Yılın Başı Yolun Sonu

İçinde bulunduğumuz şu günlerde miladi 2022 yılının son anlarını yaşamaktayız. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da yaşandı ve bitti. Geçen bu 365 günde nice insanları ahirete uğurladık, nice ayrılıklar, nice güzel, nice kötü anlar yaşadık. Tüm bunlara rağmen insanlar hiçbir zaman (sözde) yeni yıl heyecanını yaşamaktan kendilerini alıkoymadı ve bu günü adeta bir bayram gibi kutladı. İnsanlar ömrümüzden 1 yılın daha eksilmesine aldırış etmeden gelen yeni yılı coşku ve heyecanla karşılayıp, rakamlardan ibaret olan bir varlıktan medet ve beklenti umarlar. Oysa bir Müslüman’ın beklentisi yalnızca Allah’tan olmalıdır. Gelecek olan 2023 yılı zamani bir kavramdır. Oysa Allah (C.C) mekândan ve zamandan münezzehtir. Onun için ne bir mekân kavramı ne de bir zaman dilimi vardır. Tüm mekânların ve tüm zamanların sahibi olan Allah dururken yeni yıldan beklenti ummak cehaletten başka bir şey değildir. Ey insanlar! Beklentilerinizi yeni yıldan değil, âlemlerin rabbi olan Allah’tan dileyin.

Ömrümüzden geçen 365 günümüzü muhasebe ve muhakeme etmek yerine çılgınlarca eğlenmek, heves ve arzulara kapılmak ne dünyamıza ne de ahiretimize zerre miskal fayda sağlamayacağı gibi aksine zarar zuhur edecektir. Koca 365 günümüz geçmiştir kendimize sorduk mu hiç? Bu 365 gün içerisinde 1 vakit namazını kaçırmayan Müslüman var mı? Kaç miskinin elinden tuttuk? Kaç yetime kucak açtık? Kaç tane ihtiyar insanı ziyaret edip duasını aldık? 365 gün içinde kaç defa tasaddukta bulunduk? Tüm bunların muhasebesini yapacağımıza ne örfümüzde ne de dinimizde yeri olamayan bir günü kutlayıp eğlendik öyle mi? Bu fiiliyatlar ile ahirette efendimizin karşısına hangi yüzle çıkacağız hiç düşündük mü? Âlemlerin rabbi olan Allah’a nasıl hesap vereceğiz kendimize sual ettik mi?

Yanı başımızdaki ülkelerde, Ortadoğu ülkelerinde Müslüman kardeşlerimiz zulüm görürken, başlarına bombalar yağarken nasıl da hiçbir şey yokmuş gibi yılbaşını kutlayacağız?

Ahlaksızlığın, fuhşiyatın, taciz olaylarının, madde ve alkol kullanımının, kumarın tavan yaptığı bu günde kendini Müslüman olarak atfeden bir insanın içinde en ufak bir heyecan kıpırtısı bile olmamalıdır. Allah’ın yasak ettiği her şeyin çiğnendiği bu günde bir kutlama yapmak, bir heyecan belirtmek o gün Allah’a isyan edenlerle aynı safta olmaktan başka bir şey değildir. Günaha ortak olan, destek veren onu işleyen gibidir. Bu hususta fahr-i kainat efendimiz Hz. Muhammed Sav şöyle buyurmaktadır:

“Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin sevabı verilir, o çığırda (o yolda) gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile bununla amel edenlerin günahı verilir, o yolda gidenlerin günahından da bir şey eksilmez.” (Müslim)
Aynı husus Kur’an-ı Kerim’ de şöyle geçmektedir:
“Kim güzel bir işe aracılık ederse ondan kendisi için bir nasip olur; kim de kötü bir işe aracılık ederse onun da buna denk bir payı olur. Allah her şeyi koruyup hakkını vermektedir.”
(NİSA SURESİ AYET 85)

Yine bu dönemde haksız kazanç olarak bilinen ve kati suretle haram olan piyango da başına “MİLLİ” ekini alarak satışa sunulmuş ve ne yazık ki insanlar tarafından da rağbet görmüştür. Allah’ın haram kıldığı bir müessesenin başına “MİLLİ” kelimesini koyarak meşrulaştırmak, insanlara karşı sevimli hale getirmek, Allah için İslam adına savaşan atalarımıza saygısızlıktan başka bir şey değildir. Ekseriyetini Müslümanların oluşturduğu bir ülkede haram olan piyangoya “MİLLİ” ibaresini eklemek muttaki olan Müslümanlara iftira ve hakaret olmakla birlikte Allah’ da savaş açmaktır. Şüphesiz Galip olan yalnızca Allah’tır.

Müslüman olmak sadece Kelime-i Şehadet getirip Allah’ın varlığına inanmak değildir. Müslüman olmak bir kimliğe, bir şahsiyete bürünüp hayat amacını ve tarzını Allah’ın emrettiği şekilde düzenlemektir. Bir Müslüman yine bir Müslümana benzemelidir. Ne bir gayrimüslim örnek alınmalıdır ne de bir gayrimüslim topluluk. Bu topluluklardan yalnızca faydalı ilimler alınmalıdır. Onun dışında ne bir örf ne bir kültür ne de bir eğlence tarzı alınmamalıdır. Benzemeye çalıştığımız insanlara ve bunun sonuçlarına dikkat etmeliyiz. Bu hususta efendimiz Hz. Muhammed (SAV) şöyle buyurmaktadır:

“Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.”
(Ebû Dâvud, Libâs, 4/4031)
Bununla birlikte kıldığımız namazların her rekâtında okuduğumuz Fatiha Suresinin son ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
“Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.”

Çevremizdeki insanlar eğlenip, kutlama yaparken sırf Allah’ın rızasını gözeterek bugüne karşı bir tavır alıp, normalin dışında tek eylem yapmamanın ecri elbette âlemlerin rabbi olan Allah tarafından bizlere verilecektir. Ne mutlu müspet veya menfi her tavrı Allah için olana.
Vesselam…