DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Esedullah Oğuz
Esedullah Oğuz
Giriş Tarihi : 05-11-2022 23:30

Almanya Batıyor mu?

Son günlerde sıkça duyduğum oldukça komik bir o kadar da saçma iki cümle: “Almanlar, Türkiye’yi kıskanıyor ve  Almanya batıyormuş."

Bunları duyduğumda ilk tepkim şu oldu: "İyi ki Almanlar Türkçe bilmiyor yoksa Türkler olarak Almanya’da alay konusu olurduk."

Bu sözleri kim uyduruyor bilmiyorum ama Türklerin kullandığı sosyal medya platformlarında sıkça karşımıza çıkıyor. Birkaç aydan beri tedavülde bu olan bu iki cümle ilk başlarda biraz inandırıcı bulunsa da artık ciddiyetini kaybetti. Zira, sokak röportajları yapan You Tuberlar bile artık bu soruyu gülmeden, ciddi bir yüz ifadesiyle soramıyorlar. 

Uzun uzun Almanya güzellemesi yapacak değilim ama kısaca anlatmak gerekirse; Almanya batmak bir yana ikide bir vatandaşına nakit para dağıtıyor. Geçtiğimiz iki yılda korona salgını boyunca birkaç kez hesabıma 200-300 Euro nakit para geldi devlet kasasından. O yetmezmiş gibi çocuk parasını arttırdılar. Bu yıl da önceki 60 milyar Euroluk yardım paketinden benim payıma 300 Euro düştü, eşime de öyle. 

Yani bu para, Almanya’da yaşayan, çalışan, okuyan, eğitim gören herkese gönderildi. Şimdi Olaf Amca ikinci bir yardım paketi daha ilan etti, bu defaki paket 200 milyar Euro. Ve bu paketten çalışan her vatandaşın payına maaş durumuna göre 800-1500 Euro arası para düşecek. Yani, ne zaman paraya sıkışacak olsak, herhangi bir devlet kurumundan hesabımıza pat, diye para geliyor. Sanırım bunlar, batma ihtimali olan bir devletin yapacağı şeyler değil. 

Biliyorsunuz, korona salgını ve bununla bağlantılı sıkıntılar yüzünden Türk ekonomisi son iki yılda GSMH olarak biraz küçüldü ve yıllık üretimimiz 800 milyar dolardan 700-650 milyar dolara indi. Buna karşın Alman ekonomisi büyümeye devam ediyor. Geçenlerde Alman radyosunda duyduğum bir haber beni şaşırttı,habere göre: "Almanların bankalardaki tasarruf hesapları 2021 yılında 7.3 trilyon Euro’ya ulaşmış."

Türk insanı elindeki parayı genelde gayrimenkule yatırırken Almanlar borsaya yatırıyorlar ve kapış kapış hisse senedi satın alıyorlar. Fonlarda toplanan paralar büyük yatırımlara dönüştürülüyor. Böylece üretim her yıl katlanarak artıyor. 
Batıyor denilen Almanya’nın 4-5 büyük markasını topladığınız zaman piyasa değeri, tüm Türkiye’nin yıllık üretimini aşıyor. Biliyorsunuz, bu ülkede sadece otomotiv değil, hemen hemen her alanda dünya çapında isim yapmış yüzlerce marka bulunuyor. 

Bir bilgisayar software markası olan SAP, bunlardan biri. 
Almanya’nın biraz geride kaldığı tek alan, bilişim. O yüzden ortada Alman markası bir laptop, cep telefonu veya tablet göremiyorsunuz. Bu alanlarda piyasayı ABD, Güney Kore ve Çin ele geçirmiş durumda. Amerikan Apple şirketi ile G. Kore Samsung şirketi başabaş giderken hemen arkalarından yetişen Çin markaları onları zorluyor. 

Ortalıkta onlara rakip olabilecek birer Japon veya Alman markası ne yazık ki yok. 
Almanya bilişim konusunda yeniden ayağa kalmak için çabalarken Japonya’dan ses seda yok, aksine yakın zamanların bu dev teknoloji ülkesi adeta üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi sessiz. 

Almanya’da normal süre ile çalışıp emekli olan herkesin maaşı, bırakın geçinmeyi, yurt dışında tatil yapmaya bile yetiyor. 40 yıl boyunca rutin bir şekilde çalışan ortalama bir Alman emekli olunca kendisini büyük bir boşlukta hissediyor, bazıları bu rutini bozmamak için sabahın erken saatlerinde kalkıp gazete dağıtmak gibi küçük işler yapıyor. Son yıllarda emeklilerin bir kısmı kendilerine bir meşguliyet bulmak için çöp kutularından bira şişeleri toplamaya başladılar. Şişe başına 25-50 cent arası para kazanıyorsunuz. Bir emekli için bisikletle sokakları turlayıp çöp kutularından bira şişeleri toplamak, hem bir tür meşguliyet hem de ek kazanç demek. Yoksa bu insanlar fakir oldukları için bunu yapmıyorlar. Zira maaşınızın geçiminize yetmediğini kanıtlandığınız anda devletten ek sosyal yardım alabiliyorsunuz. 

Sorun şu ki, Türkiye’ de tv ekranlarda her konuyu bilen belli başlı uzmanlarımız bilmeden, öğrenmeden ve araştırmadan her ülke ve konu hakkında ahkâm kesince, onları dinleyen insanların bir kısmı da buna maalesef safça inanıyor. Böylece, büyük bir bilgi kirliliği oluşuyor. 

Başkalarının başarısızlıkları ve şanssızlıkları üzerine uzun uzun tartışarak zaman ve enerji harcamak, böylece kendi dertlerine teselli bulmak, genelde bir baltaya sap olamamış insanların tipik bir özelliği. 
Gönlünde Ayyıldız sevgisi taşıyan bir insan olarak şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, Almanya maalesef her açıdan Türkiye’den en az 50 yıl önde. Bana kalırsa, Almanya’nın olmayan hayali batışını tartışarak zaman ve enerji kaybedeceğimize biz asıl kendi işimize bakalım. 

Zira Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için önümüzde daha epey bir yolumuz var.

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA