Bilgi mi Beceri mi?

Evinde tadilat yaptırmak isteyen hanım müşteri,

-Mimar bana fiyat verdiğinde musluğun tanesine beş bin lira yazmış ama ben internetten araştırdım o musluğun tanesi üç bin lira diyor.

-Şu internet ne güzel değil mi, istediğiniz bilgiye hemen ulaşabiliyorsunuz.

-Evet vallaha her şey elinizin altında.

-Peki o bahsettiğiniz musluğu siz yerine takabilir misiniz?

Bilgi sahibi olmak ile beceri sahibi olmak çoğu zaman bir birine karıştırılır. Fabrikasyon olarak saatler veya dakikalar içinde üretilen ürünlerin kullanılabilir halde yerine uygulanması için gerekli beceri ise yıllara yayılan bir emek ister. Zihnin ezberinden başka bedenin de kendi içinde bir kavrayışı vardır bu ise geniş zamanlara yayılır. Her hangi bir bilgiyi çok çabuk ezberleyebilirsiniz fakat bunun vücudunuzda hayata geçmesi sadece genetik yatkınlığınızla da aşacağınız bir durum değildir. Tekrarlardan kaynaklı olarak zihin ve beden uyumu içinde bunu uygulayabilir olmanız lazım.

Ortalama her meslek dalında ustalık seviyesine ulaşabilmek için on yıllık bir süre gerekir. Bu gereklilik ise bilgi ile değil beceri ile alakalıdır. Gözünüzün gördüklerini, aklınızın kaydettiklerini uygulayacak bedensel bir kabiliyet de ister. İşte beceri dediğimiz şey bütün uzuvların ortak bir gaye için bir araya gelmesi demek. Hani işini gözü kapalı yapar diyoruz ya ondan kasıt ruhun o işte yatkınlığa veya yetkinliğe ulaşmış olması demek. Buradaki gözü kapalılık gözü açıklığın karşıtı değildir. Gözü açıklıkla kimi işleri pratik olarak halledebilirsiniz de gözü kapalı işini yapanlarla yarışamazsınız. Bunun nedeni de şudur. Meslek dalları zamana yayılan bir azim ve kararlılık ister. Tekrarların bedeninizde ve ruhunuzda yarattığı kanıksama sizi hızlı düşünmeye, alternatifler üretmeye, başlangıcından neticelendirmesine kadar bir iş üzerinde kararlılıkla çalışmaya sevk eder. Tamamlama, neticelendirme bu tür alanların beklenene cevap verilmesi açısından en önemli unsurudur.

Musluğu almanız yetmez, taktığınızda damlatmaması, musluktan kaynaklanmasa bile tesisattan gelen bir arızanın olmaması ve bunun da zamana yayılan süreç içinde aksamadan görevini yerine getirmesi gerekir. Bu evinizde iş yerinizde kullandığınız hemen her şey için geçerlidir. Yüz yıllara yayılan bilgi birikiminden elde edilen tecrübeler, örneğin duvarınızın rutubet almamasını, çatınızın akmamasını, çamaşır makinasının aksamadan çalışmasını, evinizdeki ısının çift camlı pencerelerden dışarı uçmamasını sağlar. Sağlar çünkü tek camlı bir pencerenin neticeleri tecrübe edilmiş, alternatifler ona göre araştırılmış ve yeni neticelere ulaşılmıştır. O neticelerin uygulanması da yine beceriyi gerektirir.

Bilgili olmak güzel şey, bunun aksini hiçbir zaman düşünmedim. Zihninizi dolduran bilgiler arasında gezinirken alternatif bilgilerin varlığı sizi her zaman daha kolay yaşanabilir ve fikir üretebilir bir hayata ancak tecrübe ile birleştiğinde götürür. Şu soruyu her zaman sorarım, “bilgi seni istediğin yere taşımıyorsa ne işe yarar?"

Bir yolun nereye gittiğini biliyorsunuz ama hiç gitmediniz bu ne işinize yarar? "Birisine adres tarif etmek için kullanırım." diyebilirsiniz velev ki hiç kimse o adresi hiç sormadı şimdi ne işinize yarar?

İşte beceri tam burada başlıyor. O yolun sonuna ulaşıncaya kadar yapılacak planlama, gidişte kullanılacak alet, edevat zaman ve finansman becerilerimizin bize kazandırdığı hareket kolaylığıdır. Bu sadece bilginin karşılayabileceği bir şey de değildir. Binlerce kitap okumuş, gazete karıştırmış, dergi hatmetmiş olabilirsiniz. Arabanızdaki yedek stepneyi değiştiremiyorsanız yolda kalırsınız. Malum şu anda bütün sokaklar araba dolu, hemen herkes araba kullanıyor ama şoförler arasında da bir söz var “o direksiyon şoförü” diyorlar. Yani araba kullanmayı biliyor ama diğer konularda becerisi yok anlamında kullanılan bir söz bu. Kimi zaman çok basit arızalar için servis arayan veya arabayı tamirciye götürenler için kullanılıyor.

Bir benzetme yapmam gerekirse şahsım bu beceri işini damarı bulmaya benzetirim. Herkes ortalama bir iğnenin nasıl yapıldığını bilir. İlaç şişesinden şırıngaya ilacı çekip sonra damarı bulur ve sıvıyı zerk edersiniz ama ah işte o damarı bulmak, damarı bulunca içiniz titremeden iğneyi batırmak işte işin o kısmı tecrübe istiyor.

Bilgi tecrübe ile desteklendiğinde gerçek karşılığını buluyor. Yalnız burada şunun da altını çizmek lazım kimi tecrübelerin art niyetli kullanıldığı da olur. Bu sizin kendinizi korumak için bilgiyi kullanmayı seçmenizi sağlayabilir. Burada dikkat edilmesi gereken bir şey var o da şudur. Bilgiyi karar verici olarak kullanmak yerine muhakeme veya mukayese edici olarak kullanmak. Fakat o mukayeseyi yaparken bütün alternatifleri verilen emekleri, geçilen yolları da gözden geçirmek lazım…