Sabır, hayatta en önemli silahlardan biridir. İnsan hayatta çok şeye maruz kalabilir, bundan kurtulmak mümkün değildir.
Doğmak, her türlü şeye açık kalmak demektir. İnancımızda kader ve kaza diye bir şey var.
İnsan kaderini yaşar, yaşarken birçok “kaza”ya, hadiseye muhatap olur.
Dinimiz, bize maruz kaldıklarımızı kabullenmeyi salık verir. Kabullenerek sabretmeyi öğütler.
Modern ilimler ise sabır için “meditatif” eylem diyor. Evet, sabır acı bir eylemlilik halidir. Sanıldığının aksine sabır pasif bir hal değil, içe doğru bir eylemliliktir. Sabrederken, insan yaşananı düşünür, onu bir şekilde tanımlar ve kabullenir. Yaşananlar kabullenildiği için de yıkıcı olmaktan çıkar.
İnsan sabrettiğinde, sabrın sonucunda iyi bir netice bulur. Bu sebeple “sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır”.
Evet, sabır katlanmak değildir. Katlanılan şey acı vermeye devam eder. Sabır ise olanı kabullenmektir. Yaşananı düşünmek, “neden ve niçin”i merak etmek, böylelikle yaşananın hikmetine ermektir sabır. Böyle olduğu için sabır aktif bir hal olarak tanımlanmıştır.
Sabredilmediğinde, hemen tepki verildiğinde yanlış yapma ihtimali yükselir. Çünkü ilk anda yaşananın perde arkası, derinliği bilinmez, yüzeysel bir tepki verilmiş olunur. Ama sabredildiğinde maruz kalınan daha ayrıntılı öğrenilir, bütünlüğüyle öğrenildiği için de uygun tepki tespit edilir.
Evlilikte, ilişkilerde sabır bu açıdan önemlidir.
Kimi eşler aceleci davranıp hemen karar verdikleri için yanlış yapar. Bitmeyecek, devam edebilecek evlilikler bitirilmiş olur. Arkasından derin pişmanlık hissedilir. Sonradan pişman olmamak için, hemen karar vermemek, son sözü söylemek lazımdır.
Eşler, taraflar, sabır eğitiminden de geçmelidir. Kişiler hız ve acelecilikten kurtulmayı denemelidirler. Hayatın devam ettiğini, yeni şeylerin başka türlü bir gerçekliği doğurabileceğini düşünmelidirler.
Kayınvalide sahiden sıkıntılı olabilir, ama gelin bilmeli ki kayınvalide her zaman olmaz. Yarın hayatın ne getireceği belli değildir. Kayınvalide bugün var yarın yoktur.
İnsan hayatın hep aynı şekilde devam edeceğini düşündüğü için sabredemez, bunun katlanılmaz olduğunu düşünür.
Oysa her günün yeni bir şey getirme ihtimali vardır.
Musa Aşkın
Gerçek Derinlik İçimizde
Gevher Aktaş Demirkaya
Ben Yemen Türküsü’nü Söylerken Ata Ağlardı
Yusuf Sarıkaya
Bizim Kuşak /4
Mine Çağlıyan
Özgürlük
Sedat İlhan
Sami Çelik Bey’e
Ümmügülsüm Hasyıldırım
Bir Mum Işığına Tutsak
Suna Türkmen Güngör
Ruhun Terazisi
Ümit Polat
Hakan Bahçeci’nin Öykü Yoculuğu
Dilek Tuna Memişoğlu
Sudan Ağlıyor
Ebru Bozcuk
Yaşam Gustoluğu
Mehmet Şahan
Hasene ve Hasenat
Serhan Poyraz
Goriot Baba / Honore de Balzac
Ayşe Parlar Gürkan
Duyguların Matematiği
Hilmi Yavuz
Okuma Takıntısı
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Sevgi Yönetimi
Haluk Özdil
Nazilerin Gizli Silahı Lili Marleen
Ahmet Furkan Demir
Çağımızın Hastalığı: Gösteriş
Hüseyin Uyar
İstanbul Senfonisi
Nevin Bahtişen
Hayata Dair
Ayfer Güney
Dur
Deniz İmre
Anlam Arayışının Sessiz Çığlığı
Hamiyet Su Kopartan
Meşguliyet
Sami Çelik
Ey Zımni
Turan Demirci
Yapılmayacaklar Listesi
Muhammet Çavdar
Bir Uyku Bin Ölüm
Reyhan Mete
Ey Ruh! Geldiysen Üç Kez Tıkla
Esedullah Oğuz
İçimiz Dışımız Suriye
Hakan Cucunel
Türk Edebiyatı ve Türkçe Edebiyat
Cengiz Hortoğlu
Mutlu Olmak mı Nasıl Yani?
Ufuk Batum
Yediği Ayazı Unutmamak
Şükrü Doruk
Alma Ağacı
Uzman Klinik Psikolog, Dr. Ezgi Yaz
Hayat Gökyüzüdür, Bakış Açımız da Teleskop
Demet Mannaş Kervan
Sözde Hayvanseverin Eseri: Sokak Köpeği
Tamer Şahin
Dünyalı Barış Manço
Kadir Çelik
Affet Bizi Güzelhisar