“Haydi şimdi” desek hayata,
Ertelediğimiz işlere mesela…
Yaprak almışızdır, tazecik asma yaprağı, dolapta sarılmayı bekiyordur, “kim yapacak şimdi öyle iç hazırla, ince ince sar…”
Olsun efendim, beş sıra değil de iki sıra sar koy tencereye; varsın kalem gibi olmasın, az dolgun sar kim ne diyecek hem, lezzeti mühim, keyif senin…
“Haydi” de varsa yarım bıraktığın okuluna,
Masada bekleyip duran kitaba,
Okunacak dosyalara,
Yazılacak yazılara…
Haydi ara erteleyip durduğun arkadaşını,
Dostunu,
“Özledim aradım” de incecik perdeden…
Uzanan bir eli hemen tutuver, sımsıkı,
“Evet”leri dök gönlünden,
Haydi kalk giyin gitmen gerekene yönel,
Yolları arşınla,
Haydi kalk üşendiğin yaz temizliğine başla,
Aklına düştü mü sen de peşine düş işlerin,
Tut ucundan kaçan zamanın,
Mavi kalemin varsa elinde, bir bulut çiz,
Uzan sarıya güneşi kondur,
Hayalindeki ağacı boya dal dal,
Gerçeğini görünce koş sarıl…
Haydi tut ucundan hayatın,
Sevdiğin şarkının ritminde,
Gülümse ve başla, hemen şimdi…