Ve haziran geldi.
Yaz yağmurlarıyla dolu günlerde.
Bir sıcak öğlen, bir serin gecenin içinden seslendi tüm renkler.
Şarkılar…
Yazın ilk karpuzundan tattım geçen gün.
Oysa iyice yaygınlaşmadan yemem mevsim meyvelerinden.
İyi geldi serin serin.
Bahçedeki kirazda tek tük kirazlar var bu sene.
Kayısılarda hiç yok.
Yapraklar cılız, buruşuk yer yer.
Soğuk ve dolu vurdu geçti ağaçları.
Meyveler pahalı olacak demek bu.
Çocuklar hasret kalacak elmaya, kiraza, kayısıya.
Her yeni mevsimde biraz daha hasret kalıyoruz sanki eski günlerin bereketine.
Sıcaklığına.
İnsanların samimiyetine.
O güzel ilişkilere.
Her haziran biraz daha eksiliyor masumiyetler.
Duruluk, tazelik.
İnsanlık her yaz sıcağında biraz daha soğuğa kesiyor sanki.
Ve her haziran taze bir mevsimin ilk adımlarını duyarken kulak kabartıyor içimiz:
Acaba güzel olur mu yine her şey?
Acaba yüreğimiz güler mi sahici düşlerin gerçeğiyle?
Kardeş sıcaklığında omuzlarda şarkılar dinler miyiz güneşe karşı?
Birbirimizin fotoğraflarını çekip yorum yaparken, gülümserken karşılıklı endişeler kuş olup uçar mı dağlar ardına?
Sahi haziran bize iyi gelecek neleri koydun da geldin heybene?
Çıkar haydi bırak avuçlarımıza.
Sıcacık bir huzurla sarmalansın sol yanımız…
***
TRUVA YAYIN GRUBU YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
Logoya tıklayıp Youtube kanalımızı ziyaret edebilir, abone olabilirsiniz.