DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Esedullah Oğuz
Esedullah Oğuz
Giriş Tarihi : 01-12-2024 12:54

Suriye'de Neler Oluyor?

Birkaç gündür Suriye’nin Şam’dan sonraki en büyük kenti olan Halep’te önemli şeyler oluyor. Dağıldı, çöktü ve yok oldu sanılan İslamcı HŞT örgütü bir yerlerden düğmesine basılmış gibi harekete geçiyor ve kısa sürede Halep’i ele geçiriyor.

Suriye ordusu kentten çekilirken, YPG de Halep’te söz ve yetki sahibi olmak için harekete geçiyor.

HŞT ve YPG’nin ipinin kimin elinde olduğunu bilmeyen yok, YPG’ye üç bin TIR silahı kimin gönderdiğini de herkes biliyor. Öyleyse, ABD-İsrail ikilisinin Suriye’de İran-Rusya ikilisine karşı bir operasyon düzenlediği anlaşılıyor.

Peki yanı başımızda, burnumuzun dibinde bir şeyler olurken biz eli kolu bağlı oturacak mıyız? Öncelikle şunu belirtmek gerek ki, İran’ın bölgeden elinin ayağının çekilmesi, bizim hayrımıza ve çıkarımıza. Ama Türkiye, kendi sınırında Halep çapındaki önemli bir Suriye kentinin kontrolünün El-Kaide uzantısı HŞT veya PKK artığı YGP’nin eline geçmesini kabul edemez, etmemeli. Madem ki Esad rejimi orayı kontrol edemiyor, o zaman bölgenin kontrolü Türkiye’nin ve Türkiye yanlısı grupların elinde olmalı. Bu, her şeyden önce bizim sınır güvenliğimiz için son derece elzem.

“Peki, bunu sen bile düşünürken Ankara’dakiler düşünmüyor mudur?” diye sorabilirsiniz. Ben bundan pek emin değilim. Çünkü Ankara yanıbaşında olan olaylara çoğu zaman seyirci kalmıştır. Çok uzaklara gitmeye gerek yok.

Geçtiğimiz hafta Musul ve Kerkük’te meydana gelen olayları bir hatırlayın. Kürtler nüfus sayımında kendi sayılarını yüksek göstermek için habire kente Kürt göçmen taşıdılar ve Türkmenlerin feryatları karşısında Ankara dönüp bakmadı bile. Oysa tarihten bildiğimiz gibi Musul ve Kerkük, birer Türkmen kenti ama son 30 yılda Kürtlerin iki kente habire adam taşımasından dolayı bölgede nüfus dengesi Türkmen’lerin aleyhine, Kürtler’inse lehine değişmiş durumda. Ankara tüm bu olaylara hep seyirci kaldı.

Şimdi Türkiye’nin sınırında Halep gibi bir kentin kontrolü için 5-6 ülke ve iki terör örgütü mücadele ederken, Türkiye’nin buna seyirci kalması, kabul edilemez.

Bana kalırsa, Türkiye bir an önce harekete geçerek (ve gerekirse Esad rejimi ile el altından anlaşarak) Halep’in kontrolünü ele geçirmeli, böylece ABD-İsrail ikilisinin planını boşa çıkarmalıdır.

Hatırlayın, Suriye iç savaşının ilk yıllarında sınırımızdaki YPG teröristleri bizim askerimize ateş açar, hatta karşıdan atılan havan ve top mermileri Türk köylerine düşer, can ve mal kaybına neden olurdu.

Genelkurmayımız da her seferinde -misli ile karşılık verilecektir- açıklaması yapardı. Sonra bıçak kemiğe dayanınca Türkiye, Suriye’de belli bölgeleri ele geçirdi ve saldırılar ancak  o şekilde kesildi.

Bu kez aynı hatalara düşmeden, daha doğrusu yumurta kapıya dayanmadan önlem almalıyız.  Suriye ile sınırı olmayan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve İran gibi ülkeler Suriye’de istediği gibi at koştururken bizim seyirci kalmamız pek akıllıca olmaz.

“Peki, biz Halep’e girersek, Rusya buna seyirci kalır mı?” sorusu akıllara gelebilir. Ukrayna’da sıkışan, özellikle de Rusya içlerinde birçok askeri üssün ve silah deposunun İngiliz, Fransız ve Amerikan füzeleriyle vurulmasından sonra morali iyice bozulan Moskova’nın Ortadoğu’da bizimle uğraşacak hali yok. Ayrıca Halep’in kontrolünün ABD güdümündeki iki terör örgütünden (YGP, HŞT) biri yerine bizim elimize geçmesi, Rusya’nın çıkarları için daha uygun olacaktır.

Türkiye gerekirse Rusya ve Esad rejimi ile anlaşarak kentin kontrolünü -ileride işler iyice rayına girdikten sonra Esad rejimine devretmek üzere- ele  alabilir.

Ankara’nın nasıl bir tavır takınacağını ileriki günlerde göreceğiz. Her zamanki gibi burnunun dibindeki gelişmelere seyirci mi kalacak veya geç mi hareket edecek yoksa, ilk defa zamanında harekete geçip ABD-İsrail ikilisinin oynunu bozacak mı?

Bekleyip göreceğiz…

 

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA