Bugünün çocukları teknolojinin içerisinde doğup büyüyor. Onlara teknolojinin doğru kullanımının 12 yaşına kadar öğretilmesi gerekiyor. Teknoloji bir anlamda bir dopaminizm… Çocuğa yasaklar koymak yerine gerekçelerinin anlaşılır biçimde anlatılmasının önemi büyük. Ev ortamında tatlı kurallar olması gerekiyor.
Ailelerin en büyük kaygısı: Çocuğumu nasıl kontrol edeceğim?
Günümüzde anne ve babaların en çok kaygılandıkları konuların başında çocukların teknolojiyle olan ilişkilerini nasıl düzenleyecekleri geliyor. Aileler çok haklı olarak çocuğun bu arzusunu nasıl kısıtlayıp kontrol edeceğini düşünüyor. Çünkü bu kuşak dijital ortama doğdu ve çocukların da en büyük ihtiyacı oyun. Çünkü oyun çocuğun en ciddi işi. En cazip oyun alanı da dijital oyunlar. Diğer sök tak oyunlar daha zahmetli, oysa dijital oyunlar daha kolay. Onun için daha çok tercih ediliyor.
Çocuğa telefon ne zaman verilmeli?
Çok küçük yaşlardan itibaren kontrolsüz şekilde başlayan teknoloji kullanımı çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Geçmişe göre bu konuda toplum da daha bilinçlendi. Anne ve baba 3-4 yaşındaki çocuklarını konuşmadığı için getiriyor. Biz gecikmiş konuşma diye hemen otizmden şüpheleniyoruz. Bakıyoruz ki bütün gün evde televizyonda. Şimdi de çocuğa tablet veriyorlar. O çocuk bütün gün onunla uğraşıyor. Çocuk beyninde sözcük üretme ihtiyacı hissetmiyor. Orada çok iyi dinliyor, takip ediyor, oynuyor, vakit geçiriyor ve susuyor hemen.
Çocuklara 5 yaşına kadar yalnız tablet, tv, telefon verilmemeli. Ders durumuna göre okul zamanı bir saat, tatil zamanı ise 2 saat uygun olabilir. Bu kullanım da filtreli programlar kullanılarak veya ebeveyn gözetiminde olmalı. Kurallara uyan bir genç ise 12 yaşından sonra günlük 1-3 saat arası, 15- 18 yaşına kadar kontrollü bir kullanım ideal olandır.
Dijital dünya ve teknoloji kültürü öğretilmeli!
Çocuğa teknoloji kullanımının kontrollü şekilde öğretilmesi çok önemli. Önemli olan bir de yaş var. 0-3 yaş ayrı, 3-6 yaş ayrı, 6-12 yaş ayrı, 12 yaş ve yukarısı ayrı değerlendirilmelidir. Çocuk ergenliğe girerken yani 11-12 yaş ergenliğin başlangıç yaşıdır. O yaşa kadar çocuğa bunun kültürünü öğretmeniz gerekir. Çocuğa bu yaşa kadar dijital dünya ve teknolojide iletişim kurmanın kültürünü öğretmediyseniz artık çok geç. Çocuğun medya okuryazarı olması gerekir. Bundan sonra öğretmeniz çok zor olur.
Anne ve babanın tutarlı tutumu önemli!
Çocuk 10 -11 yaşına kadar anne ve babasını tartışmasız tek lider olarak görür. Burada da anne ve babanın tutarlı bir tutum izlemeleri gerekli. Anne ve baba burada çocuğuna çifte mesaj veriyorsa, iyi polis-kötü polis tutumu izleniyorsa bunun olumsuz sonuçları ortaya çıkacaktır. Örneğin baba çok özgür bir tutum izliyorsa, her şeye izin veriyor. Anne ise tam tersi çocuğu kontrol etmeye çalışıyorsa çocuk bencil bir şekilde yetişiyor. Çocuk çıkarına uygun olacak şekilde babayı kabul ediyor, anneyi dikkate almamaya başlıyor. Orada baba oğul koalisyonu oluyor ve anneyi orada tehdit gibi görüyor. Burada çocuğu sınırsız bırakırsanız anne ve babasına şiddet uygulamaya başlar. O nedenle anne ve babanın beraber hareket etmesi ve ortak bir dil kullanmaları gerekir.
Yasak konulmamalı!
Şunu söyleyebilirim ki teknoloji kullanımında yasaklar bir işe yaramıyor… Çocuğa yasak deyip oynarken tablet ya da telefonu elinden almak ya da bilgisayarın fişini çekip kapatmak doğru bir yöntem değil. Çocuğa mutlaka gerekçeleri anlatılmalıdır. Eğer gerekçe açıklamadan yasaklarsak çocuk bunu haksız saldırı olarak algılıyor ve anne-babasına karşı düşmanlık başlıyor. Örneğin çocuk da ders çalışmayarak öç alıyor.
Çocuğa uzun vadeli düşünme becerisi öğretilmelidir.
Çocuklar 12 yaşından önce her şeyi kısa vadeli düşünmeye eğilimi gösterirler ergenlikten sonra ise yavaş yavaş orta ve uzun vadeli düşünme becerisi kazanırlar. Uzun vadeli düşünme becerisi, stratejik düşünce, stratejik hedef belirleyip plan yapma becerisidir. Çocuk stratejik hedef planını bilmiyor ki ergenlikten sonra öğreniyor. Bunu o çocuğa öğretmek gerekiyor.
Ânı değil, ‘an’da yaşa…
Kısa vadeli hedeflerle yaşayan ve duygularla hareket eden bir kimse anı yaşa der. Hâlbuki o ‘Ânı yaşa değil, anda yaşa’ dır. Çocuklarda geçmiş ve gelecekle ilgili hiçbir proje yapılmıyor. Çocuklar için gelecek projeksiyonu çalışılması lazım. Mesela çocuğa gelecekteki meslekle ilgili hedef koymak için motivasyon oluşturmak gerekiyor. Motivasyon oluşturmak için de onda istek uyandırmak lazım. İstek uyandırmak için de ihtiyaç hissettirmek lazım.
Teknoloji de dopaminizmdir…
Dijital oyunlar beyinde dopamin etkisi oluşturuyor. Sigara bağımlılığında aşırı nikotini beyin hücreleri ihtiyaç gibi talep ediyor. Buna haz, ödül yetmezliği deniliyor. Bağımlılıkta dopamin beklenen ödüllerle değil de beklenmeyen ödüllerle geliyor. Bu oyunlar da aynı özelliğe sahip. Beyin merak, hayret ve dopamin beklentisiyle oyuna kaptırıyor kendini. Teknoloji de dopaminizmdir. Dijital teknolojinin en büyük riski beyindeki dopaminin kolay salgılanması ve bağlamasıdır.
Takdir, onay ve övgü sözleri dopamin salgılatıyor.
Çocuğun beyninde en çok dopamin salgılatacak şeyin oyunlar değil, anne ve babadan alacak takdir, onay ve övgü sözleridir. Bizim kültürümüzde de anne ve baba o sözleri pek söylemiyor. Çocuğun kişiliği övülmemeli. Kişiliği övülürse çocuk kibirli ve narsist olur ama davranış ve çabaları övülmeli. Çocuğun kişiliğini eleştirmeyeceksin.