Ha Deyince Olmuyor

Eleman ısrar ediyor,

-Spor salonuna gidelim, şöyle kollarımın gelişmesini istiyorum, biraz da göğüslerim büyüsün, sonra göbeğim var,  bu yağlardan kurtulayım…

Ben böylesi spor ataklarını iyi bilirim, yıllarca bu hevesle spor salonuna gelen binlerce insan tanıdım. Başlangıçta büyük bir heyecanla bitmeyen sorular sorarlar.
-Ne kadar zamanda istediğim gibi bir vücut yaparım?
-Sıkı çalışırsan üç ay içinde etkilerini görürsün.
-Üç ay mı?
-Yani, ideal bir ölçüye ulaşmazsın belki ama karşılaştığın insanlar “vücut geliştirmeye mi başladın” diye sorarlar.

Eleman spor salonuna geliyor ama bir iki hareketten sonra elindeki telefonla uğraşmaya başlıyor, sonraki günlerde gün aksatmaya başlıyor, bahaneler falan derken…

Bir gün “ben buraya geliyorum ama bir değişiklik olmuyor” deyince, etrafına şöyle bir bak bakalım sence bu spor salonunda en uzun süre bulanan kişi kimdir? dedim…

Etrafına bakındı bakındı “ her halde dedi spor hocalarıdır”
-Yok dedim, bak şuradaki temizlikçi arkadaşı görüyormusun?
-Evet
-Hah işte bu spor salonunda sabahın dokuzundan gecenin on birine kadar kalan o arkadaş ve beraber calıştıkları bayan. Şimdi dikkat et bakalım ikisinde de sence sokakta görsen bunlar spor yapıyor diyebileceğin bir fizik var mı?
-Yok
Gerçekten de bahsettiğim iki arkadaşın fiziki olarak sporla uzaktan yakından alakası yok, hele ağırlık içerikli bir sporla hiç alakası yok.
-Şimdi buradan çıkan sonuç ne?
-Ne?
-Bir yerde uzun süre bulunmak seni oranın ruhuna uygun hale getirmez, oranın ruhuna uygun davrandığın, şartları yerine getirdiğin, mesaiyi olması gerektiği şekilde ifa ettiğinde gerekli verimi alırsın.

Ağırlık çalışmanın temel mantığı şudur. Bir paket çubuk makarnayı düşünün işte o çubuk makarnalar bizim kas liflerimizdir. Kolumuzda, bacağımızda, göğsümüzde, sırtımızda, omuzlarımızda bu liflerden doludur. Ağırlık yükleyerek bu makarna çubuklarını boyuna yırtarak ikiye ayırmış olursunuz. 

İkiye ayrılan her parça yeni bir çubuk makarnaya dönüşür, sonra yine ağırlık yüklersiniz bu sefer dörde bölersiniz, sonra sekize sonra onaltıya derken bir bakarsınız ki kaslarınız gelişmiş. Ama o ağırlığı yüklemez, o kası yırtamazsanız hiçbir şey beklemeyin. 

Vücudun günlük yüklendiği ağırlıktan kaynaklı bir alışkanlığı vardır ve o alışkanlık mevcut beden yapınızı oluşturur. Ne kadar ağır işte çalışırsanız çalışın kaslarınız bir yere kadar gelişir ve bu da sportif gelişme değildir. 

İşte o göze gelen sportif gelişmenin olması için rutinin üzerinde bir ağırlığı vücudunuza yüklemeniz gerekir.

Bu verdiğim örnek aslında insan bedeninin ve ruhunun gelişmeye yönelik bütün faaliyetlerindeki ana prensiptir. Gelişmek istiyorsanız rutinin üzerine çıkacaksınız.

İnsanlık bütün gelişimini iradesi üzerinden bedenini ve aklını zorladığı müddetçe elde etti. Gidilmemiş yerler böyle keşvedildi. Sorulmamış sorular yine böyle soruldu ve cevaplar yeni soruların yollarını açtı. Bitmeyen deneyler yeni deneyleri peşi sıra getirdi. Her bulunan bir hazine olarak kenara konuldu, yeni hazinelerin peşine düşüldü, çıta gittikçe yükseldi, yükseldi.

Bu gelişmelerde rutini önceleyenlerin bir katkısı yoktur. Hesabı olan, planı olan, hırslı, kararlı, yılmayan insanların katkısı vardır. Kendini başkalarıyla ilişkilendirmeden planlarını hedef ve hayat haline getirmiş insanların katkısıdır vardır. Zihindeki soru kapılarının açılması, kas liflerinin yarılması zor soruların ve ağır yüklerin neticesidir. Bu sadece yaşamak kaygısıyla varılacak bir hedef değildir, yüksek idallere tutunarak varılacak bir hedeftir.

Eğer bir hedefiniz varsa şunu bilin ki hayat sizi büyük bir sınavdan geçirecek. Hele de bu hedef mevcut durumunuzun üzerinde bir noktayı işaret ediyor ise işte o zaman bütün alışkanlıklarınızı bir tarafa bırakmak hedefinize odaklı yeni bir hayat kurgulamak zorundasınız. İ

İnsan başkalarına karşı olmasa bile kendine karşı son derece kaypaktır. Kendi kararlarına uymada başkalarına verdiği sözleri tutmaktan daha az gayret gösterir.

Uzun yıllar kilo sorunu yaşayan bir tanıdığım mide operasyonu için baş vurduğunda doktoru “önce perhiz yaparak belli bir kilo vereceksiniz, bu testi geçtikten sonra size operasyon yapabirim” demişti. Doktorun beklentisi operasyondan sonra boğazını tutup tutamayacağı. Çünkü eski alışkanlığı ile yemeye devam ederse mide küçük porsiyon büyük olduğu için kendi ölümüne sebep olacak.Fakat iradesine sahip olup yapılan operasyona uygun beslenmeye devam ederse operasyon devam eden süreçte başarıya ulaşmış olacak.

Maalesef hayat hedef koyduğunuzda zorlaşmaya başlar. Bunun altında insanın var olanla yetinmemesi de yatar, bilinmeyene duyduğu özlemde. İşte o hedefe giden yolda ise sizi acı, ter, yıkılan ve tamir edilmesi gereken umutlar, uykusuz geceler, bekliyor olacak. Şimdi diyeceksiniz ki “hayat zor” evet zor, onu da sizden öncekilerin zorluğunu çekip sizin şu anda kolaylığını yaşadıklarınıza sayacaksınız…