Ağustos, bir bedevinin şarkısına tutunmuştur artık
Çölün soğuğuna yoktur sözüm
Çünkü yıldızlarım vardı çok olan, kumlarından
Karaltılar içinde bir atlı, uyandırıyor beni hülyandan
Hülyan, atlının içinde tepelerden akan bir rüzgâr mıdır bilmiyorum
Bu karşılığı olmayan aşk, çeker dolunaysız geceyi kör kuyularından
Oysa sonlanmayan şarkısına gamzelerinden notalar ekler bedevi
Mehtabı toplayıp götüren cinler ya da periler midir bilmiyorum
Gövdeme tırmanan aceleci bir sürüngenin bıraktığı ayak izlerinde
Ruhuma aralıksız pençesini geçirmiş bir çöl aslanının tüylerinde
Bildiklerimi unutturan bu korku, seninle yaşama arzumdan mıdır
Haydi, bir avuç kum serp kördüğüm olmuş bahtımın üzerine
Ya yaşamaya devam etmeliyim şarkının sürgününde
Ya öldürmeliyim içimdeki bedeviyi hiçbir vahası olmayan sensizlik çölünde