne içerdi? Kimlerle görüşür, nereleri gezerdi? Veyahutta gezebilir miydi? Mesela şikayet eder miydi? Yöneticilerden, kaderden, şanssızlıktan ve bunların değişmesi için ne yapardı? Şiir okur muydu mesela yahutta okumayı bilirmiydi?

Tarihe geçmediğine göre yirmi kuşak önceki dedemin kim olduğunu asla öğrenemeyeceğim. Bunun için de üzgünüm. Sadece dedem mi, eşinin çocuklarının, akrabalarının hatta komşularının da kim olduğunu öğrenemeyeceğim çünkü hiçbirinin “selfie”si maalesef bize ulaşmadı…

İki yıl önce tatile gittiğimizde tanıdığımız bir hanım kızımızla da yeniden görüşme fırsatımız olmuştu. Gittiğimiz her yerde kahve içiyor sonrada içtiği kahvenin fincanını ve bulunduğumuz mekanın fotoğraflarını sosyal medyadaki sayfalarında paylaşıyordu. İçimden; “farkında olmadan tarih yazıyor” demiştim...

Aslında bu gün birkaç beğeni almak için yapılan her eylem gelecek için bir tarihe dönüşüyor. Yemek yerken paylaşılan fotoğraflar, arkadaşlarla buluşmalarda paylaşılan fotoğraflar, gittiğimiz tatil beldelerinde çekilen ve paylaşılan fotoğraflar, altlarına yazılan yazılar, yapılan yorumlar hepsi tarih oluşturuyor. Eğer arşivlere bir zeval gelmezse (ki temennim bu) yirmi kuşak sonraki torununuz profil resminize bakıp babaannem ne güzel bir kadınmış diyebilir.

Ama sanırım bilirsiniz Leonardo da Vinci‘nin Mona Lisa resmindeki kadının kaşları yoktur. Çünkü o zamanlarda kaşların tamamını almak bir gelenekmiş ve eğer tarih tekerrürden ibaretse belki yirmi kuşak sonraki torununuz sizin fotoğrafınıza bakıp “A! Babaannemin de kaşları varmış” diyebilir. Kim bilir belki o gün geldiğinde, insanların beyinlerine çipler takılmış olur ve belki de hiç konuşmuyor ve beyinlerine yüklenmiş bilgi bankalarından istedikleri her tarihe anında ulaşıyor da olabilirler.

Fakat ne olursa olsun ve nasıl olursa olsun hemen herkes şu anda en azından sosyal medya üzerinden tarihe geçiyor. Kimi profil fotoğraflarıyla, kimi siyasi yorumlarıyla, kimi gezdiği, yediği, içtiği yerlerle bir şekilde tarihe geçiyor. Kimileri de son kuşak dedelerinin, anne ve babalarının, belki eski akrabalarının, hemşerilerinin fotoğrafları üzerinden anılarını yad ederken onları sosyal medyaya diğer bir deyimle tarihe taşıyorlar.

Hani bir mezar taşı yazısı vardır “Biz de gezerdik siz gibi, siz de geleceksiniz biz gibi”

Geçmişte insanlar nasıl yaşardı sorusunun cevabını ararken aklıma hep bu söz gelir. Onlar da bizim gibi gezerdi, bir yerde soluklanırdı, severlerdi, sevilirlerdi ve ilaha da gülerlerdi. Ağlarlardı belki de sevdiklerini gömerken, kahkaha atarlardı çok mutlu olduklarında. Tek fark o anları kayıt altına alacak bir ürün henüz keşfedilmemişti. Veya bir yazarın sayfalarına, bir ressamın tuvaline, bir heykeltıraşın mermerine girecek kadar göze batmamışlardı veya böyle bir hikayeyi oluşturacak kadar kabiliyetli değillerdi, belki sefil değillerdi, belki kurnaz değillerdi, belki cimri değillerdi, belki iyi bir yüze, iyi bir bedene sahip değillerdi…

Belki de, tüm bu hikayeleri tarihe geçirecek bir kabiliyete sahip değillerdi. Bugün ise bu şartların hiç biri geçerli değil. Ne yaparsanız yapın, nasıl davranırsanız davranın, nereye giderseniz gidin, bir göz sizi sürekli kaydediyor ve tarihe geçiyorsunuz.

Belki insanlık tarihi için önemli bir figür olmayacaksınız ama kendi kişisel tarihiniz için örneğin yirmi kuşak sonraki torunlarınız için tarihe geçiyorsunuz. Kahve içerken, parmak arası terliğinizle sahilde gezerken, siyasi figürlere muhalefet ederken, çocuklarınızı torunlarınızı kucaklarken tarihe geçiyorsunuz.

Yalnız dikkat edin, tarihe nasıl anıldığınız da geçecek çünkü hepiniz tarihe geçeceksiniz…

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA