Muhabbet Sofrası

Ümmügülsüm Hasyıldırım

13-08-2022 03:38

Advert

Hani insanın içi içine sığmaz ya, hani kaybettiği oyuncağını bulan çocuğun sevinci var ya, hani bazı duyguları anlatacak kelime yetim kalır ya işte öyle bir duygu durumuyla tebessüme durmuş yüzüm.

Mutluluğu muştular zaman yüreğine. Ânın tadı damağında. Bir söz, bir gülüş, bir bakış öper yüreğini. Dudakların, suya hasret toprak gibi. 

Vuslatın çehresi mütebessim. Ziyaretçisini heyecanla karşılayan yürek, vuslata kaim. Işıl ışıl, Cıvıl cıvıl pür neşe. Güzelliğine güzellik katan yıllar, neşesini katlamış ikiye. Doyumsuz kucaklaşmaların lezzeti biteviye. Hediyeleşerek Sünneti uygulamanın doyumsuz tadı eklenir muhabbete.

İkramların biri iner biri çıkar masadaki makamına. İçecekler, dudaklara sunulmuş ziyafet. Meyve tabağı heyecana durmuş sırasını beklerken. Ruhumuzdaki hissi, sevginin ete kemiğe bürünmüş hali. Sözler kovalıyor birbirini. Yılları âna sığdırmak istercesine, yarışıyor sözler birbiriyle. 

Üçüncü muhabbetin sandalyesi doluyor az sonra. Tüm engellere dur diyerek oturuyor makamına. Yanakları ışıl ışıl mutluluktan. Yıllara meydan okuyan fiziğiyle, bir kahkaha fırlatıyor muhabbet sofrasına. Özgün, samimi, içten tebessümler tatlısıdır artık muhabbetin. Odalar yetersizdir sevgi üçgenine.

Anadan yadigar, el dokuması kilimlerin süslediği balkon keyfi, kana kana içilir muhabbetin tam ortasında. İncitmekten korkarcasına, usul usul okşar rüzgâr saçları. Şuh kahkahalardır balkonun süsü.

Gün döner. Akşama ramak kala, ayrılığa dem vuran sözler, vurulan son darbedir muhabbete. Ayrılığa davetkâr telefonlar, üzüm suyu sıkar muhabbetin ortasına. Dudak kıvrımları isyankâr. Hafiften burkulmalar yer alır gönül hanenin sırça sarayında.  

Üç yürek zamana hayıflanır acelen ne diye. Gün gruba yeltenince, firakı kapı arası sohbetle uzatırlar meyusane. Dost meclisi dağılmaya meyl etmez uzunca bir süre. Sonra, sarmaş dolaştır yürekler birbirine. İstemsiz bineğin kapıları aralanır hüzünlü gözlerle. Veda sözleri uğramaz dudaklara. Yeniden buluşmanın kavliyle teselli bulurlar acizane. 

Ayrılığa dair bir buse, acıtır yüreklerini. O en güzel sevgi şekliydi aslında. Ancak buse değil, vedalardı sızlayan yaralarının müsebbibi. Kapanan camın ardından sallanan eller, hüzünlü gözlere eşlik eder. Bir daha ki sefere verilen sözlere binaen, umutla tebessüm ederek uzaklaşırlar noktaladıkları muhabbet sofrasından. Günün sonunda, daim olan gerçek dostluk vurmuştur mührünü son deme. 

 

DİĞER YAZILARI Mükâfat 01-01-1970 03:00 Günlere Hapsettik Sevgileri 01-01-1970 03:00 Safımız Belli Olsun 01-01-1970 03:00 Cennet Gülleri  01-01-1970 03:00 İade Ediyorum  01-01-1970 03:00 Utanç Bayrak Çekmiş Özgürlüğe 01-01-1970 03:00 Keder 01-01-1970 03:00 İlacı Yok 01-01-1970 03:00 Hayırlı Bayramlar  01-01-1970 03:00 Seni Seviyorum 01-01-1970 03:00 Bize Ne Oldu? 01-01-1970 03:00 Gül Neydi? 01-01-1970 03:00 Bayram 01-01-1970 03:00 Huzur İklimi 01-01-1970 03:00 İçimden Gelmiyor 01-01-1970 03:00 Kıyamete Uyanmak 01-01-1970 03:00 Uyku Molası 01-01-1970 03:00 Üç Kardeş 01-01-1970 03:00 Ne Oldum Deme Ne Olacağım De 01-01-1970 03:00 Dostluk Sözlerde mi? 01-01-1970 03:00 Kanat Takmış 01-01-1970 03:00 Öğretmen 01-01-1970 03:00 Ben Neyim? 01-01-1970 03:00 Gülümse 01-01-1970 03:00 Hep Ağlamayı Seçtim Hayatımda 01-01-1970 03:00 Açlık 01-01-1970 03:00 Prangalarımız 01-01-1970 03:00 Sensizlik 01-01-1970 03:00 Bir Okul Düşün / Üçüncü Bölüm 01-01-1970 03:00 Bir Okul Düşün / İkinci Bölüm 01-01-1970 03:00 Bir Okul Düşünün... 01-01-1970 03:00 Tohumum 01-01-1970 03:00 Saygı 01-01-1970 03:00