DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Hilmi Yavuz
Hilmi Yavuz
Giriş Tarihi : 22-11-2022 00:00

Kıskançlığın Soykütüğü

Kıskançlık ve Gıbta! Birbiriyle öneçıkardıkları nesneler bağlamında karşıt konumdalar: Gıbta, insanın sahip olmak isteyip de olamadığı bir nesne üzerinde yoğunlaşmasıdır; kıskançlık ise, sahip olduğu ama yitirmek istemediği bir nesne üzerinde yoğunlaşması! Dolayısıyla, kıskançlık sahip-olma bağlamında ‘mülkiyet’le ilişkilidir. Kıskançlık’ı mülkiyetin, gıbta’yı da mülkiyetsizliğin ruhsal dışavurumları olarak tanımlamak gerekir.

Bu dışavurum, daha çok, bir aşırı durum olarak yaşanır. Mülkiyetine sahip olduğunu düşündüğü nesneyi, son kertesine vardırılan bir tutkuya dönüştürerek kıskanmak! Tipik örnek, o bildik türkünün

A benim bahtı yarim
Gönlümün tahtı yarim
Yüzünde göz izi var
Sana kim baktı yarim 

türküsünün son iki dizesindedir. Kıskanmanın, mülk edinilen nesneye bakılmasını bile, mülkiyet hakkının ihlali saymaya vardırıldığı durumlar!

Kıskançlık,  Aşk’ın mülkiyet halidir. Barthes’in Littré’den alıntıladığı tanımla söylersem ‘Kıskançlık, Aşkta doğan ve sevilen kişinin başka birini yeğlemesi korkusunun ürünü olan duygu’dur.  Öyleyse, sadece sevilen değil,  sevilen’in yeğlemesi olasılığı olan öteki de kıskanılır: Barthes,  ‘Bir Aşk Söyleminden Parçalar’ da bu durumu betimler: ‘ Kıskançlık, üç (belirlenemez) değişkenli bir denklemdir: her zaman iki kişiyi birden kıskanır insan: sevdiğini ve onu seveni kıskanırım. Odiosamato (İtalyancada ‘rakib’e böyle derler ; o,benim de sevdiğimdir; ilgimi çeker,kafamı karıştırır,beni çağırır durur.’ Bu konuda Dostoievsky’nin ‘Ebedi Koca’sına o biçare Velçaninov’a bakmamızı öneriyor Barthes…

Kıskançlık, seven kişinin sevilen’i ve sevilen’i seven öteki’ni kıskanması kadar, kendisinin de kıskanılmasını istediği durumları da içerebilir. Burada sevilen, arzunun ve mülkiyetin (kıskançlık ediminde arzu ve mülkiyet özdeştir) nesnesi değildir artık, tam karşıt bir konum sözkonusudur: Burada kıskançlığın öznesi, kıskançlığın nesnesine dönüşür: Sevdiğinin onu kıskanmasını arzular! Selahattin Pınar’ın, güftesi Mustafa Nafiz Irmak’a ait olan

Yalnız benim ol, el yüzüne bakma sakın sen
Kıskan beni, göğsünde uyut, yan ateşimden
Aşkın o zehir hasreti ruhumda yanarken
Kıskan beni, göğsünde uyut,yan ateşimden

O rast şarkısı da tastamam bu durumu gösterir. ‘A benim bahtı yarim’ türküsündeki konumla bu rast şarkıdaki konum, ‘bakmak’ edimi dolayımında kıskançlığın  dönüşümünü gösterir: Kıskançlık, ilkinde aşığın, ‘bakılan yüz’ü (sevgiliyi) bir mülkiyet nesnesi olarak temellüküne; ikincisinde ise ‘bakan yüz’ün (sevgilinin), aşığı  bir mülkiyet nesnesi olarak temellüküne olanak sağlar. Kıskançlıkta öznenin nesneye, nesnenin de özneye dönüşebilmesi durumu!

Barthes, ‘kıskançlık çirkindir, burjuvalara yaraşır’, diyor; - Barthes söylemiyor ama, kıskançlığın burjuvalara yaraşmasının nedeni, mülkiyetin burjuvaziyle birlikte bir yananlam (connotation) olmaktan çıkıp bir düzanlam’a (denotation) dönüşmüş olmasındandır.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA