Orta Doğu'da Bir Lider Saddam Hüseyin

Tarih, Aralık ayının 30. gününe yaklaştıkça umumiyetin aklına, yılbaşı ve Noel gelmektedir. Ferdi az olan bir topluluğun aklına da, şüphesiz 30 Aralık 2006’da idam edilen Saddam Hüseyin gelmektedir. Sadece Orta Doğu’ya değil tüm dünyaya meydan okuyan, ölüm pahasına dâhi Amerika Birleşik Devletleri’ne kafa tutan bir lider. Amerika Birleşik Devletleri ile başlarda çok iyi anlaşıp daha sonra uyanan ve davasından vazgeçmeyen bir lider.

Saddam Hüseyin, her ne kadar Baas Partisi’nin yapmış olduğu bir darbe sonucu iktidara gelmiş olsa da, son yılları hariç görevde kaldığı süre zarfında ülkesini en iyi şekilde yönetmiş ve Irak, finansal anlamda tarihi bir rekora imza atmıştır. Petrol artık daha verimli kullanılıyor, askeri ve sanayi alanlarında çok büyük gelişmeler yaşanıyor, özellikle ihracat konusunda ülke zirveyi yaşıyordu. Lakin, Saddam Hüseyin bununla yetinmiyor Orta Doğu’daki tüm petrolleri istiyordu. Aynı zamanda Orta Doğu’daki diğer devletlerin de kendisini desteklemesini ve itaat etmesini istiyordu.

Amerika Birleşik Devletleri’nin kışkırtmaları neticesinde 1980 yılında İran’a savaş açtı ve yaklaşık 8 yıl süren bu savaşta her iki tarafta hem maddi hem de manevi zarara uğramış, toplamda 1.5 milyona yakın insan öldü. Savaşın kazananı olmasa da Saddam, bu savaştan zaferle ayrıldığını iddia edip ülkesinde kutlamıştır. Bu savaş esnasında yaşanan Halepçe katliamı ise hâla konuşulmaktadır. Bu konu hakkında çeşitli görüşler yer almaktadır. Kimilerine göre kimyasalı mağduriyet amaçlı İran atmıştır. Kimilerine göre ortalığı karıştıran ve savaşa zemin hazırlayan Amerika Birleşik Devletleri atmıştır. Kimilerine göre de Saddam atmıştır. En doğrusunu, Allah bilir.

Bu savaştan sonra 1990 yılında Saddam Amerika Birleşik Devletleri’nin kirli oyunuyla bu defa Kuveyt’e saldırmıştır ve daha sonra Irak’ı savaşa teşvik eden Amerika Birleşik Devletleri, sözde arabuluculuk yaparak 37 devletle birlikte koalisyon kurarak Irak’a saldırmış ve Irak bu savaşı da kaybetmiştir. Bu savaş dünya tarihine; “Körfez Savaşları” olarak geçmiştir.

Önceleri Amerika Birleşik Devletleri ile iyi anlaşsa da, bir müddet sonra olayların farkına varan Saddam, Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerini kesmiş ve bir ambargoya maruz kalmıştır. Her ne kadar bu ambargo Irak’ı zora soksa da Saddam asla geri adım atmamıştır.

Dönemin en büyük âlimleri huzurunda tövbe eden Saddam, ehl-i sünnet itikadına daha sıkı bağlanacağını belirtip Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı adeta savaş ilan etmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri ile soğuk savaş yaşayan Irak, aynı zamanda İsrail ile de soğuk bir savaş halinde olmuştur. Saddam Hüseyin’in en hassas olduğu konu Kudüs yani Filistin’dir. Filistin’e defalarca ziyaret gerçekleştirmiş ve İsrail’i defalarca tehdit etmiştir. Tehditlerinin göz boyama olmadığını göstermek isteyen Saddam, İsrail’in başkenti olan Tel Aviv’e tam 39 füze atmıştır.

Saddam Hüseyin el Mecid el Tikrit, şüphesiz dünya tarihine adını kazımış ve insanlar arasında ikiliğe neden olmuş bir liderdir. Batılı devletler tarafından terörist olarak gösterilirken, Orta Doğu’da bir kahraman olarak anılmaktadır. Benzer bir fikir ayrılığı Müslüman devletlerin içinde de bulunmaktadır; kimi cemiyetler Saddam’ı diktatör olarak görürken kimi cemiyetler de şehit olarak kabul etmektedir. Sünni kesim Saddam Hüseyin’i methederken Şii kesim ise Saddam Hüseyin’e nefret beslemektedir. Sünni itikadına sahip olan Saddam, Sünni-Şii çatışmalarının en yoğun yaşandığı dönemde Şiilere karşı hep mücadele etmiş özellikle İran’dan ülkesi Irak’a gelen Şiilerin ülkede boy göstermesine engel olmuştur. Irak’ta Şiiler tarafından verilen bir konferansta Hz. Ömer’e hakaret eden Şiileri öldürtmüştür. Bununla birlikte, Şii liderleri de öldürdüğü bilinmektedir. Irak’taki en büyük Şii örgütü olan Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi yetkilisi Muhammed el Hekim de, Saddam Hüseyin’in emri ile öldürülmüştür. [Evrensel Haber,18 Aralık 2003] 

Amerika Birleşik Devletleri ile ters düşen Saddam’a, bazı Arap devletler de ambargo uygulamıştır. Dış devletlerden uygulanan bu ambargo Irak hükümetini zor duruma düşürmüştür. Saddam’ın katı ve otoriter yönetiminden şikâyetçi olan Irak halkının bir kısmı ise ileride çok büyük pişmanlık yaşayacakları bir karar almışlardır.

Amerika Birleşik Devletleri’nin de desteği ile, ülke içinde çeşitli ayaklanmalar başlamış Saddam’ın devrilmesi istenmiştir. Bu durumu fırsat bilen Amerika Birleşik Devletleri; “Özgürlük getiriyoruz” diyerek Irak’ı işgal etmiştir. Irak’ın işgaline dayanamayan Saddam, biraz para ve silahla bir sığınakta ele geçirilmiş ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından satın alınmış sözde savcı ve hâkimler tarafından yargılanmıştır. Yapılan mahkemeler sonucunda Saddam Hüseyin’in idam edilmesine karar verilmiştir. Kurban bayramının 1. gününün sabahı, yani 30 Aralık 2006 tarihinde Saddam Hüseyin idam edilmiştir. İdam tarihinin Müslümanlar için kutsal bir gün olan kurban bayramına denk getirilmesi de, yine Amerika Birleşik Devletleri tarafından kasıtlı olarak yapılmıştır. Saddam Hüseyin’in idam anları ise, Irak televizyonlarında canlı olarak gösterilmiştir.

Amerika Birleşik Devletleri emeline ulaşmış ve Orta Doğu’da hüküm sürmesi için önündeki en büyük engel olan Saddam Hüseyin’i ortadan kaldırmıştır. Saddam’ın idamından sonra, Irak halkı eski günlerini mumla aramıştır. Amerika Birleşik Devletleri binlerce sivili katletmiş binlerce insana tecavüz etmiştir. Irak mukim konumdan seferi konumuna geçmiş, adeta kendi memleketinin gurbetini yaşamıştır.

Saddam Hüseyin’in ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen hakkındaki tartışmalar hala devam etmektedir. Elbette Saddam Hüseyin de her insan gibi günahkârdır lakin, İslam için ve devleti için yaptıklarını, Orta Doğu’da adeta bir muhafız olduğunu da unutmamak gerekir. Ölümünden hemen önce dik ve gururlu bir sesle Kelime-i Şehadet getiren bir liderden, bir Müslümandan bahsediyoruz. En doğrusunu, Âlemlerin Rabbi olan Allah bilir.