DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 19-11-2022 15:23

Uyum...

-Ağabeyim yıllar önce mahallemizde bir ağabey vardı onunla kavga etmeye başladı, ağabey bizimkini bir dövdü bir dövdü,

-Sonra?
-Sonra bizimki dayağı yiyince benim yanıma geldi ama duramadı gitti yine kavgaya tutuştu,
-Sonra?
-Sonra o ağabey bizimkini gene dövdü. Sonra bizimki biraz sonra gene gitti kavgaya tutuştu gene dayağı yedi. En sonunda ben tuttum kolundan dedim ki, " Yeter yahu bırak kaç yoksa akşama kadar dayak yiyeceksin." Yani senin anlayacağın bizimki o kadar mankafa bir adamdır.
-İlginçmiş…
-Daha ilgincini anlatayım mı?
-Anlat bakalım.
-Ağabeyim bir kızla tanışmış aldı eve tanıştırmaya getirdi. Kız geldiğinde sırtında tenis raketlerini koyduğu çanta vardı. Senin anlayacağın tenis kortundan çıkıp bize gelmişti ve oldukça da varlıklı bir ailenin kızıydı ama bizimkini beğenmiş. Bana sorsan bizimki yengemin dünyada evlenebileceği en son kişiydi de gönül işte.
-Sonra ne oldu?
-Ağabeyim futbol meraklısıydı, kızla evlendiler, o bizim eve sırtında tenis raketleriyle gelen kız var ya, bir süre sonra ağabeyimle beraber televizyonda futbol izlemeye tezahüratlar yapmaya başladı. Bırak birinci lig takımlarını şimdi amatör kümedeki takım oyuncularının isimlerini ezbere biliyor.
-Peki ağabeyin tenis oynamaya başladı mı?
-Yok yahu ne anlar tenisten raketi eline versen kevgir zanneder.

Birlikteliklerin temelinde yatan nedir? Sevgiden hoşgörüye giden bir tevazu mu? İdare etme sanatı mı yoksa görmemezlikten gelme pişkinliği mi? Duyup duymamama, görüp görmeme vurdumduymazlığı mı? Yoksa insan olmanın gereği zaten budur herkes bu yollardan geçti geçiyor bizde geçeriz kabullenişi mi?

İnsanların, hele de kadın ve erkeğin bir birlerine yaklaşma, tanışma ve açılma süreçleri zordur. Bu sürecin bazen yıllara yayıldığı olur ki geçen süreçte verilen emeklerin heba olmaması için sonraki dönemlerde kimi şeyler görmemezlikten gelinir. Gelinir de ruhta bıraktığı ahları duymak için o insanların ruhlarına dokunmanız gerekir. Farklı sebeplerle başkalarından gizlenen ve aslında hoşnutsuzlukların kaynağı olan kimi davranışlar hep aklın ve yüreğin bir yerlerine kilitlenerek yok sayılmaya çalışılır. Sevginin aştığı durumlar var (mış) gibi görünse ve başlangıçlardaki uyumsuzluklar akıl yoluyla yok sayılsa da duyguların kabullenemediği meselelerin gölgeleri yüreklere gittikçe daha çok düşmeye başlar.

Şahsım bu gün dünya insanının giderek yalnızlaşması veya yalnızlaşmaya çalışmasının altında işte bu yüreklere düşen gölgelerin artık insanlar arasına yayılmasına bağlıyorum. İnsanın kendini koruma çabası diğer insanlarla arasını açmaya başlıyor. Ekonomik bağımsızlığı kazanma çabalarının, bir süre sonra çevreyi değişme gayretlerinin, daha dar alanlarda yaşama ve tanışıklıkların da hep bir (düzeyli) tutulma gayretinin altında da gittikçe daha çok bilgilenen ve bununla beraber daha duyarlı hale gelen insanın kendini koruma çabası var diye düşünüyorum. Çünkü ödün vermek kadar karşınızdaki şahsın gereksiz ödün verme şahsiyetsizliğini görmek de insanı yoruyor.

Uyum dediğimiz şey ortak bir payda da her iki tarafın da kendini rahat hissettiği durumlarda yaşanıyor. Diğer türlüsü bir tarafın ödün vermesi üzerinden yürüyor ki işte o da bastırılmaya çalışılan iç sesler, yarım yaşanan duygular, ertelenmiş heveslerden başka bir işe yaramıyor.

Ben bunu adam edeyim veya ben bunu kadın edeyim çabasıyla yontulmaya çalışılan insanlar aslında adam veya kadın olmuyor. Yontuluyor ve bu yontulmanın acılarını yıllarca içlerinde taşıyor. Denk düşmüş karakterleri ve bunun getirdikleri birliktelikleri tabii ki ayrı tutuyorum, benim bahsettiğim zorlama birliktelikler. Ödün verme üzerinden yürüyen ve ayakta tutayım derken sürekli bir tarafın omzunda ayakta gibi gösterilen birliktelikler. Sonrası mı? Yarım yamalak hayatların akabinde yarım sevgilerle büyütülmüş çocukların doldurduğu sevgisiz evler ve kapı çalındığında yüze yerleştirilen yarım gülücükler.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA