ŞİİRLERİN ÖYKÜLERİ -1
ATTİLA İLHAN / MAHUR
"O Mahur Beste" şarkısını yıllar önce Ahmet Kaya’dan dinlediğimde, gerek sözleriyle, gerekse ezgisiyle çok beğenmiştim. Hala beğenerek dinlerim. Defalarca dinlesem bıkmayacağım bir şarkıdır.
Bu şarkının en önemli ve dikkat çekici bölümü kuşkusuz, belli aralıklarla yinelenen: “O mahur beste çalar, müjganla biz ağlaşırdık.” dizesidir.
Attila İlhan’ı üniversite yıllarımdan beri okuduğum halde, bu şarkının sözlerinin Attila İlhan’a ait olduğunu bilmiyordum. Ne zaman ki, internet yaygınlaştı, o zaman öğrendim. Yaklaşık yedi sekiz yıl önce.
Ben de birçokları gibi, Attila İlhan’ın bu şiirinde geçen müjganın, bir bayan adı olduğunu sanıyordum. Kafamda hep karşı cinsten iki gencin el ele tutuşup, hüzünlü bir sanat müziği şarkısı eşliğinde, birlikte ağladıkları canlanırdı. Yıllarca, şarkıyı o anlamda, o hayal gücü ile dinledim.
“Kaptan” takma adlı şairimiz Attila İlhan, 6 Mayıs 1972 tarihi sabahında, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, ve Yusuf Aslan'ın idam edildiklerini radyodan öğrenir. Derin bir üzüntü duyar. Karşıyaka vapuruyla İzmir’e geçerken, büyük bir duygu yoğunluğu yaşar ve bu acıklı şiirin dizeleri kafasında oluşur.
İçtenlikle söylemeliyim ki, Farsça kökenli bir sözcük olan “müjganın"; “kirpik” anlamına geldiğini yaklaşık beş yıl önce, toplumsal iletişim (sosyal medya) ortamında, Facebook sayfası açtıktan sonra öğrendim.
MAHUR
şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız
bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı
bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazırlık sonbahara