DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 30-08-2022 03:34

Ben Yaparım Abi

Yazılarımı okuyan kimi tanıdıklarımla karşılaştığımda hep şunu duyarım

-Benim hikayemi ne zaman yazacaksın?

-Eğer bana hikaye değerinde bir olay anlatırsan ve bu da benim işlemek istediğim bir konuyla denk düşerse neden yazmayayım?

Hem ziyaret hem de yaptırmak istediği bir iş için uğradığında aramızda yine bu diyalog geçince “sana diyor bir gün bir hikaye anlatacağım” aradan günler geçiyor bir gün telefon çalıyor. Önce biraz iş konuştuktan sonra,
-Abi diyor al sana hikaye, ben aslında çocukluğumda sana özenir, hep seni örnek alırdım.
-Sonra?

-Bizimkiler beni berberin yanına çırak olarak verdiler ama o işi hiç sevmedim. Sonra evden kaçtım yanımda da eski parayla iki yüz elli lira vardı.
-Nereye kaçtın?
-Aşağıdaki park var ya oraya gittim.
-Pek uzağa kaçamamışsın, sonra ne oldu?

-Bir şey olmadı tekrar eve döndüm ve yine tekrar berbere gittim, sonraki günlerde berberin verdiği yevmiyeleri eve verdim müşterilerin verdikleri bahşişleri de dükkanın arka tarafında bir oda vardı orda da bir dolap onun yanındaki boşluğa tıkıştırıyordum.

-Sonra?

-Sonra o paralarla gittim kendimi sanat okulu ahşap bölümüne yazdırdım o yılın sonunda da okul birincisi seçildim.

Şimdi kendi işini kurmuş, çeşitli zamanlarda uğrar, takıldığı yerlerde fikir alışverişimiz olur.

Her zaman söylerim “hayattaki en büyük öğretmen insanın kendi merakıdır” eğer merakınızın peşine düşerseniz o sizi hem başarıya hem de keyif aldığınız bir hayata götürür.

Bir başka tanıdığım büyük oğlundan şikayet ediyor.

-Devlet okuluna verdim zar zor okudu dünya kadar masraf ettim bu sefer özel üniversiteye yazdırdım uğraşıyorum, uğraşıyorum bu çocuktan olmuyor, bir türlü başarılı olamıyor.
-Hevesi mi yok?
-Vallahi bu çocuğun hiçbir şeye hevesi yok, bırak sabahtan akşama kadar yatsın.

Aynı günlerde karşılaştığım bu iki olay zihnimi yeniden insanın o gizemli yanlarını karıştırmaya götürüyor. Bir yanda olanaksızlıklara rağmen hevesinin peşinde imkanlarını zorlayan bir çocuğun verdiği mücadele diğer yanda her türlü olanağa rağmen yaşanan bir bıkkınlık.

Yıllardır yazdıklarımda konuştuklarımda bir şeyin altını çizmeye özen gösteririm. Dünyanın her karakterdeki insana ihtiyacı var. Bu karakter farklılıklarını törpüleyerek tek tip insan yaratma çabasını aslında bir tarafa bırakabilsek insan kendinin verimli alanını kendi keşfedebiliyor. Bu alan da onun hem verimli hem de mutlu olmasını sağlıyor. Tabiatın muhteşem çeşitliliği karşısında insanın bu dar alana hapsedilme çabası insan egosunun yine insan üzerindeki baskısından başka bir şey değil.

Burada büyüklerin geçmiş tecrübelerden yola çıkarak gelecek yaratma kaygısı yaratılmaya çalışılan geleceğin parçası olmayan çocukların mutsuzluğundan başka bir işe yaramıyor. Çünkü karakter göz ardı edilip yönlendirilen meslek veya durum önceleniyor. Oysaki insan hiçbir öngörünün hayal sınırlarına sığmayacak bir akıl ve hayal kapasitesine sahip. Sadece son yüz yılda dünyada meydana gelen değişimleri düşünseniz dahi insanın hayal gücü hakkında biraz ipucu yakalayabilirsiniz ama biraz…

Belirleyici olma merakı bizi kişisel hayatımız için neticelerine katlanabileceğimiz bir yola götürür. Başkalarının hayatı için belirleyici olma çabamız ise o başkasının doğasını bozmaktan başka bir işe yaramaz. Bunu kuşlarda gözlemişimdir, eğer bir kuşa yuva yapmaya çalışırsanız o yuvada durmaz. Yuvasını kendi yapar ve yavrularını da orada büyütür. Ta ki vakti gelip yavruyu yuvadan atıncaya kadar. Ondan sonrası tabiat ve yavru arasındaki mücadeledir.

Şimdi şunu diyebilirsiniz “ama biz insanız, o yüzden sorumluluklarımız var” o sorumluluk çocuğunuzun bir kuş yavrusu kadar mücadele etmesine engel oluyor ise bu çocuğunuza iyilik yaptığınız anlamına gelmez. Hayatın kendisi de vahşi bir ormandır ve sizin gözünüzden sakındıklarınız bir gün bu ormanın içine girmek zorunda kalacaklar.

-Peşi şimdi ne yapıyorsun diye soruyorum, planın ne?

-Şimdi abi bir iş yerim ve çalışan elemanlarım var, karşımızda bir dükkan var orayı da tutup mimar arkadaşla beraber orayı da işleteceğiz. Çünkü karar verdim kırk beş yaşında kendimi emekli edecek bir kazancı yakalamış olmam lazım. Ne olacak ben yaparım abi…

Bitmeyen planlarını arka arkaya sıralıyor. İçinde ki heves, işine duyduğu sevgi, başarma gayreti heyecanını artırmış.

Bir yanda daldığı hayat ormanının içinde kanatlarını parçalarcasına hevesinin peşinden oradan oraya uçan bir kuş diğer yanda ormanda yürürken önündeki dalların, çalıların, dikenlerin temizlenmesine rağmen bir türlü keyfi yerine gelmeyen bir kuş. İkisi de aynı yer yüzü, aynı gökyüzü içindeki dünya denilen bu alemde süreli bir ömrü tamamlamaya çalışıyor. Yalnız sloganları farklı,
Birisi “ben yaparım abi” derken diğeri “sen yaparsın abi” diyor…

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA