DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 24-11-2023 16:52

Bir Reklam Gidelim

Ortaokulda okurken ticaret dersi öğretmenimizin söylediği bir sözü, hiç unutmam; “reklam malın can damarıdır”

Zaman hızla ilerlerken ben büyüdüm ve dünya ticareti de bir hayli yol aldı, tabii reklamlar da. Özellikle tartışma programlarının arasında moderatörler konuşmacıların sözlerini en heyecanlı yerinde kesip; “şimdi bir reklama gitmemiz gerekiyor” deyince yine ticaret öğretmenimizin sözü gelir aklıma. İşlenen konu ne olursa olsun ticaret, bütün konuların üstüne çıkar.

İsrail, Gazze’ye tam iki atom bombasına eş değer bomba atmış, Gazze’de de çocuklar ölmüş, hamile kadınlar ölmüş, dokuz yaşında bir çocuk ailesinden ölen beş kişinin cesedini teşhis için morga götürülmüş ama; “şimdi bir reklama gitmemiz gerekiyor”

Dünya siyasetinde birbirine laf giydirme yarışına girişmiş liderler, özenle ütülenmiş elbiseleri ve fönlenmiş saçlarıyla “katil” diye gıyabında sözler sarf ettikleri sözde liderlerin ellerini sıkıyor, kirli siyasetlerin çekidüzen vermeye çalıştığı kirli ticaret gittikçe bütün değerlerin üzerine çıkıyor, para en insani sohbetlerin arasına giriyor çünkü; “şimdi bir reklama gitmemiz gerekiyor”

Her şeyin satılabilir ve satın alınabilir bir dünya düzeninde, almak ve satmak; insanın kendini var olma, var hissetme yönteminin birinci ayağı olmaya başladı. Bu sebepten olsa gerek, malın can damarı olan reklam bütün sözleri kesecek, yayınları durduracak, insanlık için en anlamlı sohbetleri sekteye uğratacak duruma geldi. İnsanlığın can damarları kesilirken sevgi yerini şiddete, şefkat öfkeye, tevazu şımarıklığa bırakırken gerçeği konuşmasını beklediklerimiz tüm bu bozulmanın alt yapısını oluşturan para kazanma hırsı üzerinden anlamlı sözlerin önünü reklamla kesiyor.

Ölen çocuk fotoğraflarının görüntülerinden çıplak bacaklı bir kadının ayakkabı reklamının içine düşüyorsunuz. Yıkılmış şehirler, bombalanmış sokakların görüntülerinden çikolata kemiren bir mankenin görüntülerine geçerken on saniye önce içinde bulunduğunuz burkulmuş ruh halinizi muhafaza etmeye çalışıyorsunuz.

“Şimdi bir reklama gitmemiz gerekiyor” diyen ses aslında sizi hayatın gerçeğinden alıp hayalin ticaret üzerinden sizi sömüren mecrasına atıyor. Daha da kötüsü müziklerle desteklenmiş renklerle coşturulmuş reklamlar bitince konuşmacı ve moderatörlerin konuya kaldıkları yerden devam etmek için yüzlerine takındıkları; “olaylardan rahatsız olmuş” maskesi.

Yüksek bütçeli reklamları veren ülkelerin ürettiği ürünlerden elde edilen gelirler, savaş teknolojisine aktarılıp kurşuna bombaya dönüştürülüyor, bu kurşun ve bombalarla insanlar katlediliyor ve halkın sesi olması gereken basın yayın en büyük gelirini yine bu reklamlardan elde ettiği için en hassas yerlerde konuları kesip bir reklama gidiyor. İnsanlık vicdanını kaybediyor, haysiyetini kaybediyor, şerefini kaybediyor, masumiyetini kaybediyor.

Dokuz yaşında bir çocuğun morgda; annesinin, babasının ve kardeşlerinin parçalanmış cesetlerine bakıp tanımaya çalışması ve; “evet, bunlar benim ailem” demesinden daha korkunç ne olabilir? Ve kadınların, çocukların şah damarları kesilirken “reklam, malın can damarıdır” diye bunu duyurmaya çalışan insanların sözlerini kesen reklamın bütçesi bu vahşetten ne kadar büyük olabilir?

İçinden çıkılmaz sorulardan yorulduysanız; “bir reklama gidelim”.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA