DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert
Ahmet Furkan Demir
Ahmet Furkan Demir
Giriş Tarihi : 04-03-2023 00:26

Türkiye'de Arazi Toplulaştırması

Ülkemizin son dönemlerinde gerek tarım alanlarında gerekse de tarımsal faaliyetlerin gerçekleşmesinde azalmalar görülmüştür. İnsanlar tarım yapmaktan kaçınıp daha farklı yatırım kaynakları aramaya koyulmuşlardır. Bu durum da gerek üretimde gerekse de ihracat hususlarında ülkemize zarar vermiştir. Azalan tarım alanlarını arttırmak, var olan tarım alanlarının ıslahını sağlamak ve insanları tarıma teşvik etmek amacıyla devlet tarafından toplulaştırma çalışmasının yapılması elzem hale gelmiştir. Dört mevsimi de yaşayabilen ülkemizde sayısız tarım ürünü, sayısız meyve ve ekin grubu yetişebilmektedir.

Tüm bunların yapılabilmesi için artan gübre, mazot vb. masrafları azaltarak çiftçileri tarıma teşvik etmek, bu gruplarda yapılan hasat oranını arttırmak gayet mühim ve elzem bir durumdur. Arazi toplulaştırması ile hem sosyal imkânlardan fayda hem de tarımsal anlamda verim artışı gözlenmektedir. Bu durum hem istimlağı ortadan kaldırdığı için devlet tarafından, hem de tarımsal alanı ihya olduğu için çiftçi tarafından makul ve münasip görülmüştür. Daha önceleri köylere gelen sulama, yol, kanal vs. hizmetlerinin kapladığı alan kamulaştırma ile bedeli peşin ödenmek sureti ile alınır bu durum hem devlet açısından çok maliyetli olur hem de ödenen bedel çiftçiyi ihya etmez, tarlasının faydalı ömründen elde edeceği gelire tekabül etmezdi. Daha sonra her iki tarafı da memnun eden arazi toplulaştırma çalışması yürürlüğe girmiş ve yapılan yöntemler arasından en ekonomik ve en adil yöntem olarak görülmüştür.

“Ülkemizde ilk arazi toplulaştırması 1961 yılında Mülga TOPRAKSU Genel Müdürlüğü tarafından Konya ili Çumra İlçesine bağlı Karkın köyünde yapılmıştır. TOPRAKSU Teşkilat Kanunu ile iii Medeni Kanunun 678’inci maddesi ve Toplulaştırma Tüzüğüne göre yapılan çalışmalar 1984 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kuruluşuna kadar devam etmiştir. Bu tarihten itibaren toplulaştırma çalışmalarına KHGM tarafından devan edilirken aynı yıl yürürlüğe giren “3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanunu’ ile de Mülga Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından da arazi toplulaştırma çalışmalarına başlanmıştır.”

Toplulaştırma kelimesi sözlük anlamı olarak; dağınık olan birden fazla nesne veya varlığın bir araya getirilmesi, düzenlenmesi ve dizayn edilmesi anlamına gelmektedir. Arazi kelimesi ise ; Arapça kökenli bir kelime olup, yeryüzü parçası ve toprak manalarına gelmektedir.

Arazi Toplulaştırması arazilerin bozulmasını ve parçalanmasını önlemek amacıyla yapılan çalışmalardır. Parçalanmış arazilerde ise mülkiyet haklarını gözeterek, birden fazla parselin tek parsel haline getirilip; tarımsal işleyiş ve işlev açısından daha verimli hale gelmesini sağlamak amacıyla yapılan çalışmalardır. Aynı zamanda şekil bozukluğu sebebiyle tarımda istenilen verimin alınmadığı araziler de toplulaştırma çalışması ile şekillendirilip düzenlenmektedir. Arazi Toplulaştırması ile aynı zamanda köye sulama, ulaşım gibi hizmetler de getirilir bunun sonucunda yeni yol ve sulama kanalları da tesis edilebilir. Özellikle son dönemlerde ülkemizde tarım ve tarımın milli gelirinde düşüşler gözlemlenmektedir. Bu düşüşleri yok etmek, ülkenin tarıma ve hayvancılığa yönelmesi için de arazi toplulaştırması yapılır.

Toplulaştırma kadastrosu yapılmış olan alanlarda gerçekleştirilir. Arazi Toplulaştırma çalışması devletin yönetiminde Devlet Su İşleri ( DSİ ) tarafından yapılmaktadır. Ülkemizde  Arazi Toplulaştırma çalışması DSİ tarafından, DSİ’nin iznine tabi olan özel firmalara ihale yöntemi ile yaptırılmaktadır. Bu süreç zarfında DSİ proje üzerinde kontrol ve yönetim yapmaktadır. DSİ  kurumunda çalışan kontrol mühendisleri ( Harita kontrol mühendisi, Ziraat kontrol mühendisi) ve sürveyanlar gerekli kontrol ve yönetimi sağlarlar. DSİ veya proje idare bünyesinde birisi başkan, bir harita mühendisi, en az bir ziraat mühendisi olmak üzere bir proje birimi kurulur ve bu birim tarafından yönetilir. Sulu alanların düzenlenmesinde 3083 sayılı kanun, toprak alanların düzenlenmesinde ise 5403 sayılı kanun esas alınmaktadır.

Arazi toplulaştırması zorunlu arazi toplulaştırması, isteğe bağlı toplulaştırma ve özel arazi toplulaştırması olarak üç kısma ayrılmaktadır. Kamu yararı gözetilerek, maliklerin muvafakati olmaksızın yapılan toplulaştırmalara “Zorunlu Arazi Toplulaştırması” denir. Arazi sahiplerinin sahip oldukları toplam alanın % 51’inin imzalı muvafakati alınarak yapılan toplulaştırmalara “İsteğe Bağlı Toplulaştırma” , köy tüzel kişiler, belediye ve kooperatif gibi tüzel kişilikler veya kamu kuruluşlarında yapılan toplulaştırmalara ise “Özel Arazi Toplulaştırması” denir.

• ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI NEDEN YAPILIR

Parsellerin miras ve intikal yolları ile varislere kalması ve bundan mütevellit bölünmesi, parçalanması ve şekil bozukluklarının meydana gelmesi, parsellerin belirli bir kısmının satış yolu ile başka bir kişiye geçmesinden dolayı parsel üzerinde bölünme gerçekleşir. Bu durum da arazilerin parçalanmasına neden olduğundan toplulaştırma çalışmasına ihtiyaç duyulur.

Bununla birlikte köylünün beklentilerini karşılamak ve hizmet ulaştırmak amacıyla da yapılır. Bunlara örnek olarak; Arazilerin bir kısmının ulaşım ve sulamadan faydalanamaması. Bu arazilerden kanal, drenaj ve ulaşım yolu geçmemesi. Arazilerdeki şekil ve alan bozukluğundan meydana gelen işgücündeki artışı ve zaman israfını önlemek için, arazi üzerinde yenileme, onarım ve tesviye işlemlerinin yapılabilmesi için de yapılmaktadır.

Yukarıda belirtilen nedenler toplulaştırmayı zorunlu kılan başlıca unsurlardır. Bu unsurlar arasında en etkili olanlar miras ve intikal yoluyla arazilerin parçalanması ve arazilerin belirli bir kısmının satılması sonucu arazinin parçalanmasıdır. Özellikle varis sayısının fazla olduğu bölgelerde bir bütün olan arazi birden fazla parçaya bölünmektedir. Bu bölünmeler muris sağken gayri resmi bir şekilde yapılmaktadır. Muris sahibi vefat edince bölünme şartları varis sayısını karşılarsa resmiyet kazanıp tapuları varisler adına ayrıca çıkarılmaktadır. Sağlanmadığı durumlarda ise yine gayri resmi olarak kullanılıp ekilip biçilmektedir lakin bu durum tarımsal açıdan elverişli olmadığı için hem mülk sahiplerine hem de ülke tarım ekonomisine zarar vermektedir.

• ARAZİ TOPLULAŞTIRMANIN FAYDALARI

Arazi toplulaştırmanın en büyük faydası parsellerin daha düzenli bir hale getirilip, dağınık olan parselleri tek bir parsel haline getirirken aynı zamanda yek olan parsellerin de parçalanmasına mani olmaktır. İşgücü ve zamandan tasarruf sağlarken ekonomik olarak da tasarruf sağlayıp şekil bozukluklarının yok olmasıyla da makinelerin daha iyi ve daha az yakıtla çalışmasını sağlar. Net arazi kullanımındaki artış hasat veriminde artışa sebep olurken bununla birlikte bu durum gelirde artışa sebep olup maliyette de azalmaya vesile olmaktadır. Köyün sosyal imkânları artarken bu durum mutluluk ve refahta olumlu rol oynamaktadır.

TOPLULAŞTIRMA NASIL YAPILIR

Bakanlar kurulunun kararı ile yapılan toplulaştırma projesi DSİ bünyesinde gerçekleşmektedir. Günümüzde bu projeler hem daha hızlı ilerlemesi hem de ekonomik açıdan daha verimli olması için özel sektör kuruluşlarına ihale yöntemi ile verilmektedir. İhaleyi alan şirket personelleri süreç tamamlanana kadar DSİ personelleri ile irtibat halinde olup, yaptıkları çalışmaları onay ve kontrollerine sunarlar. İlk olarak toplulaştırma projesine girmiş olan alanların tespiti yapılmaktadır. Bu durum gerek CBS, gerek uydu sistemleri gerekse de sahaya çıkarak yerinde tespit ile yapılır. Alanların tespiti tamamlandıktan sonra parseller içerisinde bulunan (su kuyusu, ev, ahır, duvarlar veya çitlerle çevrili alanlar, samanlıklar, dikili meyve ağaçları, fıstık ağaçları vs.) sabit tesislerin tespiti gerçekleştirilir. 

Maliklerin parselleri içerisinde kalan sabit tesisleri toplulaştırma sonucunda tekrar parsel sınırları içerisinde kalır, vatandaş bu konuda bir mağduriyet yaşamaz. Daha sonra mülkiyet bilgileri oluşturulur. Eski ada-parsel numaralarına göre malikler ve maliklerin bilgileri kayıt altına alınır bu gibi bilgiler AT listelerinde de yer almaktadır. Harita veri tabanı oluşturma işlemi sayesinde mevcut parsel bilgileri sayısal ortama aktarılır ve işlemler dijital ortamdan yürütülür.  

Blokların oluşturulmasından önce arazi derecelendirme işlemi yapılır. Parsellerin farklı bölgelerinden farklı derinlikte alınan numuneler laboratuvar ortamında analiz edilir bu analizler sonucunda toprak etüdü yapılır ve derecelendirme komisyonu tarafından arazi derecelendirme haritası yapılır.

Derecelendirme işlemi tamamlandıktan sonra yeni bloklar oluşturulur. Daha sonra vatandaşların görüşleri ve fikirlerinin alınması için mülakat yapılır. Mülakata proje sorumlusu firmadan bir mühendis, DSİ’den kontrol mühendisleri, köy muhtarı, isteklerine bağlı olarak muhtar azaları ve maliklerin ( vatandaşların ) katılımı ile bir toplantı düzenlenir. Bu toplantıda malikler kendi parsel ve kişi bilgilerinin olduğu mülakat formlarına düşüncelerini ve tercihlerini kaydederler. Bu işlemlerin ardından toplulaştırma projesi yapılır ve itirazlar değerlendirilir. Yapılan projeler 30 gün süre ile muhtarlık veya belediyelerde veya internet sitesinde ilan olunur.  Malikler dilerse ilan süresi bitimiyle 15 gün içinde DSİ’ye itiraz dilekçesi ile başvurabilirler.

İtirazlar 15 gün içinde karara bağlanıp yeni askı aynı usulle ilan edilir. Genellikle 3 askıyla yapılan toplulaştırma çalışması DSİ’nin onay vermesi halinde yeni bir askıya daha çıkabilir. 

30679 Sayılı Kanunun 17. Maddesinde Bu Durum Şöyle Belirtilmiştir: DSİ veya proje idaresince arazi derecelendirmeleri esas alınarak yapılan veya yaptırılan yeni parselasyon planı ve yeni mülkiyet listeleri mahallinde muhtarlık binası, köy konağı, köy cami, yerleşim biriminin bağlı olduğu mal müdürlükleri ve belediyelerin ilan tahtalarında otuz gün süreyle askıya çıkılarak ilan edilir. 

Arazi malikleri ve diğer ilgililer ilan süresinin bitiminden itibaren on beş gün içinde DSİ veya proje idaresine yazılı olarak itiraz edebilirler. İtirazlar kayıt altına alınarak en geç on beş gün içinde karara bağlanır ve yazılı olarak bildirilir. İtiraz sonrası değerlendirilen parselasyon planları aynı ilan yöntemleriyle otuz gün süreyle askıya çıkarılarak kesinleşir. DSİ veya proje idaresince, gerekli görülmesi halinde hazırlanacak gerekçeli rapor ile üç askı yapılabilir. Ancak kamu yatırımlarının zorunlu kıldığı hallerde DSİ ve/veya proje idaresinin onayı alınarak yeni bir askı daha yapılabilir. 

Yapılan itirazlar değerlendirildikten sonra yeni askı esas alınarak aplikasyon işlemi yapılmaktadır. Aplikasyon işlemi onaylı projenin yeryüzündeki gösterimidir.

Toplulaştırma projesini yapan bünye elemanları GPS aleti ile köydeki yeni parsel sınırlarını belirlerler. Bu işlem köyün büyüklüğü ve çalışan eleman sayısına bağlı olarak 3 gün ile 1 hafta arasında değişmektedir. 

Parsel köşe noktaları ve kırık noktaları tespit edilir. Bu noktalara kazıklar çakılır ve üzerine de nokta numaraları yazılır örneğin; 186/1 şeklinde yazılarak 186 numaralı parselin 1. Noktası olduğu belirtilir.

Yer teslim aşamasından sonra malikler eğer mevcut yerlerinden razı olmazsa DSİ’ye dilekçe yoluyla durumu bildirirler. DSİ yer teslim işleminde bir kusur bulursa hatanın düzeltilmesini sağlar kusur bulunmazsa tescil edilir. 

Vatandaş dilerse bu durumu mahkemeye de taşıyabilir. Tescil işlemi tamamlandıktan sonra yapılan işlem sonucu oluşan parsel ve malik bilgileri değiştiği için yeni parsel ve malik bilgileri tapu kütüğüne işlenir.

 

 

NELER SÖYLENDİ?
@
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
Advert
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA