DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 14-04-2022 21:22

Kendini Değerlendir

Doksanlı yılların ortalarıydı. Bir tanıdığımın hem ofis hem iş yeri olarak kullandığı zemin katta kendisiyle karşılaştık. 

Karanlık köşedeki masada, sırtını duvara yaslamış önünde yanan mumda erittiği poşeti elindeki şişenin üzerine damlatarak şekiller oluşturmaya çalışıyordu. Sanat ruhuna işlemiş olacak ki eğitim aldığı sanat dalının dışında da kendince yaratıcılık isteyen kimi uğraşlar üzerine çalışmalar yapıyordu.

İlerleyen zamanlarda tanışıklığımız arttı. Ben onun sınırlarını o benim sınırlarımı anladıkça rekabet yerini övgülere bıraktı.

Bir gün sohbet esnasında “kendini değerlendir” diye bir laf etmişti.

Hiçbir dış etken yokken peşine düştüğünüz, olmadık zamanlarda aklınızı yorduğunuz, bitmez mesailer harcadığınız ama bunu neden yaptığınızı bir türlü adlandıramadığınız bütün çabalarınızın iki cümleye sığdığını görmek insanı şaşkınlığa sürükleyebiliyor.

Paranız vardır, çeşitli yatırım araçları yoluyla değerlendirmek istersiniz. Arazi alırsınız, iş kurarsınız, başka ülkelerin para birimleri üzerinden ederini yükseltmeye çalışırsınız. Tüm bu çabalarda ortak bir düşünce vardır, değerlendirmek. Bir şeyin ederi yükseldikçe değeri de yükselir ki bu da zamanın yıpratıcılığına karşı insanın kendini güvencede hissetmesi için uyguladığı bir yoldur.

Hayata olanakları ve öngörüleri geniş bir ailede başlamışsınızdır, sizin yolunuzu sizden öncekiler bilgi ve tecrübelerine göre çizer veya çizmeye çalışır. Bir süre sonra kendi bilgi ve becerilerinizi de katarak ve belki de sizin için çizilmiş yolu kanıksayarak kendinizi daha da geliştirirsiniz de kendinizi değerlendirmiş olur musunuz?

“Kendini değerlendirmek” uzun zaman bu söze kafa yorduğumu söyleyebilirim. Hayatın değerler silsilesi üzerinden gittiğinizde değer adına elde ettiğiniz hiçbir şey gerçekte size ait olmuyor. İnsanın ömürlü olduğunu işin içine kattığımızda da bu zaten yaşanmış ve yaşanacak çağlar karşısında kısa süreli bir başarıdan ibaret. Asıl değerlenme zamanı aşan, zaman üstü meşgalelerde ortaya çıkıyor. Adanmış hayatlar, peşine düşülen ülküler, toplum yaşamının iyileştirilmesi üzerine harcanmış mesailer gerçekte insanın kişisel olarak değerlenmesini sağlıyor. Yalnız burada bir kıstas vardır. Kabiliyet olmadan planlı başarılı olma çabası insanı başarıya götürmez. O sadece günü kurtarmak için yapılmış akıl oyunlarıdır. Kabul gören ve hakkı teslim edilen başarıların özel bir gizemi var. Bu biraz davranışlarda hesapsız, çevre etkisinden bağımsız ve kişisel duygularla uyumlu dışa vurumlar gerektiriyor. İşte kendini değerlendirebilmiş insanların cemiyet tarafından kabul gören yanları da tam olarak bu. Yani cemiyet hesaba katılmadan yapılmışların cemiyetin gönlünde yer etmesi.

Peki, bunu yapan insanlar kendilerini gerçekte değerlendirmek için mi yaparlar? Hiç zannetmiyorum  çünkü bu tür başarılarda hiç kimse olayın başarıya dönüşeceğini ön göremez. Evet, bir mesai harcanır beklenti başarı yönündedir ama gizem de tam orada başlar. Zira tarih olmaz denilenlerin olduğu, olur denilenlerin ise olmadığı olaylar ile doludur. İşte o olayları tetikleyen insanların bir bölümü olayın neticesine göre kendini değerlendiren insanlardır. Diğer bölümü mü? Onlar hayatın gizemli yanının nelerin farkında olduğunu bilmeyenlerdir.

Bu gün itibariyle insan ve değer söz konusu olduğunda şunu kesinlikle söyleyebilirim “bir insanın kendine yapabileceği en büyük kötülük kendini değerlendirememektir” Burada sadece kişi kaybı yoktur. Kişiden artabileceklerden mahrum kalan toplum kaybı da vardır. O yüzden hayatın genel akışı içinde yaşarken farklı yatkınlıklarını fark edip bunun peşinden gitmeyen insanların sadece kendilerine değil mensup oldukları insanlık ailesine karşı da kusur işlediklerini düşünüyorum. 

Başkalarının sizi sizde gördüklerinden yola çıkarak yönlendirmesi ancak bir tavsiyeden ibaret iken sizin kendinizdekini bilmenize rağmen bunu hayata geçirmemeniz kendinize karşı bir ihanettir.

Günümüz insanlık ailesi temelleri binlerce yıl önce atılmış ve birkaç kendini değerlendirmiş insanın zihninde yeşermiş fikirlerin veya ellerinden çıkmış becerilerin mirası üzerinde oturuyor. Bu insanların toplumlara nasıl yön verdiğine, kılavuzluk ettiğine hepimiz şahit olmuşuzdur, oluyoruz. Peki, acaba kaç tanesi vazgeçemedikleri düzenleri, boşa çıkarmayı göze alamadıkları başkalarının beklentileri ve illa da kabiliyetlerini desteklemeyen güvensizlikleri ve tembellikleri yüzünden kabiliyetlerini de kendileriyle beraber ölüme gönderdiler?

İnsan denilen bizler dünyanın bize bahşettiği cevherleri kılıktan kılığa sokup değerler üretmeye çalışırken nesnelere değer katan zihnimizi değersizleştirdik. Bu gün dünyada edere tekabül eden her şey zihnimizin o dar koridorlarından geçip ışığa ulaştı ama o koridorların diğer ucundaki karanlık odaların daha neler sakladığını bilmiyoruz.

Öğrenecek miyiz? Evet, kendimizi değerlendirdiğimizde…

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA