DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Esedullah Oğuz
Esedullah Oğuz
Giriş Tarihi : 12-09-2022 03:20

Başarının 7 Kuralı

Bilirsiniz, herkesin belli bir şeye kafa taktığı, tüm dikkatini verdiği dönemler vardır. Kimileri bir dönem yoğun bir şekilde belli bir spor dalıyla – Karate, Judo gibi- uğraşır, kimileri aşk şiirleri yazar, kimileri müzikle uğraşır.

Ben de gençliğimde önce Tae Kwon Do, ardından voleybol ile uğraştıktan sonra bir ara kafayı kişisel gelişim kitaplarına takmıştım. Okuduğum her kitaptan notlar alıyor, böylece kendime en uygun kişisel gelişim yöntemini bulmaya çalışıyordum. Sonunda hayatımda çok işime yarayan 7 kural oluşturdum. Bunları izninizle sizlerle paylaşmak istiyorum.

1 -  Kendinizi sürüden, kalabalıktan ayırın. Başkalarının söylediklerinin sizin yaptıklarınız veya yapacaklarınızı etkilemesine izin vermeyin.

Bunun anlamı şu: bir iş yapacağınız zaman, mutlaka “bu işe yaramaz, boşuna zaman harcıyorsun”, gibi sözlerle sizi engellemek isteyenler çıkacaktır. Aldırmayın, amacınıza inanıyorsanız, başkalarının söylediklerine aldırmadan yolunuza kararlılıkla devam edin.

2 -  Gün geçmez bölmede yaşayın, geçmişin pişmanlıklarından ve geleceğin kaygılarından kurtulun, sadece bugünü yaşayın.

Bazı insanlar geçmişte yaşar; sürekli geçmişteki olaylardan, kavgalardan, üzüntülerden söz eder, ruhen ve kafa olarak geçmişe takılı kalır. Bazıları da durmadan gelecekle ilgili planlar yapar, öyle ki bugünü yaşamaya fırsat bulamaz. Oysa günü ve anı yaşamak da önemlidir. İçinde bulunduğunuz zaman diliminde yaşanacak pek çok güzellik vardır, bunları ertelemek, ileride “ah keşke şunu yapsaydım, bunu yapsaydım”, diye pişmanlık duymanıza neden olur. Öyleyse, bugün kutlanacak bir doğum günü, ziyaret edilecek bir aile büyüğü, bir dost buluşması varsa, ertelemeyin. Zira yarına çıkıp çıkmayacağınızı bilemezsiniz.

3 -  Ektra kilometreyi yürüyün, üzerinize düşenin fazlasını yapın.

Yapmanız gereken işin biraz daha fazlasını yapın. Böylece hem çevrenizden takdir kazanacak, hem de yaptığınız işte diğerlerinden daha yetkin hale geleceksiniz. Bir ofiste çalışıyorsanız, görevinizin biraz daha fazlasını sürekli yaparsanız bu, şeflerinizin dikkatini çekecek ve takdirini kazanacaktır. Böylece diğerlerine nazaran daha hızlı terfi alabileceksiniz. Kendi hayatımdan bir örnek vermek gerekirse; iki binli yılların başında Almanya’da borsacılık üzerine bir bankada çalışıyordum. Görevim olmadığı halde sürekli bankanın web sayfasına İngilizce makaleler yazıyordum. Ayrıca sık sık mesaiye kalıyordum. 11 Eylül 2001 olaylarından sonra bizim bankanın 14 Euro olan hisse senedi 0,60 Euro’ya düşünce banka 800 elemanından 400’üne hemen çıkış verdi. Bizim bölümdeki 11 kişiden sadece ben ve Polonyalı bir kız iki kişi yabancıydı, diğerleri Almandı. Şef, bölümdeki her iki Alman’dan birine çıkış verirken bana vermedi. 

Alman meslektaşlarım şaşkınlık ve öfke karışımı bir ses tonuyla bunun nedenini sordular. Şef, benim hiç ücret talep etmeden ek iş yaptığımı ve sürekli mesaiye kaldığımı anlattı. Almanlar bozulsa da bir şey diyemediler. Aradan çok geçmeden ben Alman ordusuna girdim. İşten kendim çıksam 18 bin Euroluk tazminatı alamayacaktım. Şefe rica ettim, beni işten çıkardı. Böylece tazminatımı da alabildim. (detayları merak edenler için hikayenin devamı Ülkem ve Ben kitabında)

4 -  Her zorlukta iyi yönleri arayın. Zira zorluklar fırsatları da beraberinde getirir.

İşler durunca ve birkaç yerden alacaklarımızı da alamayınca 2019 yılında Istanbul’daki yapım şirketimi kapattım. Maddi olarak bir çıkmaza girmiştim. TRT’ye daha önce 60 bölümlük belgesel yapmıştım, ama artık sadece yandaşlar iş alabiliyordu. Büyük bir maddi çıkmaza girmiştim, 2014 doğumlu kızım 2020’de okula başlayacaktı. Bırakın onu özel okula göndermeyi, faturaları nasıl ödeyeceğimi bile bilmiyordum. Hiç aklımda yokken birden Alman komutanıma mail yazdım, geri gelsem bana göre iş var mı, diye. Hemen cevap geldi, yerin hazır, atla gel, diye. Elimde para olmadığı için 2013’de 22 bin dolara aldığım sıfır Toyotca Corolla aracımı 10 bin dolara sattım, paranın yarısını aileme bırakıp yarısıyla Almanya’ya gittim. Ve birkaç ay sonra işleri yola koyunca 14 Mart 2020 günü Istanbul’dan kalkan son Pegasus uçağıyla ailem de geldi. Bu, gerçekten de korona kısıtlaması başlamadan Istanbul’dan Münih’e kalkan son uçaktı. Böylece siyasi tartışmalar, kavgalar, skandallar ve zam yağmurlarını geride bırakıp burada yepyeni bir hayata başladık.

Sözün özü, 2019’de maddi sıkıntıya düşmeseydim, Almanya’ya dönmeyecektim. Ama zorluklar, bana ve aileme yepyeni bir kapı açtı.

5 -  Ufak işleri hiçbir zaman göz ardı etmeyin. Başarılı insanları başarısızlardan ayıran en büyük fark, başarısız insanların yapmaktan kaçındığı küçük işleri de yapmasıdır.

Belgeleri, faturaları ve garanti belgelerini dosyalamak, masanızdaki dosyaları düzene sokmak bazen angarya gibi gelebilir. Ama bunları yaptığınız zaman, hem kafa olarak rahatlayacak, hem de stresten uzak olacaksınız. Dosyalamadığınız için bir garanti belgesini gerektiğinde bulamadığınızı ve o sırada yaşadığınız stresi düşünün.

6 -  Hiçbir zaman “çok yoğunum” gerekçesinin ardına sığınmayın. Yapılması gerekeni – hoşunuza gitmese bile – mutlaka yapın. 

Bir şeyi isterseniz, ona mutlaka zaman ayırmalısınız. Mesela yabancı bir dil mi öğrenmeniz gerekiyor, ne kadar zor ve sıkıcı da olsa günde bir saat ayırdığınız zaman veya günde 5 kelime ezberlediğinizde, bir süre sonra epey ilerleme kaydettiğinizi göreceksiniz. 

7– Bütün bir günü hiç kimsenin size gölge etmesine izin vermeden yaşayın. Başarının altın basamaklarını tırmanmaya başladığınızda, biri sizi kendi düzeyine çekmeye çalışacaktır. Bu tip insanlara sadece gülümseyin ve oradan uzaklaşın. 

1996 yılında ilk kitabım yayınlandığında Almanya’da benimle aynı ofisi paylaşam meslektaşım, kitabımı elinde şöyle bir evirip çevirdikten sonra küçümseyici bir ifade ile “derleme” demişti. Bu lafına içimden çok üzülsem de belli etmemiş, yoluma devam etmiştim. Kitabıma derleme diyen arkadaş, 10 yıldır Almanya’da yaşadığı halde tek kelime Almanca bilmiyordu ve devlet dairesinde bir işi olduğu zaman çoğunlukla beni tercüman olarak götürürdü. Ben burada üniversiteyi bitirdim, sonra bir bankada işe başladım, ardından Orta Asya danışmanı olarak Alman ordusuna girdim. Meslektaşımsa dil bilmediği için uzun süre iş bulamayıp karısıyla arası açıldı, sonunda karısı onu boşadı. Ve meslektaşım sonunda kalacak yer bulamayıp kimsesizler yurduna düştü, orada birkaç ay kaldıktan sonra dayanamayıp Ankara’ya döndü, şu anda Sincan semtinde yaşıyor. Yıllar sonra bir telefon konuşmamızda kitaplarımı büyük bir zevkle okuduğunu belirttikten sonra sen tam yazar olmuşsun, demişti.

Bütün bunlardan “bakın ben ne kadar başarılıyım” sonucu çıkmasın lütfen. Son derece basit gibi görünen ve gündelik hayatta ne işe yarayacağı pek kestirilemeyen yukarıdaki kuralları alıp kendi hayatınıza uyguladığınızda, yaşam kalitenizin değiştiğini göreceksiniz. Benim kendi hayatımdan örnekler vermem, bu yüzden.

Sağlıkla ve mutlulukla kalın.

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA