DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Turan Demirci
Turan Demirci
Giriş Tarihi : 14-08-2022 03:16

Çeşit

Dünyada bir şey gösteremezsiniz ki tek olsun. Canlı veya cansız hangi varlığın hangi türüne bakarsanız çeşitlilik gösterir, insan örneğin yaşadığı coğrafyaya göre inanç, renk, fiziki yapı, folklorik ve etnik davranış farklılığı v.s gibi pek çok çeşitlilik gösterir. Ağaçlar çeşit çeşittir tıpkı kimilerinin meyveleri gibi, otun dahi bir çeşidi yoktur, taşlar kendi arasında çeşitlere ayrılır, toprak kendi içinde çeşitlilik gösterir. Günler bir birine benzemediği gibi bulutların şekilleri ve renkleri dahi günün saatlerine göre çeşitlilik gösterir. Tabiattaki bu çeşitlilik insanın davranışlarını da etkiler, ürettiği her şeye bir yenilik katar ve yaptığı her ürünün yeni versiyonlarını üretir. Yaptığı nesneleri çeşitlendirerek arayışlarına devam eden insanın insanı kendine benzetme çabası açıkçası bana biraz hastalıklı bir davranış gibi gelir. Üst üste üç öğün aynı yemeği dahi yemeyen insanın “bana benzer, benim gibi düşün, benden ol” dayatması akılla açıklanamaz.

Her yıl aynı tatil beldesine gitmeyen, aynı kıyafetleri iki günden fazla giymeyen, yeni bir şeyler görmek için geçtiği sokakları bile değiştiren, çok kolay sıkılıp evindeki mobilyaların bile yerlerini değiştiren insanların fikirler ve görüşler söz konusu olduğunda insanları kendi çemberine çekme veya kendi dairesinden itme çabası dediğim gibi bana hiçbir zaman sağlıklı gelmedi.

Bilinç altından gelen tarihsel bir kodlamamıdır yoksa muhakeme yeteneğinin savunulan durumu etraflıca müşahade edememesi veya şahsın bu irdelemeyi yapmaktaki yetersizliğimidir bu tartışılabilir fakat tartışılmayacak bir şey var ki o da insanın tabiatın bu çeşitliliğine hayatının hiçbir döneminde uyum gösterme kabiliyeti yok.

Bir duvarı örerken kullandığı taşların cinsinde insanın fikirleri kadar seçici davranmayan insanoğlu eşyalardaki başarısını insanı yüceltmekte kullanamıyor. Tabiatın doğal ayrıştırma üzerinden bir birine yararlı hale getirdiği nesnelere rağmen insan bu ayrıştırmayı bir kutuplaşmaya ve bir biri için bir suça ve nefrete dönüştürüyor. Otun taşa nefreti, elmanın armut a kini söz konusu değilken beyaz insanın siyah insana, siyah insanın sarı insana öfkesi çeşitliliğin dayanışmasından çok ayrışmasından başka bir işe yaramıyor. Girdiği bahçede pek çok gül çeşidine doğasının kattığı renklerden dolayı sevgiyle bakan insan aynı sevgiyi yine doğasının verdiği çeşitliliği dışa vuran insan söz konusu olunca aynı sevgiyle bakamıyor. Tabiat yaşama rekabetinde çeşitliliği bir dayanışmaya dönüştürüp en büyükten en küçüğe kadar her türe yaşama hakkı tanırken insan veya hayvan türleri bunu güçsüzü yok etmek için kullanıyor. Bu da bana insanın veya hayvanın güçsüzün varlığının kendinin aczini hatırlatması ve bu aczi ortadan kaldırmak içinde onu yok etmesi veya yok etmeye çalışması gibi geliyor.

Bunu kimi insanlarda gözlemişimdir. Siz iyi bir şey yaptığınızda sizi engellemeye çalışırlar. Çünkü yaptığınız iyi bir şeyin onun yeteneksizliğinin yüzüne vurulması gibi algılarlar. Eğer sizi yaptığınız iyi şeyi yapmaktan vazgeçirir ise böylece kendisinin onu yapamadığı da örtülmüş olacaktır. İnsandaki çeşitliliğin kabul görmemesinin altında yatan nedenlerden birisi sanıyorum bu.

Kendi aczini kapatmanın, örtmenin bir başka yolu ise üstünlük kurma çabasıyla kendine bir dokunulmazlık alanı yaratma gayretinde yatıyor. Giyilen kıyafetlerden, kullanılan eşyalara, yaşanılan mekanlardan, icra edilen mesleklere kadar hemen her şey çeşitliliğin bir birine göre farkından sıyrılıp kendini tek bir yere ve çeşide konumlandırma çabasına dönüşüyor. Böylece şahıs kendini çeşitliliğin uyumundan soyutlayıp çeşitliliğe hükmedecek konuma taşıyor. Sanıyorum insan olmanın “ben” olmaya dönüştüğü yer de tam olarak burası.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA