DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 22-07-2022 12:42

Elimizden Geldiğince

Kolumuzun ucuna eklemlenmiş kare formundaki yapının bir kenarına eklenmiş dört, diğer kenarına eklenmiş bir parmaktan meydana gelen uzvumuz; tarihler boyunca insanın kişisel veya toplumsal ihtiyaçlarını karşılamak yanında anlatmak istediği pek çok duruma da aracılık etmiş.

Avuç içleriniz karşıyı gösterecek şekilde kollarınızla beraber yukarı kaldırdığınızda teslim olmayı işaret ederken, elinizi ters çevirir kendinize doğru sallarsanız bu birini çağırdığınızı gösterir. Bir elinizin işaret ve orta parmağını v harfi oluşturacak şekilde açıp diğer parmaklarınızı birleştirirseniz zafer, sadece işaret parmağınızı yukarı kaldırırsanız Allah'ı işaret ettiğinizi gösterir. Sadece öne uzatırsanız göstermeyi ifade eder.  Eğer orta ve yüzük parmağınızı başparmağınızla birleştirir işaret ve serçe parmağınızı yukarı kaldırırsanız milliyetçi, yumruğunuzu sıkarak elinizi yukarı kaldırırsanız sosyalist olduğunuzu gösterir. Baş, işaret ve orta parmağınızı yukarı kaldırırsanız bu da baba, oğul ve kutsal ruh üçlemesine gider. Bütün parmaklarınızı sıkarsanız  yumruk, avucunuzu yukarı açarsanız dua veya dilenme olur. Elinizi ters çevirip bir çocuğun başını veya dostunuzun omzunu okşarsanız şefkat, parmaklarınızı birleştirip birinin eline doğru uzatırsanız dostluğun nişanesi olan tokalaşma olur. İşaret parmağınızı birine doğru sallarsanız tehdit, diğer parmaklarınızı kapatıp baş parmağınızı yukarı doğru kaldırırsanız onama, kendinize doğru salarsanız “Ben” anlamına gelir.
 Avucunuzu aşağı tutarak elinizi sağa sola yatırırsanız “şöyle böyle veya eh işte” anlamına gelirken bütün parmaklarınız yukarı bakacak şekilde birleştirir ve yukarı aşağı sallarsanız yapılanı ne kadar beğendiğinizi gösterir. 

Dünya siyaset tarihinde pek çok liderin veya kanaat önderinin sembol olarak kullandığı el hareketleri vardır. Sadece elinizi kullanarak yapılan ve hakaret veya küfür anlamına gelen hareketler de vardır ki onlara girmeyelim.

İnsan bedeninin, beyinden sonra en fonksiyonel organı bana göre eldir. Adeta beynimizin birer uzantısı olarak çalışan ellerimiz resim ve heykel sanatında en zor çizilen ve yapılan kompozisyonlardan birisidir. Onlarca eklemin beynimizin verdiği komutlarla kılıktan kılığa girmesi günlük işlerimizi yaparken bize kolaylık sağlarken aldığı her pozisyon da estetik anlamda bizim için yeni bir görsel oluşturur. Bu sebepten ben insan bedenindeki en önemli uzvun eller olduğunu düşünürüm.

 Heyecanlanınca üzerinizdeki elbiseleri çekiştirmesi, sinirlenince yumruk halinde sıkılması, beynimizin ellerimizle ne kadar organize çalıştığını gösterir. Sıkıntılı anlarda parmakların kenetlenmesi, başımızı iki elimizin arasına almamız, hissedilmek istenen bir yardımın beynimiz tarafından yine kendi ellerimizden beklentisini gösterir. Bir saldırıda ilk önce ellerin öne atılması veya saldırıya karşı yine ellerin ilk önce yüzümüzü veya başımızı koruma çabası da yine beynin eller üzerinden kendini koruma reflekslerindendir.

Kokladığınız gülü tutan eliniz ile, düşünürken şakağınıza dayadığınız elinizin; sinirliyken belinize koyduğunuz eliniz ile çaresizlikten yanınıza düşen elinizin yansıttığı ruh hali farklıdır. Tıpkı oyun oynarken şıklattığınız parmaklarınızın yansıttığı ruh halinizin farklı olduğu gibi. Giden birinin peşinden sallanan elin bir veda mı yoksa bir uğurlama mı olduğunu yalnız yüreğiniz bilir, tıpkı dudaklarınıza götürüp öptükten sonra karşınızdakine doğru çevirip salladığınız parmaklarınız gibi...

 Bir silahı ateşliyormuş gibi gözünüzü kırparak ileri uzattığınız işaret parmağınıza daha sonra üflemeniz belki artistik bir hareket olabilir ama dünyada en büyük acıları yaşatan da yine bir tetiği çeken işaret parmağınızdır. 

Bizdeki düğünlerde serçe parmakların birbirine takılarak oyun oynanması yaygınken hemen yanındaki parmağa takılan yüzük de o düğünün nişanesidir.

İnsan, ellerinin kabiliyetlerinden yola çıkarak mı bu hareketleri oluşturmuştur yoksa olaylara ellerinin kabiliyetini mi uyarlamıştır, bu tartışılabilir fakat şurası gerçek ki konuşma engelli vatandaşlarımızın dilleriyle anlatamadığı her olayın ellerde harf olarak bir karşılığı var.

“Elinden geleni ardına koyma” diye bir sözümüz vardır. Yapabileceğin bir şey varsa yapmaktan geri durma anlamında kullanılır. Bu biraz da kendimize karşı bir tehdit söz konusu olduğunda “benim de elim armut toplamıyor” karşı duruşunun göstergesi olarak kullanılır. Şahsım, elleri bir tehdit, bir intikam aracı olarak görmektense; yazmanın, insanlığa hizmet edecek eserleri ortaya çıkarmanın uzuvları olarak görmeyi tercih ederim. Ancak o zaman öpülesi eller ile elinin tersiyle itilecek eller birbirinden ayrılır...

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA